Altınova Gazetesi
2022-07-14 21:06:04

KANSERİ ÖNLEYEN MUHTEŞEM ÜÇLÜ

Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA (Prof.Dr.)

14 Temmuz 2022, 21:06

Modern tıp, hakkını teslim edelim ki kanserin erken teşhisi ve tedavisi konularında çok çalışıyor ama sıra kanserin önlenmesine gelince göstermelik çabalar dışında dişe dokunan bir gelişme yok.

Bunlar da kanserin birtakım ilaç ve aşılarla önlenmesini hedefleyen; yani gene endüstriye getirisi olan uygulamalar.

Oysa sadece kanserin değil günümüzde salgın mertebesine ulaşan tüm kronik hastalıkların altında beslenme hataları, hareketsizlik, stres, sigara-alkol, çevre kirliliği… gibi hayat tarzındaki yanlışlar yatıyor.

Tıp endüstrisine hiçbir faydası olmayan bu yanlışların düzeltilmesiyle en kötümser tahminlerle bile kanser ve kronik hastalıkların yarı yarıya azaltılması mümkün.

Frontiers in Aging adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma, insana adeta “Bilim insanlarının başına taş mı düştü” dedirtecek kadar önemli; çünkü bu araştırmada vitamin D3, omega 3 yağ asitleri (balık yağı hapları) ve evde herkesin kendi kendine yapabileceği basit egzersizlerin kanserleri önleyebileceği belirlendi.

Kısa adı DO-HEALTH olan bu çalışma İsviçre, Fransa, Almanya, Avusturya ve Portekiz’den en az 70 yaşında olan, ciddi bir hastalığı bulunmayan, akıl sağlığı yerinde 2157 kişi üzerinde yürütüldü.

Bu katılımcılar rastgele sekiz gruba ayrıldı.

Birinci grup: Günde 2.000 Ünite vitamin D3 ve haftada 3 kere evde basit bir kuvvet egzersiz programı

İkinci grup: Vitamin D3 + omega 3 yağ asitleri

Üçüncü grup: Vitamin D3 + egzersiz programı

Dördüncü grup: omega 3 yağ asitleri + egzersiz programı

Beşinci grup: Vitamin D3

Altıncı grup: Omega 3 yağ asitleri

Yedinci grup: Egzersiz programı

Sekizinci grup: Plasebo

3 senelik takip sonunda yapılan analizlerde, yüksek doz vitamin D3, omega 3 yağ asitleri ve evde yapılan basit egzersiz üçlüsünün 70 yaşın üzerindeki sağlıklı kişilerde kanser riskini yüzde 61 azalttığı bulundu.

Bu süre sonunda 119 katılımcıda kanser teşhis edilmişti ve her üç uygulama da tek başına kanser riskini azaltıyordu ama en etkili azalma üçünün birden uygulanmasıyla ortaya çıkıyordu.

NNT yani bir kanser vakasını önlemek için kaç kişinin tedavi edilmesini gerektiğini gösteren değer de 35 olarak tespit edildi.

Bu çalışma aslında bu üçlünün yaşlılarda kan basıncı, fiziki performans, hafıza-zihin, kırıklar ve enfeksiyonlara olan etkisini incelemek için planlanmıştı.

Kanser riskinin ciddi ölçüde azaldığını gösteren sonuçlar, araştırma verilerinin sonradan değerlendirilmesiyle elde edildi.

Bu üçlü nasıl etkili oluyor?

Vitamin D, hücre çoğalması ve farklılaşmasında rolü olan sayısız genin çalışmasını düzenleyerek kanser hücrelerinin çoğalmasını baskılıyor.

Kanda vitamin D seviyesi ile total kanser riski arasında ters bir münasebet var.

Omega 3 yağ asitleri, enflamasyonu, hücre çoğalmasını ve anjiyogenezi baskılayarak, sağlıklı hücrelerin kanser hücrelerine dönüşmesini engelliyor. Lipit peroksidasyonu ve ferroptozis ile tümör büyümesini önlüyor. 

Fiziki aktivite de bağışıklığı düzelterek, enflamasyonu azaltarak kanserleri önlüyor ve kanserli hastaların daha uzun ve kaliteli yaşamalarını sağlıyor.

Mühim olan adam gibi yaşamaktır

Bu araştırma aslına bakılırsa belirli vitamin, besin ögelerini ve egzersizi değil sağlıklı hayat tarzı unsurlarını inceliyor. 

Mevsiminde ve gün içinde doğru zamanda yeteri kadar güneş banyosu yapanların ve adam gibi beslenenlerin vitamin D’yi hap olarak almalarına ihtiyaçları olmadığı gibi güneş ışınlarının bağışıklığa, kalp-damar sağlığına ve ruhumuza olan müspet etkilerini de elde etmiş olurlar.

Omega 3 yağ asitleri de başta balık ve diğer deniz ürünleriyle keten tohumu, ceviz gibi yiyeceklerde bulunuyor; yani bunun da hap olarak alınmasına gerek yok.

Üstelik de omega 3 yağ asitlerinin gıdalarla belirli bir kombinasyon içinde alınmasının faydası daha da fazla.

Fiziki aktivite zaten her zaman hatırlattığım çok önemli bir unsur ve bunun da maliyeti sadece bir spor ayakkabısı fiyatı kadar.

Bu maksatla spor salonlarına gidilmesi, kan ter içinde kalınması, deli danalar gibi koşulması gerekmiyor; bunlar aksine zararlı bile olabilir.

Egzersizin fark edilmeden yapılması ve günlük hayatın içine yedirilmesi kâfi. 

Gelelim neticeye

Büyük ölçüde endüstrinin hegemonyası altında olan modern tıbbın taramalara, kanser erken teşhis ve tedavisine odaklanmış olmasına diyecek bir sözüm yok.

Elbette bunlar da önemli ve elbette de yapılması gereken çalışmalar.

İsteyenler de tabii ki kanser taramalarına girebilir, erken teşhis için düzenli kontroller, tetkik ve tahliller yaptırabilirler ve bundan istifade edenler de mutlaka olabilir ama benim felsefeme göre esas yapılması gereken sağlıklı yaşamanın tüm icaplarını yerine getirmektir.

Mesela, sigara içen bir kişide kanserin erken teşhisine değil sigaranın bırakılmasına odaklanılması gerekir. 

Erken teşhis, kanseri önleyen bir uygulama olmadığı gibi bunun birçok durumda zararının (overdiagnosis-overtreatment=gereksiz teşhis-gereksiz tedavi) daha fazla olabileceği de bilinmelidir.

Her zaman tekrarladığım gibi, sağlıklı yaşamanın, hastalıklardan korunmanın tıpla bir alâkası yok. Bunun için tek bir şart var.

Adam gibi bir hayat tarzı!

Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fragi.2022.852643/full

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.