banner221

Çalışana Eşit Davranmayan Tazminat öder

Eşit davranma ilkesi esasen tüm hukuk alanlarında geçerli olup İş Hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir sebep olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca;

“İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz”

“İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz”

“İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz”

“Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.”

“İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz” Hükümleri yer almaktadır.

Eşit davranma borcu, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir.

Eşit davranma ilkesi, bir işyerinde çalışan işçiler arasında her alanda mutlak bir eşit olarak düşünülmemeli, eşit durumda olan işçiler arasında ayrım yapılmasını engellemek olarak değerlendirilmelidir. Başka bir ifadeyle, eşit davranma ilkesi, işverenin hangi şart olursa olsunlar tüm işçilerine her bakımdan eşit davranmasını ifade etmez.

Çalışanlar arasında kıdem, yapılan iş gibi ayrımı haklı kılan nedenler bulunuyorsa eşit davranma borcu doğmayacaktır. Örneğin firma ziyaretleri yapan bir çalışana gün içinde işini yaparken kullanması için araç tesis edilirken, işinin tamamını ofiste yapan bir çalışan için araç tesis edilmesi zorunluluk değildir.

Eğitim, yeterlik ve tecrübe gibi niteliklerine bakılmaksızın tüm çalışanların aynı maaşı alması gerektiği anlaşılmamalıdır. Elbette ki kişilerin eğitim durumları, tecrübe ve birikimleri, yabancı dil bilgisi ve mesleki sertifika ve belgeleri gibi nedenler farklı ücret ödenmesini geçerli kılmaktadır.

Eşit davranma ilkesi, her şeyi eşit duruma, aynı düzeye getirmeyi amaçlamaz. Bu ilkedeki amaç, keyfi işlem görerek kötü durumda bırakılan kişi veya kişilerin, aynı şartlara sahip oldukları halde daha iyi işlem gören işçilerle aynı haklara sahip olmasını sağlamaktır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca eşitlik ilkesine aykırı bir durum doğduğunda işçi; dört aya kadar ücreti tutarında tazminat talep edebileceği gibi ayrıca yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilmektedir.

Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca “işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür.” denmektedir.

Ancak işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.

YORUM EKLE