Takım elbiseyle iyi olunur mu?

Türkiye, yaklaşık bir haftadır cinsel taciz haberleriyle çalkalanıyor. Geçen hafta, “Yanlış adamları astınız” başlıklı yazımda bu konuya değinmiştim, Malumunuz üzere. Ertesi gün, Sayın Cumhurbaşkanı, feryadımızı duyarcasına bu konuya el attı ve bununla ilgili çalışmaları yürütmek üzere bir komisyon kurulması talimatını verdi. Huzurlarınızda bir kez de ben, zatı alilerine teşekkürü bir borç bilirim. Gelelim sadede. Bu başlıkla, bu konunun ne alakası var? Diyebilirsiniz. Var, değerli dostlar. Şöyle ki, takım elbiseyi ben de severim, ne yalan söyleyeyim. Hele ki bazı özel günlerde giyildi mi başka havası oluyor. Ancak, bu elbiseyi giyen bazı kimselerde var ki burada yazmaya, terbiyem müsaade etmez.

 İşte onlar, haftalardır medyanın gündeminden düşmeyen, küçük çocukları taciz eden, kadınlara şiddet ve tecavüz uygulayan şahıslar. Bunlar, bir takım elbise çekti mi üstüne, değmeyin beyefendiliğine. Hemen mahkemeye başkanlık eden hakim yumuşar. Adam takım elbise çekmiş üstüne, önünü de iliklemiş, “iyi hal” den bir ceza indirimini hak etti artık diyerek, kanunda yazılan cezanın altında bir ceza verir. Ben hukukçu değilim ama; bunun, bırakın hukukta, vicdanda bile yeri yoktur. Gerçi bundan sonra, duyduğum kadarıyla bu tür suçlarda ceza indirimine gidilmeyecekmiş. Mesele, ceza indirimi filan değil, zihniyet meselesi. Bakın, dünkü habere göre, İstanbul’da sözde bir kaz çiftliğinin sahibi, çalışanıyla birlikte 15 ve 17 yaşlarındaki kız çocuklarını, günlerce silah zoruyla bir kulübeye hapsedip taciz etmişler. Daha geçen hafta yaşananlar soğumadan, bir yenisi daha eklendi. Ne söyleyeyim? Allah sonumuzu hayır etsin.

Son olarak şunu söyleyeceğim. Sayın hakimlerden ricamdır. Ceza indirimi yapmadan önce, bir kez daha düşünsünler. Eğer, sırtında takım elbiseyle birlikte battaniye de olan bir tacizci görürlerse, bundan da ayrı bir indirim yapsınlar. Adına da battaniye indirimi deriz!

Düzeltme

23.02.2018 tarihinde, “Uzun vadeli ittifak” başlıklı yazımda Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanının adını yanlış olarak yazmışım. Doğrusu, Mehmet Ali Aybar olacaktır. Huzurlarınızda, düzeltip bilgilerinize sunarım.

Mert KAPLAN

YORUM EKLE