Atılan Taş Sayısı İle Ürkütülen Kurbağa Sayısı Arasındaki Uçurum

Alt Başlık: Zurnanın Zırt Sesi!

Dün yazarımız sevgili Ali TARAKÇI’nın Atakan SÖNMEZ ile yaptığı röportajı başından sonuna kadar izledim, Konuşmanın satır aralarında Korona Sürecinin doğal seyrine inanmayanların cehalet ile itham edildiğini duyunca, ben de atılan taş ile ürkütülen kurbağa sayısı arasındaki korkunç farkı bildiğim için, algı yönetimi ile vak’a ağırlığı arasındaki oransızlık nedeniyle sürece karşı allerjik duruşumdan dolayı kendisini arayayım fikir teatisinde bulunayım dedim. Uzun uzun konşutuk. Şark-ul Avsat‘ta ilk yayınlanan yazısına bakmamı söyledi bana. (Tarakçı, 2020) Bu yazıyı da başından sonuna okudum.

Şimdi bazı kısımları Tarakçının yazısından olmak üzere rakamları vereyim. Ama önce şu dakika itibarıyla taptaze bilgileri kaydedelim.

1 Ocak ve 10 Temmuz tarihleri arasında (BU GÜN İTİBARIYLA 10/07/2020) koronadan ölen insan sayısı yaklaşık 558.272 (Vikipedia 2020) Yıl sonuna kadar tahminde bulunsak, kalan 4 ayda toplam 1 Miylon a bile ulaşmıyor.

Sıtmadan ölen insan sayısı ise 460 bin. Sözde ikisi de salgın.

Dünyada 171 günde genel anlamda bulaşıcı hastalıktan ölen sayısı 6 milyon 82 bin.

HİV/AİDS kaynaklı ölüm sayısı 883 bin.

Kanser kaynaklı ölüm sayısı 3 milyon 848 bin.

Sıtma kaynaklı ölüm sayısı 515 bin.

Sigara kaynaklı ölüm sayısı 2 milyon 628 bin.

Alkol kaynaklı ölüm sayısı 1 milyon 315 bin.

Trafik kaynaklı ölüm sayısı 709 830
Peki niye korkuyoruz, devletler niye korkuyor????

1 Ocak tarihinden itibaren dünyada doğanların sayısı 73.653.990

1 Ocak tarihinden itibaren dünyada ölenlerin sayısı 30.921.664 Bu rakamlar 1 saat önceki rakamlardı. Her gün oransal olarak yaklaşık 100 kişi doğarken, 40 kişi ölüyor. Bir düşünsenize….

https://www.worldometers.info/tr/ bu linke bakın. Saniye saniye dünya nüfusunun artışını göreceksiniz. Baktıkça korkmaya başlayacaksınız. Bunca insan nasıl dünyaya sığacak diye.!!!!!!

Ben yazıyı bitirene kadar bu gün doğan sayısı şu dakikanın verisi ile, 349.107 iken, bu gün ölen sayısı, 146.622 kişi.

Dünyada kamusal sağlık harcamalarına 322 milyar dolar, kamusal eğitim harcamaları için 223 milyar dolar harcanırken, silah harcamaları için 100 milyar dolar harcandı. İnsanoğlu, eğitimin yarısı kadar silaha harcıyor. Barbar insanlığı rakamlarla görün.

Dünyada aç insan sayısı 844 milyonaşırı kilolu insan sayısı 1 milyar 695 milyon.

Koronadan ölen insan sayısı 558.272 olduğuna göre, genel ölüm sebebine göre korona kaynaklı ölüm oranı, % 0,5.

İyi de bunca taş neden atılıyor.

Atılan Taş ve Ürkütülen Kurbağa Oranı:

Ölüm sayısı devletlerin ne kadar umurunda peki, kaba tabiriyle devletleri yönetenler için ölenlerin sayısı çok ta fifi…

Ali Tarakçının şu sözüne katılıyorum. “Devletleri yönetenlerin kaygıları ölüm oranları değil… Yeni bir virüs, bilinmiyor, aşısı ve ilacı yok. Devletleri yönetenlerin dertleri sağlık sistemi ve ekonomi çökmesin. Çökerse bir daha seçilemezler…”

Asıl mesele  ne?

Devletler erk kullanır. Egemenliği temsil eder. Eski dönemin kralları, bu dönemin oligargları mutlu mesut azınlıkların zımni temsilcisi devlet yöneticileri panik yapıyor. Neyin paniği, iktidarın sürdürülebilirliğinin paniği. Düz ifadeyle, bindirilmiş kamusal hizmet taleplerinin sağlık sistemine yüklenmesiyle sistemin çökme riski, ekonomik krizden yağma ve talan riskine, siyasi istikrarsızlıktan, devletleri yönetenleri yönetenlerin makro ekonomik yatırımların riske girmesi. Öyle ya, korona öncesi turizme yatırım yap, koronadan hemen önce parayı çek, dijital sektör hisselerine veya lojistik sektörüne yatır. Paranı ona değil yüze katla. Sonra…

Sloganı Verelim mi?

Maske, mesafe, tedbir. Neyin tedbiri anacığım? Yüzde 0,5 ölüm riskinin mi?

Bir Panik, Bir Panik, İnsanları Gördükçe Gülesim Geliyor!

Yine Ali Tarakçı’nın bir sözüyle sona varalım: “Zaten öleceksiniz… Korona öldürmezse, sigara; sigara öldürmezse alkol; alkol kullanmıyorum diyorsanız trafik; hiçbiri olmazsa bir salgın hastalık, o da olmazsa kanser… Beyler altı ayda sıtmadan koronadan daha fazla insan ölmüş… Neyin hesabını yapıyorsunuz?”

Öyle ya, salgında ölmezseniz, radyoaktif bir patlamada, o olmazsa, büyük bir depremde veya tsunami’de, veya yeni yeni moda olan ve sağda solda görülen hortumda… Sağda solda hortum görülürken, ekonomik cenahtaki hortumlar görülmez olabiliyor…

Son söz olmasın. Sadece gülümseyelim sevgili okurlarım. İyi gelir.

YORUM EKLE