Gargara Koronavirüslere Karşı Etkili Olabilir

Şu koronavirüs salgınında kulaklar ilaç ve aşı çalışmalarından gelecek haberlerde ama bunlardan bugüne kadar kesin bir netice çıkmadı ve görünen o ki bu, yakın bir gelecekte de pek mümkün olmayacak gibi.

Tabii ki ilaç ve aşı araştırmaları devam etmeli ama bir taraftan da koruyucu tedbirler üzerinde durulması lazım.

Salgın başlayalı 5 ay oldu ama maske tartışması devam ediyor, hangi maske (bez, kağıt, respiratör?), hangi ortamlarda (açık hava, kapalı mekanlar?), kimler (hastalar, herkes?) bu soruların kesin bir cevabı yok, uzmandan uzmana değişiyor.

Sosyal mesafe üzerinde de fikir birliği yok, 1.5 metre mi, 2-4 metre mi yoksa daha uzak mı olmalı, görüşler farklı.

Bunların da tıpkı ilaç ve aşılar gibi bilimsel metotlarda incelenmesi gerekiyor lâkin bu tür araştırmalara ilgi hadi yok demeyelim ama çok az.

Oysa bu uygulamalar en az ilaç ve aşılar kadar önemli ve birilerinin de bunlar üzerinde “ciddi” çalışmalar yapması elzem.

Mesela, ağzı ve boğazı tuzlu veya ağız gargarasıyla yıkamanın buralara yerleşmiş olan virüslere bir etkisi olabilir mi, hiç değilse virüslerin bir kısmının dışarı atılmasını sağlayarak bulaştırıcılığın azalmasına katkı sağlayabilir mi?

Bilim dünyasına göre “Hayır olamaz!“.

Peki gargara yapmanın faydası olmadığını gösteren bir araştırmanız var mı, diye soracak olsanız, cevap bellidir:

-“Hayır yok ama böyle bir şey olamaz” diye kestirip atarlar.

Böyle bir uygulama bana mantıklı geliyor ve yapılmasında fayda olabileceğini düşünüyorum.

Burun ve boğaz tuzlu su ile yıkanmalıdır” diye bir makale de yazdım (1).

Elimde bunun etkisi olabileceğine dair hiçbir delil yok ama böyle bir gargaranın faydası olmasa bile zararı ve riski yok ve üstelik de bedava.

Bu tür bir yıkamanın veya denize girmenin alerjik rinit, sinüzit, farenjit gibi hastalıklarda tedaviye önemli katkısı olduğu tecrübelerimle sabittir.

Benzer bir durum koronavirüsler için de geçerli midir, burun ve boğazdaki virüs yükü bir miktar azaltılabilir mi ve bunun bulaşmanın azalmasında faydası olabilir mi?

Bilmiyorum, elbette olmayabilir ama bunu araştırdıktan sonra söylemek doğru olur.

Araştırmalar beni umutlandırdı

Koronavirüslerin burun ve boğazda da ürediğinin ve virüs yükünün çok fazla olduğunun gösterilmesiyle bu düşünceme inancım daha da arttı (2).

Hele de tükürükte yapılan testlerin duyarlılığının burun-geniz sürüntülerinde yapılan testlerden daha yüksek olduğu ve bu duyarlılığın enfeksiyon seyri boyunca da devam ettiğinin bildirildiği araştırma beni daha da umutlandırdı (3, 4).

Bugün de “Cardiff Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin araştırmacılarının, Nottingham, Colorado, Ottawa, Barcelona üniversitelerinden ve Cambridge’deki Babraham Enstitüsü’nden akademisyenlerle birlikte gargaranın koronavirüs zarına zarar verebileceğini ve enfeksiyon oranlarını düşürebileceğini ileri sürdükleri” haberiyle mutlu oldum (5).

Sonradan gördüm, bizden biri de bu metoda müspet yaklaşmış (6).

Evet, ağız-burun ve boğaz gargarasının mutlaka “ciddi” olarak araştırılması gerekiyor.

Bu tuzlu su da olabilir, antiseptik gargaralar da olabilir ve hatta virüsün lipit tabakasına zarar verebilecek yeni kimyasallar da araştırılmalıdır.

“Kanıt yok”  diyebilmek için araştırma yapılması gerekir ancak o zaman “kanıt yok” denebilir.

Bilim dünyası basit araştırmalardan hazzetmez

Bilim dünyası bu tür araştırmaları genellikle küçümser, ille de RNA, genom, ACE-2, adını kimsenin duymadığı ilaçlar olsun ister.

Elektron mikroskobu, hücre kültürleri, antijenler, antikorlarla çalışmak ve daha neler neler ister.

Çok basit bir araştırmadan veya deneyden hatta bir gözlemden ne müthiş neticeler çıkabileceğini hiç ama hiç düşünmez.

El yıkamanın enfeksiyonlardan korunmada ne kadar önemli olduğunu söylediği için zamanının bilim adamlarından yemediği fırça kalmayan ve hayatı akıl hastanesinde biten Semmelweis‘ in hikayesini okumanızı tavsiye ederim.

Gelelim neticeye

BİR: Bu salgında evvel emirde -koruyuculuk derecesini tam bilmesek de- maske, mesafe, el yıkama, tecrit, karantina ve diğer tedbirleri harfiyen uygulamamız gerekiyor.

İKİ: Özellikle maske ve mesafe tedbirlerinin etkinliklerinin ve doğru uygulama şekillerinin mutlaka araştırılması icap eder.

ÜÇ: Burun, ağız ve boğaz gargaralarının da faydası olacağına inanıyorum. İnşallah plânlanan araştırmalardan iyi bir netice çıkar.

YORUM EKLE