Şeriatı Beğenmeyen Mutasavıflar Var…Günümde…

Şeriatı beğenmeyen mutasavıflar var…günümde…

Hz Musa ile hz hızırın kıssasını delil göstererek şeriati eleştirenler var…

Şeriati eleştir ama esmayı da eleştiriyorsun be kardeşim sen…esmayı eleştirmek Allahı eleştirmektir…”Bizim işimiz sevi için” de ama o sevi Rahmana hadimlik…Kahrı da lütfu da Rahman sıfatından bağımsız değil…de…değilse kahrı hoş deme be kardeşim…İlahın kahrı hem adillik taşır hem rahmet taşır yani esmayı taşır…o yüzden kahrı da hoş ama şeytanın kahrı esmanın sahibine bağımlı olmadığı için hoş değil…yani esmaya bağımlı olmayan eylem hal fikir duygu hoş değil …de be kardeşim…şifa bile hoş değil sıhhat bile hoş değil…esmadan bağımsız ise…yani eneye hadimse…İslamı esmadan bağımsızlaştırdınız bu nice islam tasavvufu…

Bu gün bir musasavıf geçinenle konuştum…”benim mevlanaya hacı bayram veliye Hz Nakşibendiye ve Abdulkadir hazretlerine eleşştirim yok…ama kendini erdi sanan İslamdan kısası cihadı kavgayı atanlara eleştirim var dedim…Hz Mevlananın hiç değilse hasreti var…hasret ölçüsüne ters düşen her eylemi hali fikri duyguyu çiğlik kabul etmiş…ama sizin ölçünüz Allah değil esma değil esmaya ve zatına aşk hhasret erişmek ulaşmak değil…eylemleri halleri fikirleri duyguları değerlendirecek bir ölçünüz yok…şeytanın bile ölçüsü var hz Ademe kin…o kine aykırı eylemlerden hallerden fikirlerden duygulardan kaçıyor şeytan …ama sizin ölçünüz yok…felsefenizin temeli yok Kant…felsefesini “düşünüyorum o halde varım” gerçeğine dayandırmış…”ölümden başkası yalan” bari de…bir ölçün olsun bir gerçeğe dayandır temel gerçeğin olsun…düşünce üretirken…Tevhid değil senin ölçün…sen müşriksin kardeşim tevbe et…

Ateis de bir felsefe sahibi…ve felsefesini düşüncesini İlah yok” fikrine dayandırmış…küp üstünde küpler devrilir birini çektiğim zaman…”İslamda ilah tek bağımsızdır tek sahibtir tek kaynaktır…tek muhtaçlıktan münezzeh eksiklikten münezzeh varlıktır…ama sen kendini kaynak sanıyorsun…ilaha mı ortaksın ne…emanetçiyim de hiçim de…Peygamberimiz miraca çıktı…ama “çıkarıldım “dedi…Bu İslam bana vahyedildi dedi…

Tasavvuf şeriatten kop diyor aman ha…şeriatten kopma…ama uçurtma gibi de uç…Neymiş …tarihten beri mollalarla mutasavvıflar arasında kavga varmış…iyi ki var değilse Kur’an rafa kalkacak…kaldıracaksınız yani…bu Kur’ansız bir tasavvuf be kardeşim…bir çeşit felsefe bu…şeytanlık şirketinin yan kolusunuz…Kur’anın dalı olun…

Evet…Tasavvufta şeriat, bir dış yapı olarak ele alınmış ve işin içyüzüne hakikat denilmiştir. Şeriatten hakikate giden yola tarikat denir. Şeriat, kabuk kabul edilmiş, tarikat ve hakikat öz olarak değerlendirilmiştir. Şeriatın emirlerine uyup tarikata girmeyen kişiler, işin kabuğunda kalmakla itham olunmuşlardı…tarihde…itirazım yok…ama siz şeriatı bile yaşamıyorsunuz nasıl tarikate erdiniz…hakikate …marifete…

Kiliseye ve şiaya yakınsınız siz be kardeşim…Kısası kaldırdınız kiliseye yaklaştınız…evet…Zâhir-Bâtın Ayrımı dediniz şiaya yaklaştınız…evet… Dinin bir zâhiri, bir de bâtını olduğu konusunda Şia ile tasavvufçuların inancı aynıdır. Zâhir, avâm halkın nassların zâhirinden anladığı mânâdır. Bâtın ise, nasslardan kastedilen ve hakiki ilim kabul edilendir ki, onu da ancak şiaya göre imamlar, tasavvufçulara göre de velîler (evliyâ) bilir…neden esma sudur ediyor evliya olmak da gerekmez esmanın etkilerini eylemlerde hallerde fikirlerde duygularda görmek için…esmaya uygun eylemleri halleri fikirleri duyguları seçmek için… Tasavvufçuların nassların bu şekilde bâtınî açıklanmasına hakikat, diğer zâhirî tarzda açıklanmasına şeriat adını vermiş, hakikatin velilere, şeriatın avam halka olduğunu söylemişlerdir.Eski mutasavvıflarda da var bu şeriati hafife alma… Gazâlînin bile”Lâ ilâhe illâllah”ın avamın imanı, “lâ huve illâ huve”nin havassın imanı olduğunu söylediği bilinmektedir. Şeriat âlimlerine “zâhir ve kışır bilgisi âlimleri” deyişleri de meşhurdur. Şeriatta, kabukta kalmış olanlar, ibâdetlerini ve haramlardan kaçınmalarını cennet arzusu ve cehennem korkusu için yaparlar diye suçlanılır. Kendileri, cenneti küçük görme, onu istememeyi mârifet olarak görür ve gösterirler. Tabii ki şeriat kitabı Kur’an, bizden cehennemden sakınıp cenneti talep etmemizi ister, bizi cennete özendirir, azâbın dehşetinden korkutur…

Evet…tasavvufta ölçü şeriat değil… ‘Şeriat, tarikat yoldur varana /Hakîkat, marifet andan içeru.’şeriatten kop diyor tasavvuf…ipini koparan uçurtma rüzğara karşı koyamaz ve bir çok mutasavvıf müşrik olmuştur…ancak pek azı rızaya uyumlu kalabilmiştir…şeriatten kopma…ama uçurtma gibi de uç…

Şeriat yeter kardeşim…hakkını ver şeriatin…hakikat de marifet de şeriatin kendisi…şeriatin ekmel yorumu yeter…ekmel tefsir yeter…ekmel tefsirden kopma aman …esmanın ekmel tefsirinden kopma aman…uçurtma ipinden nefret etmemelidir…

Eski mutasavvıflar bile…Marifet ve Hakikat İddiası ile  şeriatı küçümsemiş oysa hakikat de marifet de şeriatın ta kendisidir…esmadan başka ilim muslukları yoktur…esmadan kopan hayretmez…ipsiz uçurtmadan farksızdır o akibeti  tehlikededir hep…şeriat merkezdir…ama  Tasavvufçular dinin özü ve cevherine ulaşma iddiâları yanında onun hükümlerini küçümsemeyi ve onlara muhâlefeti bayraklaştırmayı ihmal etmemişler Bu hükümleri zâhir, kabuk, şekil ve benzeri sıfatlarla niteleyerek bunlara muhâlefetin çok önemli olmadığı, önemli olanın cevher ve öz dedikleri mârifet ve hakikat olduğu havasını estirmişlerdir. 

“Aşk imam oldu namaz daim oldu”namazın özü aşktır ama kısası neden kovdunuz aşk ehliyseniz şehid olun…eski mutasavvıfların çoğu aşk ehli ama günümdekiler ne mi aşk ehli değiller zırvalıyorlar…”Bana seni gerek seni” de ama hasretin yok cenneti bari küçümse me…benim demek istediğim bu…sahte mutasavvıflar çok günümde…aşk ve hasrettir İslamın özü…hz Mevlanada bu var…gazalide de var…Yunus Emrede de var…dün de bugün de ipi kopuk uçurtma gibi olan mutasavvıf ta çok…akibetleri helak oldu çoğunun şeriatten koparak hakikate ve marifete erişilmez…erişenler var mıdır vardır ama onlar şeriaten bağımsız saymazlar kendilerini…şeriatten bağımsızlık esmadan ekmel tefsirden ilimden bağımsızlıktır yani yalanı hak sanmaktır…şeytan da yolum hak diyor…çünkü ona göre hz Ademe kine hadimlik dindir…hak dindir…ama aslında Allaha esmaya hadimliktir din…çünkü esma sudur etti ve edecek…esmaya uyumdur hak din…eylemleri halleri fikirleri inançları duyguları bellidir vahiyle öğretilmiştir…hz Ademden beri…

YORUM EKLE