Adaleti ve ahlakı olmayan seçim

Meydanlarda demokrasi ve adalet havarisi(!)…

Mecliste temsil edilmeyen parti başkanı Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Yüz bin imza toplama şart. Parti ve adayların seçime katılıp katılmayacağına hangi gerekçelerle kimin karar vereceği tahmin bile edilemez. Kanunlar ve kurumlar yok hükmünde.

Adalete mi?.. Birilerine devletin tüm imkânlarını tahsis edilecek. Birilerine de her türlü engeli konacak. Haydi demokratik seçim yarışana denecek. Buna kim ne der bilmeyiz ama bu adalet değil. Buna kul da razı olmaz Allah da razı olmaz. Millet bunun hesabını bir gün sorar. Allah’ın soracağı hesap ise kesin.

Allah, adaletsiz davranan devlet adamından, “ Zulme rıza zulümdür.” Adaletsizliğe göz yumanlardan, adaletsizden yana olanlardan hesap sorulacak. Yani hepimiz yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğiz.

24 Haziranda – insan olma özelliği unutturulan- bir Cumhurbaşkanı seçmeye zorlanıyoruz?.. Körlerin sağırların birbirini ağırladığı televizyon programlarında başkanlık sisteminin, Partili Cumhurbaşkanlığının faziletleri (!) ile ilgili kim ne söylerse söylesin. 24 Haziran’dan sonra olacak olanların özeti şu:

Olağanüstü bir Cumhurbaşkanı…

* Meclis içinden hükümet çıkmayacak

* Milletvekillerinin icrada hatırı sayılır bir gücü olmayacak

* Meclis, hükümeti ve Cumhurbaşkanını denetlemeyecek

* Kanun hükmünde kararname çıktıktan sonra yasama yapabilecek yoksa Cumhurbaşkanı, devleti istediği gibi kanun hükmünde kararnamelerle yönetecek

* Cumhurbaşkanı hükümet üyelerini ve bakanları meclis dışından atayacak, istediği zaman değiştirebilecek

* Bakanlar, seçilerek gelmedikleri için vatandaşa vefa borcu olmayacak; tek vefa borçlu olduğu kişi Cumhurbaşkanı olacak

* Yardımcılarını dışardan atayacak.

* Hükümetin meclisten güvenoyu alması gerekmeyecek

* Cumhurbaşkanı devletin iyi ve kötü yönetilmesinden dolayı – kağıt üzerindeki denetlenme iddiaları haricinde – denetlenemeyecek. Denetleme yapabilecek kurumların tek adama karşı tavır alabilmesi ne kadar mümkünse o kadar tavır alma imkânına sahip olacak. Başarısızlıkların hesabı ancak seçim zamanlarında sorulabilecek.

* Partili Cumhurbaşkanı, muhalefeti engellemek için kanun hükmünde kararnamelerle devleti idare edecek.

* Cumhurbaşkanı her hangi bir sebeple (ölüm dahil )görevden ayrılması halinde yardımcılarından biri Cumhurbaşkanı olacak. Vatandaştan tek oy almamış, seçilmemiş olduğu halde seçime kadar Cumhurbaşkanının bütün yetkilerini kullanacak.

Ülkeyi tek adam yönetecekse, hükümet meclis dışından oluşabilecekse, Cumhurbaşkanı kanun hükmünde kararname ile ülkeyi yönetecekse, ülke ekonomisi için büyük bir yük olan erken seçime, seçim yardımı altında hazinenin yağmalanmasına, 600 milletvekiline gerek var mı?.. Yöneticilerimiz, vekillerimiz, sorgusuz sualsiz tabi olan vatandaşlarımız gücenmesin.

İşte ülkelerin kişi başı milli gelirlerine göre milletvekili maaş oranları

Norveç % 7.6

İsveç % 6.4

Danimarka % 7.8

Hollanda % 10.8

Avusturya % 16

Belçika % 10.6

İngiltere % 13.3

Fransa % 10

İtalya % 22.8

İspanya % 4

Çek Cumhuriyeti % 9

Ermenistan % 5

Litvanya % 5.4

Polonya % 13

Türkiye (2016) % 80

Bunun adı nedir?.. Muhalefet neden bunları dile getirmiyor?… İktidar ve muhalefet aynı tiyatronun oyuncuları mı? Kendilerine verilen iktidar ve muhalefet rollerini mi oynuyor?.. Körler sağırlar birbirini mi ağırlıyor?.. Aldatılıyor muyuz?..

Aldatıldığımız kesin! Ama kim, ne ile, nasıl aldatıyor?.. Vakit geç olmadan 50 yıldan beri “Milletim Uyan!” diyenlerin çağrısını duyup uyanmalıyız! Körü körüne tabi olan değil düşünen, araştıran, sorgulayan toplum olmalıyız, olmak zorundayız…

Milletimizin, yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…

YORUM EKLE