Allah “Örtün” Derken Biz ne Yapıyoruz?

Dünyada imtihan tamam anlamıyla bireyseldir, kişiye özeldir.

Yüce Allah olayı bütün netliğiyle hidayet kaynağı kitabı Kur’an-ı Kerim’de aktardı:

“Eğer inkâr ederseniz, bilin ki Allah’ın siz(in iman etmeniz)e ihtiyacı yoktur. Fakat O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz (vazifenizi yerine getirirseniz) O’nu memnun edersiniz. Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını yüklenecek değildir. Sonra (ne kadar yaşarsanız yaşayın eninde sonunda) tümünüz Rabbinize döneceksiniz ve o zaman (hayatta iken) yaptıklarınızı size gösterecektir. Şüphesiz O, (insanların) kalplerinde olan (gizli niyet ve düşünceler)i de hakkıyla bilendir.” Zümer, 39/7.

Dolayısıyla insanın yoğunlaşması gereken konu başkası değil, kendisidir.

Tek başına çıplak doğduğu dünyadan tek başına çıplak olarak Rabbine dönecek ve orada en ince ayrıntılarda dâhil her şeyden hesaba çekilecektir.

Şu kısa ömürde akıllı insanın başkasıyla, diğeri ile uğraşması ahmaklıktır.

Üstelik Rabbimiz ısrarla “kötü zan da bulunmayın, hep hüsnü zan edin, gıybet yapmayın, her habere inanmayın, kardeşlerinizin kusurlarını araştırmayın” (Hucurat, 49/12) emrederken akıllı insan nasıl kendini unutup ahirette karşısına çıkacak, Allah’ın müdahale etmeyip muhtaç kullarla görülecek insanı ebedi iflasa sürükleyecek günah dosyalarını elleriyle itina ile hazırlar.

Başkasını ayıplayanın o ayıbı işlemeden ölmeyeceğini Allah Resulü (s.a.v.) söylüyor.

Başkasında o ayıp, günah olsa bile bunu konuşan kendi yoluna kesin basacağı mayınları döşeyen akılsız zavallı olmuyor mu?

Zilzal suresi son ayetlerde zerre miktar hayırda izhar, zerre miktar şerden bahsedilirken ihfa kuralı bize hayatımızın her saniyesinde dikkat etmemiz gereken kuralı haykırıyor.

Zerre miskal hayır görürsen İZHAR ET, YAY, TANIT, TAVSİYE ET, DUYUR.

Zerre miskal şer görürsen İHFA ET, GİZLE, ÖRT, KAPAT, SETRET, İSMİ SETTARA MAZHAR OL!

Şer, günah, suç bir başkasının hukukuna zarar veriyorsa tabii ki sadece ilgililerle, görevlilerle paylaşmak gıybet ve günah değildir ve yapılması gerekir.

Ama sadece ilgilerle o suçu, günahı, şerri engelleme pozisyonunda veya zarar görecek konumdakilerle…

Başkasını ayıbıyla meşgul olup kendini unutanların çok olduğu toplumlar sürekli birbirlerinin tarlasına şerrin, günahın, suçun tohumlarını saçmaktadır.

Oysa bu dünya ahiretin tarlasıdır ve bizden geriye temiz bir gönül, iyi niyet ve salih ameller kalacaktır.

Salih amel; yaratılışların haklarına tecavüz etmemek ve Allah’ın emirlerine riayet etmekten ibarettir.

İşin birinci kısmına riayet etmeyen ikinci kısmına güvenmesin.

Çünkü Allah mesajında yarattıklarının haklarını kendi hukukundan önde tutuyor ve hesabı onların soracağını ve kendisinin müdahale etmeyeceğini açıkça ifade ediyor.

İkinci bir varlığa yönelik söz ve amellerimizde en az Rabbimizle ilişkiler kadar hassasiyet göstermemiz rızayı ilahiye giden en kestirme yoldur.

Zerreden seyyareye her varlıkla iletişiminde onları dünya imtihanında, kendisi incitilse de incitilmemesi gereken emanetler olduğu bilinciyle yaşayan halis kullara selam olsun.

YORUM EKLE