banner223

Bir Vatan Nasıl Parçalanır Afganistan Dramı ?

Sovyet işgalinin sona ermesinin ardından Afganistan’ın içine düştüğü iç savaş şartları gereği bir güç olarak ortaya çıkan “TALİBAN”, ülkede son 25 yılın en etkili siyasi aktörlerden biri haline geldi.

Temelleri Pakistan’da atılan Taliban örgütü, 1989 yılında ortaya çıktı ve Afganistan’da merkezi hükümetin zafiyet gösterdiği yerlerde hakimiyetini kurdu. 2021 yılında başkent Kabil’i ele geçirdi.

Örgüt, “talebeler” anlamına gelen Taliban adını, Afganistan’da Peştun etnik topluluğunun yoğun yaşadığı, ülkenin doğu ve güney bölgelerindeki medreselerde eğitim görmüş öğrencilerden oluşuyordu.

Afganistan’dan gelen son dakika haberleri, dünyanın gözü kulağını buraya çevirmesine neden oldu. Bölgede yaşanan son dakika gelişmelerine göre, Taliban örgütü, Afganistan’ın Başkanlık Sarayı’na girerek başkent Kabil’de kontrolü ele almaya başladı. BM Güvenlik Konseyi, Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin ardından acil toplanma kararı aldı.

Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994’te kurulan örgüt; Aslen Kandaharlı olan Molla Ömer, bir süre Pakistan’da ardından da Kandahar’ın kuzeyindeki Meyvend ilçesinde medrese eğitimi almış, Sovyet işgaline karşı da savaşmıştı.

Gelenekçi bir yapıya sahip Afgan toplumu içerisinde hızla taraftar toplayan ve yükselen örgüt, amacını, Sovyet savaşı ve akabinde patlak veren iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak tanımladı.
Kuruluş felsefesini de Afganistan’da İslam’a dayalı bir yönetim getirmek olarak ifade etmişti.

Kurulduktan birkaç ay sonra çoğunluğu medrese ve şeriat okulu öğrencileri olmak üzere savaşçı sayısı 20 bine ulaştı. Kısa süre sonra Pakistanlı Peştun etnik kökenden Mevlana Samiul Hak liderliğindeki Darul Ulum Hakkaniye medresesi öğrencilerinin önemli bir kesimi de yine örgüte dahil oldu. Öğrenciler hareketinin mensuplarının çoğu ülkenin güneyindeki Peştun kökenli kişilerden ve Pakistan’daki medreselerde eğitim gören mülteci ailelerin çocuklarından oluşmaktadır.

Örgütün kuruluşundan itibaren en büyük destekçisi ve yol göstericisi  Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) oldu. Uzmanlar, hem askeri eğitimin hem de maddi desteğin doğrudan ISI tarafından sağlandığını belirtiyor.
Otorite boşluğundan faydalanan Taliban savaşçıları 27 Eylül 1996’da Kabil’e girmiş ve İlk olarak BM binasına sığınan eski Devlet Başkanı Muhammed Necibullah Ahmedzay ile kardeşi Şahpur Ahmedzay idam etmişti.
Başkentin ele geçirilmesi zamanına kadar milis bir yapı olan Taliban, bu tarihten itibaren kendi hükümetini kurduğunu açıklamıştı.

Afganistan’ı yakından takip eden uzmanlara göre Taliban, bu tarihten sonra Pakistan’ın bölgedeki çıkarları için vekalet savaşı veren bir örgüt haline dönüştü.
Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Taliban’ı resmen tanıdı.

Taliban güçleri 20 yılın ardından yeniden Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirdi. On binlerce vatandaş Taliban’ın gelişini büyük coşkuyla kutlarken binlercesi de şehri apar topar terk etti. Vatandaşların Kabil’den kaçtığı sırada yoğun trafik meydana geldi. Çok sayıda insan arabalarını sokak ortasında bırakıp yoluna yaya olarak devam etti. Kabil hava alanı ise Afgan’dan kaçmak isteyenlerin istilasına uğradı. Görüntüler içler acısı durumdaydı.

Afganistan’da barış  elbette mümkün. Bunun için başta komşu ve bölge ülkeleri olmak üzere yabancı güçlerin bu ülkeden elini çekmesi gerekir. Yani dışarıdan müdahale olmazsa, Afganistan’da kalıcı barışı sağlamak mümkündür.

En başta da Pakistan ve İran’ın Afganistan’daki fraksiyonları desteklemekten vazgeçmeleri şarttır. Zaten hiçbiri, bu ülkede istediğini tam olarak elde edemedi, edemeyecek de. Ülke bölünecek iç savaş devam edecek huzur ve güven kaybolacak! Afganistan’da kalıcı barışın sağlanması, bölge ülkeleri de dahil herkesin hayrınadır.

Dikkat buyurun: Irak dağıtıldı, Suriye param parça oldu, Afganistan da iç savaş devam ediyor!.. Sıra İran da, sıra Türkiye’de bunu düşünmeyen hain değilse ahmaktır. Ortadoğu’yu dizayn etmeye çalışıyorlar, Büyük Ortadoğu Projesi bu olsa gerekir. Müslüman ülkeler parçalanıp dağıtılıyor, yok ediliyor! Zalimlerin kol gezdiği bir çağda yaşıyoruz!

Birileri çıkmış halen sen ben kavgasında, devlet düşmanlığı yapmaktan çekinmiyorlar. Yalan dolan siyaseti ile içimize fitne fesat tohumları ekmeye devam ediyorlar. Siz uyuyun vatanın temel taşları ile oynanıyor; ülkenin altına dinamit koymaya çalışıyorlar: Şimdi desem ki: “sizin siyasetiniz başınıza çalınsın, ülkenin milli birlik ve bütünlüğüne saldırıyorlar!” Haksız mıyım? Birileri çıkmış halen yalan dolan siyaseti ile oyalanıyor; fitne fesat üretmenin peşinde; benim zavallı vatandaşım da buna inanıyor! Öyle ya konu siyaset siz öyle zannedin, konu Türkiye’yi iç savaşın eşiğine taşımak, parçalamak, bölmek uyumayın!..

YORUM EKLE