Dünya Bizim Neyimiz Olur?

“Sesimi beğendiysen kafese koymana gerek yok, zaten senin bahçenin bülbülüydüm” cümlesiyle Kelile ve Dimne’de eşya ile ilişkimize dair temel bir ölçü ortaya konulur.

Dünya bahçesinin tek sahibi olan Allah bizim de bir parçası olduğumuz emanet eşyaların nezaretini “Halife” makamında bizim gözetimimize vermiştir.

Dünya da bütün eşya ile ilişki için birinci ilke; aşkın varlığımız Rabbimizle 7/24 çevrimiçi bir şuurla hayatımız dizayn etmemiz.

Allah’ın kitabı ve elçisi ile belirlediği ölçüler çerçevesinde içkin varlığımız eşimiz, taşkın varlıklarımız çocuklarımız ve taştığımız varlıklar anne/babalarımızla ilişkilerimizi düzenlememiz gerekiyor.

İnsan, Allah’ın bahçesinde muhatap olduğu bütün eşyayı emanet olarak görmeli, emanetin asıl sahibinin çizdiği sınırları ihmal ve ihlal etmemeli; asla kendisini eşyanın sahibi olarak görmemeli.

Mevlana Celaleddin Rumi, Mesnevi’de kıt akıllıların müstehcen bulduğu “Kabak Hikayesi”nde eşya ile ilişkimizde dair enfes bir fotoğraf ortaya koyar.

Hikayede geçen ev sahibesi, dünya bahçesinde kendini eşyanın sahibi olarak görüp sınırsız dünyadan istifade etmek isteyeni,

Yardımcı kadın (halayık); dünyada sınırsız hür olmadığını, eşyadan bir ölçü ve sınırlar çerçevesinde istifade edeni,

Eşek ve tenasül organı, her insanda imtihan için verilmiş ve sınır konulmamış nefsi, şehveti, gadabiyeti;

Kabak ise; insan nefsine/şehvetine/gadabiyetine Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye ile konulmuş sınırları ifade eder.

İnsan eşya ile ilişkisinde ölçü olarak konulan kabağa dikkat etmeli ve ilgi ve sevgisini abartmamalıdır.

“Ya benimsin ya kara toprağın” yaklaşımı Müslümana yakışmaz; zira hiçbir şey onun değildir, hepsi emanettir ve emanet sahibinin izin çerçevesinin dışına çıkamaz, aşırıya kaçamaz.

“Dünya sevgisi bütün hataların başıdır” sözüyle bu hakikati dillendirdi Hz. Muhammed (s.a.v.)

Kabağa dikkat!

Eşyaya verilen fazla değer,

Başınızı öne eğer.

YORUM EKLE