Sanayileşme Finansallaşma ve Kaydi Para Diktatörlüğü

Sanayileşme istihdam yaratır. Ürün üretir. Üretirken teknoloji de üretir. Hayatı kolaylaştırır.

Finansallaşma üretmez. Üretmeden para kazanıp zengin olma sistemidir.

Finans sistemi değer üretmeyen aracı bir sistemdir. Üretici değil ama insan üzerindeki etkisi dönüştürücü olarak işlev görür.

Sanayileşmeyi bırakıp finansallaştıkça, büyüme küçülür, yüksek işsizlik olur. Krizlerin ardı arkası kesilmez. Bankacılık gibi hizmet sektöründe biraz büyüme olur. Lakin teknoloji girdikçe o da küçülür.

En önemlisi de gelir dağılımı felakete dönüşür. Sosyal antlaşmalar yok olur. Açlık başlar. Gıda bankaları kurulur.

Finansallaşma harcamaları artırmak ve hane halkını daha fazla borçlandırmak için negatif faiz uygulamaya başlar.  (Henüz bizde başlamadı)

Oh ne güzel, servet-e daha fazla para ödemeyeceğiz der seviniriz. Oysa işler hiç öyle değildir.

Çünkü elin oğlu sana alım gücü yaratırken, kendisinin hiçbir zahmeti veya yatırımı yoktur. Kaydi para demek; üretmeden kar etmek demektir. Bolca kaydi para basmak demektir. Bankaların yıllık ortala karları elli milyar lirayı bulmaktadır.

Kaydi para; politik gücün dağıtılmasında paranın rolü demektir.

Finansallaşma finansın Amerikanlaşması demektir. Kredi verenin (kaydi para basıp verenin) diktatörlüğüdür. Eşitsizlik örüntüsünün büyümesi demektir.

Merkez bankaları, finansallaşmış sermaye birikimini yöneten kurumlardır. Kendisi ekonomiye karşılık gelen paranın (banknot) çok az bir kısmını basar. Geri kalanını ticari banklar kaydi para (fiat currency) olarak basar.

Bu sistem imtiyazlı kimselere para bas yetkisidir. Zaten yağma da bu sistem üzerinden gerçekleşir.

Finasallaşmış sistemlerde, devletin piyasaya müdahalesi hemen hemen yok gibidir. Sadece Merkez Bankasındaki munzam karşılıklara müdahale ederek, bir miktar müdahalesi vardır. Bu olanak da devletin elinden giderse, kaydi para diktatörlüğü siyasi diktatörlükten de bela bir güç kazanır.

Ancak her anlamda piyasa devlet birlikte yürüdüklerinden, devletin halk adına sermaye erbabına bir müdahalesi olmaz. Laissez-faire. Yani bırak ne yaparsa yapsın sistemi…

YORUM EKLE