Aşılar İnsanlığın Malıdır, Ticarete Âlet Edilemez

İlaç endüstrisi KOVİD’ e karşı aşı geliştirmek için gece gündüz çalışırken USA’ da yapılan bir ankette Amerika’ lıların yarıdan fazlasının aşıyı kullanma konusunda çekinceli olduğu ortaya çıktı (1).

Bugünlerde hasta sayısının 2 milyona yaklaştığı, ölü sayısının 105 bini geçtiği USA’ da insanların KOVİD’ i önleyen aşıyı bir an önce olmak için kuyruklara girmesi beklenirken önemli bir kısmının buna sıcak bakmamasına şaşırmadım.

Benzer bir durum 2009’ daki domuz gribi pandemisi sırasında da yaşanmıştı ve büyük korkutma kampanyalarına rağmen aşılanma oranları çok düşük kalmış, aşıların çoğu çöpe gitmişti (2, 3).

USA’ da en nefret edilen sektör ilaç endüstrisi

Ağustos ayında yapılan bir Gallup Araştırması’ nda USA’ da en nefret edilen sektörün ilaç endüstrisi olduğu ortaya çıkmıştı (4).

Katılımcıların yüzde 58’ inin ilaç endüstrisiyle ilgili olumsuz görüşleri varken sadece yüzde 27’ si sektöre müspet bakıyordu.

Bu, 2001’ de başlayan anketlerde ilaç endüstrisinin aldığı en kötü sıralama.

Tıbbın ticarete âlet edilmesi tıbba olan güveni sarstı

Sadece USA’ da değil tüm dünyada ilaç endüstrisine olan güven giderek azalıyor.

Bunun elbette birçok sebebi olabilir ama bana göre en önemlisi tıbbın ticarileşmesi.

Şimdi büyük bir kazanç kapısı olarak gördükleri KOVİD aşısı için canla başla uğraşan endüstrinin üç sene önce Avrupa Birliği’ nin koronavirüs gibi patojenlere karşı bir salgından önce hızlı aşı geliştirme projesini reddettikleri ortaya çıktı (5).

Sebep bunun ticari bakımdan câzip olmaması idi.

Dünyanın en büyük aşı üreticilerinden Sanofi’ nin CEO’ sunun “Parayı veren düdüğü çalar” sözü aslında her şeyi özetliyor (6).

Kimse tabii ki endüstrinin ürünlerini bedava dağıtmasını beklemiyor ama daha çok kazanma hırsının şirketleri kanun dışı yollara sevk etmesi de olacak şey değil (7).

Gerçek bilim adamları

Radyoaktiviteyi keşfeden, radyum elementini ayrıştıran, toryumun radyoaktif özelliğini bulan ve iki Nobel Ödülü sahibi de olan Marie Curie bu buluşları için patent almayı reddetmişti (8):

Radyum bir elementtir ve insanlığın malıdır. Kimseyi zenginleştirmek için araç olamaz.”

Çocuk felci aşısını geliştiren Jonas Salk da bu buluşu için patent çıkarma tekliflerini reddetmişti; oysa bu sayede milyarlarca dolar kazanabilirdi (9):

Aşı tıpkı güneş gibi insanlığın malıdır. Güneşe patent alabilir misiniz?

Günümüzde ise tüm insanlığın sahibi olması gereken tohumlar gibi bakteri ve virüslere de patent alınıyor.

Parayı veren düdüğü çalıyor!

Amaç aşı değil para kazanmak

Aşı haberleri hisse fiyatlarını artırırken, bir yandan da  kargaşaya yol açıyor.

Moderna önce aşı bulduk diye ortaya çıkıyor, sonra da araştırmalarını tamamlamak için daha büyük bir fona ihtiyaç duyduklarını açıklıyorlar.

İlk açıklamadan sonra hisse değerleri yükseliyor, satışlar başlıyor, sonra fiyat düşüyor, demek ki birileri kasalarını dolduruyor.

Bir de önüne gelen herkesin makale yazması ve bunların sanki hakem onayından geçmiş gibi paylaşılması durumu var (10).

Gelelim neticeye

BİR: KOVİD için tüm dünyaya uygulanabilir bir aşı geliştirilme ihtimalini -bilimsel gerekçelerle- yok denecek kadar düşük görüyorum (111, 12, 13).

İKİ: Aşı geliştirme ile ilgili “iyi” haberlerin şirketlerin borsa değerlerini yükseltme amaçlı olduğunu düşünüyorum.

ÜÇ: Halk sağlığının en önemli koruyucu uygulamalarından olan stratejik aşılar bunları sadece kâr amacıyla üreten şirketlerin eline teslim edilmemelidir.

DÖRT: KOVİD için bir aşı bulunsa bile dünyanın buna nasıl bir tepki göstereceğini ise siz tahmin edin.

YORUM EKLE