Cennetten çıkarılarak gönderildiğimiz ve cennete göre çok çok aşağılarda bir yerlerde olan yani deni(alçak,aşağı) olan dünyaya bakışımız tüm hayatımızı düzenliyor aslında.
Basitçe bir imtihan salonu olarak düzenlenmiş ve cennetten nimetlerin bir kısmının çok zayıf numune ve örnekleriyle donatılmış bir imtihan salonu dünyamız.
Vücudumuz da bu imtihan salonuna uygun bir şekilde geçici bir zaman için verilmiş ameliyat öncesi giydiğimiz elbise mahiyetinde.
Oysa her şeyiyle hay, her şeyiyle canlı olan ahret hayatı bambaşka.
Ölümün, yaşlılığın, zevalin, elemin, acının yokluğun olmadığı hep mutluluğun olduğu bir dünya ahret.
Dünyanın bin sene mesudane hayatının bir saatine karşılık gelmediği bir cennet;
Ve cennetinde bin sene mesudane hayatının bir saat Cemalullah’ını seyretmeye karşılık gelmediği bir sevgiliye kavuşmak Şeb-i Arus.
Şunu unutmayalım dostlar imtihan için dünyada verilen tüm numuneler sınırlı.
Mesela tüm hayatınız boyunca yiyeceğiniz ET , ya da TATLI miktarı belirli.
Çok yer israf ederseniz ömrünüzün ortasında bunlardan mahrum kalabilirsiniz.
Nasıl mı ? dediniz.
Doktor; ‘beyefendi GUT hastalığına yakalanmışsınız size ET yasak’ diyebilir.
Dediği anda et size haram olur.
Kanaat tükenmez hazinedir.
Coşkun akan nehirden dahi abdest alsanız israf etmeyin diyor Peygamberimiz.
Bu sebeple ‘’Hayr-ul umuru evsatuha=İşlerin hayırlısı vasat(orta) olandır’’
Bu sebeple şu 3 günlük numunelik dünyayı abartmayalım dostlar.
Burası DOYUMLUK değil TADIMLIK.
Tatmaya izin var doymaya yok.
Onun için yemeklerin arkasında;
‘’Ey bizi nimetleriyle perverde eden SULTANIMIZ!
Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba’larını göster.
Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet.
Bizi bu çöllerde mahvettirme.
Bizi huzuruna al. Bize merhamet et.
Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir.’’şeklinde dua ederiz.
Numuneler dünyasında NUMUNE bir hayat yaşayalım,
Ve arkamıza bakmadan yürüyelim SEVGİLİYE.
Yürüyelim ki bizim de ölümümüz bir Şeb-i Arus olsun inşallah.
Var mısınız ???