CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Samsun'da muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya geldi: (1)

- "Yeni bir stratejiye, yeni çözüm anlayışına ihtiyacımız var. Devleti bilgi ile yönetmeliyiz. Demokrasi içinde yönetmeliyiz. İnsanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmeliler. Siyaset kurumu rahatlıkla eleştirilebilmeli. Gerekirse en sert eleştiriye siyasetçi tahammül edebilmeli. Yanlışının farkına varmalı, yanlışında ısrar etmemeli. Bunu yapmak bizim elimizde, beraber bunu yapmak zorundayız" - "Sizden isteğim, ön yargılarınızı kırın. Ezin, atın çöp sepetine. Yeni bir Türkiye için güzel bir Türkiye için barışçı bir Türkiye için üreten bir Türkiye için alın terine değer veren bir Türkiye için hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye için yeni adımlar atmak zorundayız. Devletin akılla yönetildiği, mantıkla yönetildiği ve devleti yönetenlerin her kuruşun hesabını millete verdiği bir anlayışla bu devletin yönetilmesi lazım"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Samsun'da muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya geldi: (1)

SAMSUN (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni bir stratejiye, yeni çözüm anlayışına ihtiyacımız var. Devleti bilgi ile yönetmeliyiz. Demokrasi içinde yönetmeliyiz. İnsanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmeliler. Siyaset kurumu rahatlıkla eleştirilebilmeli. Gerekirse en sert eleştiriye siyasetçi tahammül edebilmeli. Yanlışının farkına varmalı, yanlışında ısrar etmemeli. Bunu yapmak bizim elimizde, beraber bunu yapmak zorundayız." dedi.

Kılıçdaroğlu, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada; Samsun'un, kurtuluş mücadelesinin önemli kentlerinden biri olduğunu hatırlattı.

Türkiye'nin yeni bir sürecin içinde yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, ortak sorunları çözmenin önemini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, ülkenin var olan sorunlarının ortak akıl ve aklın egemen kılınarak çözüleceğini belirterek "Benimle konuşmadan benim derdimi kim çözebilir? Ben sorunumu anlatacağım ki çözme makamında olan sorunu çözsün. Benden habersiz benim sorunu mu bilemez ki... Bunun yapılması lazım. Esnafın derdi var, doğru. Sanayicinin derdi var, doğru. Çiftçinin derdi var, doğru. Peki derdi ne? Ülkeyi yöneten kişinin önce o derdi bir dinlemesi lazım. Nedir bu dert? Oturup konuşması lazım." ifadelerini kullandı.

Kinin, öfkenin ve intikam duygusunun öne çekilmemesi gerektiğini, aksi takdirde devlette ve vatandaşlar arasında kavganın gündeme geleceğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanayici bugün ne diyor? 'Önümü göremiyorum' diyor. Gaziantep'e gittim, sanayicilerle konuştum. Burada da konuşacağım. 'Yatırım yapacağım, önümü göremiyorum, dolar ne olacak bilmiyorum' diyor. Önünü göremezse, üç adım sonrasını göremezse nasıl yatırım yapacak? Pandemi dönemi yaşadık, evet. Hala yaşıyoruz, evet. Esnaf ne diyor? '40 yıldır vergi ödedim, bana 40 gün devlet bakmadı' diyor. Haklı mı? Haklı. Çiftçi, perişan vaziyette baktığınız zaman. Elektrik zamlı, ilaç zamlı, gübre zamlı, aldığım fide zamlı, tohum zamlı. Nereden geliyor? Yem dahil olmak üzere dışarıdan geliyor. Dışarıdan gelince bedelini ne olarak ödüyorsun? Dolar karşılığı Türk lirası ödüyorsun. Her şeye zam geldi. Fiyatlar böyle çıkarsa her şeye zam gelir. Peki vatandaş nasıl geçinecek? Yeni bir stratejiye, yeni çözüm anlayışına ihtiyacımız var. Devleti bilgi ile yönetmeliyiz. Demokrasi içinde yönetmeliyiz. İnsanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmeliler. Siyaset kurumu rahatlıkla eleştirilebilmeli. Gerekirse en sert eleştiriye siyasetçi tahammül edebilmeli. Yanlışının farkına varmalı, yanlışında ısrar etmemeli. Bunu yapmak bizim elimizde, beraber bunu yapmak zorundayız. Çocuklarımız, evlatlarımız için yapmak zorundayız, geleceğimiz için yapmak zorundayız, bayrağımız için yapmak zorundayız. En önemlisi, tarihimiz için yapmak zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde tek tek her birimizin sorumluluğu var."

Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin futbol takımı gibi tutulan bir olgu veya devlet olmadığını, devlet gibi hareket edemeyeceklerini vurgulayarak bunu, tüm vatandaşların bilmesi gerektiğini söyledi.

Demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini, bunun ilk adımının ise muhtarların yetkisinin artırılmasıyla atılabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Pandemi dönemi, tarımın stratejik bir sektör olduğunu gösterdi. Arabanız olmayabilir, buzdolabınız olmayabilir ama günde üç sefer yemek yiyeceksiniz, çoluk çocuk beslenecek. Neyle beslenecek? Çiftçi üretmezse neyle besleneceğiz? Bana elinizi vicdanınıza koyup söyler misiniz? Yahu bu memlekette saman ithal edileceği hiç aklınıza gelir miydi? Yem ithal edileceği aklınıza gelir miydi? Canlı hayvan ithal edileceği, et ithal edileceği, mercimek ithal edileceği, nohut ithal edileceği aklınıza gelir miydi? Niye ithal ediyoruz? Hangi gerekçeyle ithal ediyoruz? 'Toprak' desem, var. 'Çiftçi yok' desem, var. 'Güneş yok' desem, güneş var. 'Su yok' desem, su var. Peki niye ithal ediyoruz? Samsun'u biliyorsunuz? Samsun sigarasını biliyorsunuz. Bafra'yı biliyorsunuz. Tütünü biliyorsunuz. Ne oldu Allah aşkına? Dışarıdan tütün ithal ediyoruz ve yabancı sigara içiyoruz. Niçin? Hangi gerekçeyle? Yahu biz uluslararası tekellere hizmet etmek için mi bu devleti kurduk. Yoksa bu devleti biz çiftçimiz kazansın diye mi kurduk? Sanayicimiz kazansın, esnaf kazansın, hepimiz kazanalım diye mi kurduk?"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlere, "Bunlar devleti kötü yönetiyorlar, böyle bir yönetim olmaz." denilmesi gerektiğini, ön yargılarla hareketle edildiğini anlatarak "Sizden isteğim, ön yargılarınızı kırın. Ezin, atın çöp sepetine. Yeni bir Türkiye için güzel bir Türkiye için barışçı bir Türkiye için üreten bir Türkiye için alın terine değer veren bir Türkiye için hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye için yeni adımlar atmak zorundayız. Devletin akılla yönetildiği, mantıkla yönetildiği ve devleti yönetenlerin her kuruşun hesabını millete verdiği bir anlayışla bu devletin yönetilmesi lazım." diye konuştu.

Her vatandaşın devlete vergi verdiğini, toplanan paraların nereye gittiğinin sorulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Şu soruyu defalarca sordum. Şehir hastaneleri yapıyorlar, eyvallah, kimsenin itiraz ettiği yok, yapın kardeşim. Kaça yapıyorsun bunu? Bilen var mı? Ben bilmiyorum. 83 milyon da bilmiyor, 600 milletvekili de bilmiyor ama parayı biz ödüyoruz. Parasını ben ödediysem kaça mal olduğunu bilmem lazım. Havaalanı... Güzel, yap kardeşim. Kaça yaptın bu havaalanını? Ben bilmiyorum. 600 milletvekili de bilmiyor. Merkez Bankasının kasasındaki 128 milyar dolar buharlaştı. Yahu kime sattın kardeşim? Hangi kurdan sattın? 'Bu soruyu soramazsınız'. Peki neyi soracağız o zaman? Sabah kahvaltı mı yaptın, onu mu soracağız? Akşam yemek yedin, onu mu soracağız? Hangi yemeği yedin? 128 milyar dolar bu milletin alın teri, 83 milyonun hakkı var orada. Kime sattığını bilmek zorundayım. Ne dedik? Devlette temiz ahlak gerekiyor. Devleti yönetenlerde asgari ahlaki temel kuralların olması lazım. Başkasının parasını harcıyor, milletin parasını harcıyorsun. Milletin parasını harcıyorsun, hesabını vereceksin millete. Siyaset hesap vermedir, hesap verme sanatıdır. Her kuruşun hesabını vereceksin. Bu kadar basit. Para senin paran değil. Senin paransa istediğin gibi harca."

(Sürecek)


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER