Ekonomik Pandeminin Virüsü Borçlanmadır

“Virüs geldi de mi ekonomiler krize girildi, yoksa zaten ekonomiler çökecekti de virüs işi hızlandırdı” sorusunun cevabı; finans kapital tarafından, virüs olarak cevaplandı.

Finans kapital krizden sorumlu olarak, Çin’i, eşcinselleri ve fakirleri suçlayarak kendini aklamaya çalışıyor.

Yani finans kapitalin sahipleri ve onun ideolojisine inanan iktidarların, krize karşı almaya çalıştıkları, tedbirlere bakılırsa; ekonomi çok iyi idi ama virüs çok kötüydü anlayışı işe hâkim gibi duruyor.

Bunu nereden anlıyoruz derseniz, finans kapital iktidarları, krizden çıkış için ortaya koydukları çözüm gene aynıdır. Yani borçlanmaya devam.

Tüketim için borçlan ve harca ki ekonomi ayağa kalksın!?

ABD 2,5 trilyon dolar basarak bunu yaptı. Biz de bunu yapıyoruz. Üretim planlaması, tasarruf ve bir süreliğine fedakârlık yerine, borçlanın ve borçla tüketim yapın diyoruz.

Mevcut yapı da zaten bu şekildedir. Yeterli tasarruf olmadığı için, yapabildiğimiz üretimi de tüketimi de borçlanarak yapıyoruz.

Düşük faizli banka kredilerinin kolaylaştırılmasının anlamı budur. Borçla tüketerek, borçla yatırım yaparak büyüme modeli…

Tatil yapacak parası olmayana, kredi verip tatil yaptırıyoruz. Turizm sektörü ayakta kalsın diye. Oto kredisi veriyoruz, çok uluslu şirketlere taşeronluk yapan oto sanayimiz ayakta kalsın diye…

Türk parası ile borç alıp tatile gidecek olanların hikayesine kısaca bakalım.

Bankadan teminat göstermeden ya da maaşını teminat göstererek, düşük faizle kredi aldığını düşünelim. Banka bu krediyi banka kredisi yani dijital para üzerinden kişiyi borçlandırdı. Kişi tatili yaptı geldi. İşten çıkarıldı. Banka dijital para üzerinden kişiyi takibe aldı. Lakin adam işsiz olduğu için ödemeyi yapamadı. Dijital parayı bilgisayardan silecek veya düşük bir bedel ile kişinin borcunu başka birisine satacak.

Eğer bu dijital parayı dolar üzerinden üretmişse bu dolarları ödemek için dış borç almak için, sendikasyon kredileri alacak. Yani banka da dijital dolar üzerinden borçlanacak.

Olmayan para turizmcinin kazancı gibi görünecek. Aslında bu kaydi para ile borçlanmalarının hepsi böyledir. Turizmci de başka ihtiyaçları için kazandım sandığı kaydı parayı başka alanlarda kullanacak ve bu saadet zinciri devam edecek. Yani borç zinciri devam edecek.

Ve bu ödenemeyen borçlar birikecek, büyüyecek, saadet zinciri kopacak, krizle sonuçlanacaktır. Tıpkı şimdilerde olduğu gibi…

Kişiye yeterli ücret vermek yerine, borç vererek sürdürülmeye çalışılan bu düzen, sürdürülemez noktadayken, borçlanmaya devam etmek, felaketle karşılaşmanın garantisi demektir.

Genel yapılanma, borç verenlerin isteğine göre böyle kurulduğundan, böyle devam edecek anlamına gelmiyor. Çünkü bu kez içinde yaşadığımız krizin, beri benzeri hiç olmamış.

YORUM EKLE