Altılı Ganyanın Altı Ana Aktörü Üzerine Kafa Tırmalayıcı Değiniler!

I. Ayak: ‘Beyaz Türklerin’ (ve diğerlerinin) katma değer oylarıyla ve neomedya cilasıyla yüzde onüçlere vurdurulan HDP popülarite ve kurumsal olarak yerleşme aşamasını tamamlamıştır. Mesaj: HDP bizden biri. ÖRGÜT cici bir kurum. Her iki imaj yapılan reklam, kazanılan durum mükemmel.

II. Ayak: Seçim sonrası, terör ile, cici gösterilen ÖRGÜT gerçek kimliğine döner, HDP oyları düşer. Örgüt kan üzerinden popülaritesini artırmaya devam eder. Partiye seçim öncesi kazanımları yeter de artar bile. Mesaj: Her kayıt ve şartta örgüt kazançlı. Parti önümüzdeki seçimden sonraki seçim için geri adımda. Kapatılma veya yargılanma masumiyeti rolleri için de sabırsızlanmakta.

III. Ayak: Önümüzdeki ilk seçimde örgütün ürkütücü desteğiyle yeniden makyajlanmış parti özerklik ve ayrılık desibelini en az iki kata çıkarmanın alt yapısında.

IV. Ayak: … Yazmaya gerek yok belli.

V. Ayak: (Sözde) Kürdistan ile (sözde) İsrail devletinin pişti olan sınırları üzerinde büyük savaşım. Bu sefer ne garip ki ara bulucu Türkiye olacak. (Tarih: 2025 li yıllar.)

VI. Ayak: Güneyden kopmuş bir parça, doğudan kopmuş bir parça, geri kazanmak için veya durumu kurtarmak için federal yönetim arayışları içindeyiz. Oynadığımız satranç oyunundaki değil dördüncü, üç sonraki hamleyi bile kestirememiş olmanın hay hay veya vah vahları içinde.

SONUÇBu basit senaryoları gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden, müzik klibi izlemekten, futbola tapınmaktan, dizilere bakınmaktan kafasını kaldıramayanlar parça bütün ilintisini doğal olarak görülemez.
İSTEDİĞİNİZ KADAR TEPKİ GÖSTERİN: Bu gün itibarıyla müzik, magazin, dizi, futbol, hatta din, hatta yüzeysel siyaset AFYON haline getirilmiştir.
Afyondan neden kurtulunmak istensin ki. O büyüleyici mutluluğunu zaten kalabalıklara lutfetmekte. Çalıların arasındaki hamam böceği elbette ki ormanı göremez.
Siyasal partilerin demokrat olmadığı, sivil toplum kuruluşlarının sivil ol(a)madığı bir ortamda yapbozların arasında hep BOZULAN ve kolay kolay yapılamayacak bir sarmalın uyuşukluğu ve cenderesi tıkıştırılmış yığınlar.

Neden insanlar parçalarla uğraşırken bütünü ıskalayan sürüler haline getirilmiş. Cevap zaten çok açık.

Bu kitlelerin veya insan yığınlarının bakar ama göremez hale getirilip (tüketmekten başka çaresi bırakılmayan) tüketim toplumunun bacağındaki veya kollarındaki acıtmaz olmuş dijital pranganın çıkarmış olduğu matruşka oyununun sesi olsa gerek.

Kredi veya borca endeksenmiş maaşların satın aldığı insanların iş ve ev arasında gidip gelirken dijital ekranlar karşısında efsunlanmakta olduğu küresel ölçekli büyük bir oyunun senaryolarını içselleştirmeye devam ediyoruz. Hem de koro halinde.

Bu öyle bir oyun ki, ışığı görünce sağa sola kaçışan hamam böceklerinin refleksine benzeyen, gerçekler karşısında ya inkar, ya kaçınma ya da gizlenme şekliyle karşılık verilen asrın kabusu haline gelmiştir.

Altılı ganyandı yazımızın başlığı. Bu altı, yirmi yıl sonraki pişmanlıklarımızın, ricat çabalarının, ceset yığınlarının içine doluştuğu oyunun kıyamet arifesindeki son perdesidir.

Kalın sağlıcakla değerli okurlarım desem de, sağlıcakla kalmanın her geçen gün daha da zorlaştığı bir kronolojik sürecin hazırlık aşamasındayız.

YORUM EKLE