Camiler İçin : “Allah’ın Evi” Tabirini Kullanmak Doğru mudur ?

Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh oluşu, O’nun hiçbir şekilde zaman ve mekânla ilişkilendirilmemesi demektir. Zira zaman ve mekân “mahlûk” yani yaratılmıştır. Allah ise yaratıcıdır. Dolayısıyla O yaratılmışlara has özelliklerden münezzeh, yani uzaktır.

Biraz daha açık ifade etmek gerekirse, “mekân” varlık ve nesnelerin bulunduğu yerdir. Söz gelimi bir meyve ağaçta, ağaç bahçede, bahçe bir bölgede, bölge dünyada, dünyamız güneş sisteminde, güneş sistemi galakside, galaksiler uzayda bulunmaktadır.

Bunların hepsi mahlûk, yani yaratılmış bir şeydir. Zamana gelince bu, varlıklardaki hareketliliğin birimsel olarak ifade edilmesi olup varlıktan ayrı bir şey değildir.

Sonuçta bu da mahlûk yani yaratılmış bir şeydir. Allah ise her şeyi var eden, yaratandır (En’âm, 6/102). “O gökleri ve yeri yaratandır…” (Fâtır, 45/1) O hâlde Allah, her çeşit zaman ve mekân kayıtlarından uzaktır.

Cami ve Mescid Kavramları. Arapça cem’ kökünden türeyen, “toplayan, bir araya getiren” anlamındaki câmi’ kelimesi, başlangıçta sadece cuma namazı kılınan büyük mescidler için kullanılan el-mescidü’l-câmi’ (cemaati toplayan mescid) tamlamasının kısaltılmış şeklidir. “el-Mescidü’l-câmi'” tabiri, Taberânî’nin bir rivayetine göre bizzat Hz. Peygamber tarafından kullanılmıştır.

Camiler edep ve terbiye ocağı, Allah’ın en sevdiği, en hoşlandığı mekanlardır. Cennetin yolu camilerden geçer. Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ederken Kuba mescidini,500 metre sonra Ranuna vadisinde başka bir mescidi, 4 km. sonra Mescid-i Nebiyi bizzat çalışarak ve de teşvik ederek inşa etmiştir. Sevgili peygamberimiz :“Bir kimse yüce Allah’ın rızasını gözeterek bir mescit inşa ederse,Allah da ona cennette bir köşk inşa eder.” buyurmuşlardır.

Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 125. ayette, Allah-u Teala Kabe için “beytim”, yani evim tabirini kullanmaktadır. Buradan da Kâbe’ye “beytullah” denilebileceği anlaşılmaktadır. Camilere de Allah’ın evi demekte bir mahsur yoktur. Ancak Allah’ın evi tabiri yerine Allah’ın mescitleri tabirini kullanmak ise çok daha uygundur.

“Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: ‘Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.’ ” (Bakara Suresi , 2/125)

Üç günlük dünya için gökyüzüne ulaşan konaklar inşa ederken; köşk, saray ve malikanelerle eşsiz konaklar yaparken: Neden bu kadar çok camii yapılıyor (içinde cemaat bile yok) demek akıl ve mantık ifadesi değildir!.. Camii ve mescidler insanlığın “iman kaleleridir!” Gocunmak değil gurur duymak gerekir. Allah’ın mescitlerini bakım ve inşaa edenlere selam olsun!

YORUM EKLE