Salgına Karşı, “İyi Psikoloji” Önerileri..

Dostlar;

Salgın sürmekte.

Sadece maske, mesafe, temizlik değil, sadece maddi önlemler değil, psikolojimizi de “iyi” tutmalıyız..

Örneğin her gün bir şeyler yazalım..

Dökelim içimizdeki her şeyi, kağıtlara, sayfalara ya da ekranlara..

Ama, rasgele değil, estetikle, nezaketle, ille de kalıcı olsun diye değil, yazar olalım olmayalım, anımızı, anlatımızı, içimizdeki öyküleri, netleşen sözcükleri, günceleri yazalım.. yazalım da bir on yıl sonra evlatlarımıza, torunlara, sevdiklerimize dönüp okuruz, neleri kaydetmişiz yaşam sahnelerimizden..

Korkularımız, endişelerimiz streslerimiz bir parça azalabilir.

Psikologlara göre, salgında ruh sağlığını korumanın en önemli yolu mizah, zihinsel zaman yolculuğu ve uzun yürüyüşler.

Örneğin mizah yapalım, gülmecenin yararı çok.

Nasrettin Hoca’nın, Bektaşi babalarının, bilgelerin, gün görmüş yaşlı anaların çocuklarıyız.

Aziz Nesin gibi bir gülmece dehası bu toplumun içinden çıktı.

“Sosyal psikolog Madelijn Strick’e göre, koronavirüs salgını döneminde yapılan espriler, buna ilişkin mizahi paylaşımlar olumsuzluk duygusunu en aza indirdi.” (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54592101)

Gelişim psikoloğu Bertus Jeronimus da, koronavirüsle ilgili günlük kaygıları aşmak için, “Zihinsel zaman yolculuğu” öneriyor. Hollandalı uzman, şu tavsiyede bulunuyor:

“Örneğin, şu an 10 yıl sonrasında olduğunuzu düşünün. Çocuklarınız, torunlarınız veya diğer sevdiklerinizle berabermişsiniz. Onlara, koronavirüs salgınında yaşadıklarınızı anlatıyorsunuz. Öykünüz oldukça olumlu olacaktır. Bu da sizi mevcut sıkıntılı durumdan uzaklaştırır.(“Adnan Binyazar, Cumhuriyet, 23 Ekim 2020, s;13)

Nöropsikolog Erik Matser de bu salgını “…şu ana kadarki en büyük sosyal deney olarak tanımlıyor. Ve psikolojik sıkıntıyı azaltmak için beyni dinlendirmeyi bunun da en iyi yollarından birinin doğada uzun yürüyüşler olduğunu…” söylüyor.(https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54592101)

Dostlar;

Bilim insanları özetle, yazmayı, mizahı, doğayla iç içe olmayı, olumlu düşünmeyi öneriyor.

Bunların yanı sıra “olumsuz mesaj ve iletişimi sınırlandırmak” kanımca çok yararlı olacaktır.

Beynin pozitife daha eğilimli olduğunu söyleyen çok insan var. Derler ki, bir şeyi tembihlerken “unutma” diye değil, “aklında tut” diye tembihlemek, dahası hatırlatmak, iyi etki bırakırmış..

Salgın konusunda da, elbette gerekli tüm maddi-manevi önlemleri almanın yanı sıra, yetkilileri, kendimizi, çevremizi uyarmanın yanı sıra, bilimsel aşı çalışmalarını izlemek, geleceğin olumlu-cesur yeni insanını yaratacak sanatsal-bilimsel çalışmaları okumak bize heyecan ve güç verecektir.

Son söz olarak diyebilirim ki, olumlu bağlantılarımızı daha da güçlendirelim..

Sanat mı, bilim mi, dost-arkadaş sohbetleri mi, tarım-bağ, bahçe, hayvan sevgisi mi?..

Uzaklardaki bir sessiz gülücükten, yanı başınızdaki bir sözsüz bakışa kadar.. her neyse..

İnsancıl sevgilerle.. kalıcı üretkenliklerle..

YORUM EKLE