…ÇİLE ÇİLE ÖRDÜĞÜM…

Masamdayım .Kafamı kaldırdım, duvardaki saat 17:08…mesâi

bitmiş. Masamı toplayıp ,yorgun tenimi ve yüzümü alıp, kilitleyip

odamı kendimi sokağa bıraktığımda tenha sözler yürüyüp gidiyordu  güller üzerinden,bülbüller iğreti bir sesle ötüyordu.

Kalabalığın içinde kördüğüm olan  bir akşam karşıladı beni. Cümle

içinde, şaşkın kelimelerin yerlerini arayışı gibi bende Seni aradım

kalabalıklarda gözlerimle. Seni andırsa da kimilerinin gözleri,

tebessümleri, saçları, hiç biri Sen değildin. Ve sağıma baktım ,

dönüp sonra soluma, gene yoktun…kızdım Sana.

Biliyor musun,akarsu kenarında çamaşır yıkayan bir avuç

aks’i suya düşen kadınların mavi hülyaları gibi bir düş istiyordum

hep.Benim maviyle başlayan gizli masallarım  vardı ikimize dâir.

Yine yüzüme kapadın bütün mavileri. Şimdi bir damla gözyaşı bile

sığmıyor dizelerime.Bir gölgenin tenhasında karmaşa şeyler

düşünmek ve bomboş kalbe nâzar eylemek, bir okyanusun peşine

takılıp giden öksüz bulanık nehir olmak istiyorum.

Saldım kendimi kalabalığın akışına

 tebessümlerin mavi mavi aktığı günün gözlerinden bakmak vardı

,ama nerde…

şimdi özlemindir çile çile ördüğüm…

YORUM EKLE