Finans Kapital ve Borsalar

Finans kapital için ekonominin iyi gitmesi, Borsanın iyi gitmesi anlamındadır. Bu anlayış; reel ekonomi ve reel olmayan ekonomi ifadesini veya olgusunu hayatımıza sokmuştur.

Borsa gerçek olmayan ekonomidir. Sanayi ve ticaret gerçek ekonomidir. Borsanın sanayi ve hizmet sektörüne sağladığı destek, sanayi ve ticaretin ihtiyaçlarını karşılasaydı krizler olmazdı.

Borsanın sağladığı borçlar, yani borç odaklı ekonomiler en sonunda patladı. Çünkü gerçek ekonomiye değil spekülasyonlar dünyasına dayalı bir ilişkiler dünyasıydı.

Olmayan parayı kredi diye veren bankalar, fonlar hep bu borç odaklı yaşamın sonucudur.

Kriz analizleri ve yorumları hep, Stok Market yani borsada hisse fiyatlarının yükselmesine endekslidir. Hisse senetleri yükseliyorsa ekonomi iyidir. Alçalıyorsa ekonomi kötüdür.

Finans kapitalde ölçü borsadır. Yani kağıtların, yani teminatların alınıp satıldığı pazardır. Kâğıt ekonomisi de denilebilir. Kâğıt al, kâğıt sat üretmeden kar et.

Allah’ın hikmetine bakınız ki, borsaların yükseldiği ve pik yaptığı dönemlerde, merkez bankaları sürekli ve sınırsız para basarlar. Basılan bu paralarla kurtarılan firmalar kendi hisselerini satın aldıklarından borsa yükselir.

Bunun dışında, bazı tekel durumuna gelmiş ve medyayı elinde bulunduran şirketler, sahte haberler ile hisselerini yükseltip, satarak haksız kazançlarına yeni haksız kazançlar eklerler.

Haksız rekabet-zaten haklı bir rekabet yoktur-tekellerin piyasayı denetleme araçlarıdır. Rekabeti koruma kurumları, parasal egemen çevrelerin, hukuk varmış ve rekabet varmış gibi göstermek için kurduğu göstermelik kurumlardır.

Size ABD’den bir örnek vereyim. Borsadaki hisselerin toplamı, ABD Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının üç katına çıkmış. Yani Borsanın (Stok Market) 2/3 sanal dünyadan, yani teminatlara dayalı yani spekülasyonlardan oluşuyor.

Zaten Amerikan ekonomisinin pamuk ipliğine bağlı olması ve sürdürülemez noktaya gelmesi hep bu borsalar meselesinden ileri geliyor.

Borsalar eliyle yaratılan borç dünyası, borç odaklı yaşama dünyası krizlerin ana nedenidir. Yeterli maaş vermek yerine borç verme sistemi sona geldi diye düşünüyorum.

ABD Dolarının, gerçekten olması gereken değeriyle, mevcut değeri arasında ki fark; nerede derseniz, Borsadadır derim.

Borçlara dayalı ekonomi dünyası; temeli olmayan yığma duvarlı binaya benzer. Bu kadar risklerin üzerine kurulu binalar uzun ömürlü olamaz.

Zaten krizlerin sıklaşması ve her gelen krizin bir önceki krizden çok daha tahripkâr olması, spekülasyonlar dünyasının çok büyük olmasından ileri geliyor.

Bu tahripkâr ve sadece imtiyazlı bir zümreye hizmet eden reel olmayan ekonomiden çıkış, belki kapitalizme bir nefes alma imkânı daha verir. Bu da yeni bir PARA tanımının gerçekleşmesiyle ve borsa denilen ne olduğu belirsiz sistemden çıkılması ile olabilecek gibi görünüyor.

YORUM EKLE