"Ne pahasına olursa olsun değerlerimizden taviz vermeyeceğiz"

- Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran: - "Ne pahasına olursa olsun, hangi bedeli ödersek ödeyelim, değerlerimizden, ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz. Biz tarihimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan, medeniyetimizden aldığımız güçle muasır medeniyet yolculuğumuza hızla ilerlemeye devam edeceğiz" - "(Yeni Zelanda'daki terör saldırısı) Batının sağır, dilsiz kesildiğini, yine üç maymunu oynadığını gördük. Neden, çünkü hedefte Ayasofya var. Hedefte Türkiye var"

ORDU (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Ne pahasına olursa olsun, hangi bedeli ödersek ödeyelim, değerlerimizden, ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz. Biz tarihimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan, medeniyetimizden aldığımız güçle muasır medeniyet yolculuğumuza hızla ilerlemeye devam edeceğiz." dedi.

Kıran, Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Diplomasi Kulübünce düzenlenen "Türkiye'nin Girişimci ve İnsani Dış Politikası" konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok kritik dönemlerden geçtiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin bugün çok önemli zirveye de ev sahipliği yaptığını vurgulayan Kıran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok önemli inisiyatif alarak, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı topladığını ifade etti.

Kıran, Yeni Zelanda'nın dışişleri bakanı ve etnik gruplardan sorumlu bakanının da toplantının özel davetlisi olduğunu dile getirerek, toplantının detayları hakkında bilgilendirmede bulundu.

Yeni Zelanda'daki terör saldırısına tepki gösteren Kıran, saldırının huzur ve güveni bozmak üzere gerçekleştiğini kaydetti.

Kıran, Yeni Zelanda'nın Türkiye'ye yaklaşık 17 bin kilometre mesafedeki ülke olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Dünyanın en huzurlu şehrinde dahi bir cuma namazı vakti insanlar ibadetlerini yerine getirirken son derece planlı, profesyonel ve gözü dönmüş şekilde insanlar ibadet ederken, dünyaya da canlı yayın vermek suretiyle terör saldırısı gerçekleştirildi. Burada aslında verilmek istenen bir mesaj vardı. Bu mesajlardan en önemlisi şuydu, 'dünyanın öbür ucunda da olsa, dünyanın en huzurlu ülkesi de olsa, dünyanın en güzel ülkelerinden biri de olsa biz gideriz, o huzurlu ve güvenli ülkeyi yaşanılmaz hale getiririz, güvensiz hale getiririz ve insanlara korku salabiliriz."

Terör saldırısının Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir boyutunun da olduğunu işaret eden Kıran, şunları kaydetti:

"Bu faşist, İslam karşıtı, barbarca saldırı gerçekleştirildiğinde o teröristin elindeki silahta bazı semboller olduğunu fark ettik ve üzerine gittik. Orada 1683 tarihi vardı. Neydi 1683 tarihi, bizim 2. Viyana Kuşatmamızın tarihi. Yine pek çok isimler vardı. Bizim sultanlarımıza, komutanlarımıza suikast düzenleyen haçlı zihniyetli sultanlar ve isimleri vardı, cephede savaştığımız düşmanların komutanları vardı. Bir de bu sembollerin yanında o terörist bir manifesto yayınladı tırnak içerisinde. O manifesto 'Ey Türkler' diye başlıyor. Hatta silahın üstünde 'Türk yiyici' yazıyordu. Yani dünyanın 17 bin kilometre ötesinde 50 Müslümanı şehit eden teröristin yine hedefinde Türkiye'ye mesaj vermek, Türkiye'yi karıştırmak, Türk halkını korkutmak, sindirmek ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğini sorgulatmak var. 'Siz İstanbul'un doğu yakasında yaşayabilirsiniz. Bir şey demeyeceğiz ama batı yakasında yaşatmayacağız. İstanbul'u başınıza yıkacağız. Tayyip Erdoğan'ın liderliğini yok edeceğiz ve Ayasofya'nın minarelerini yıkacağız' diyor."

- "Batının sağır, dilsiz kesildiğini, yine üç maymunu oynadığını gördük"

Kıran, Batı'nın bu saldırı karşısında sessiz kaldığını belirterek, "Peki Batı ne yaptı bu saldırı karşısında, Batının sağır, dilsiz kesildiğini, yine üç maymunu oynadığını gördük. Neden, çünkü hedefte Ayasofya var. Hedefte Türkiye var." dedi.

Türkiye'nin, Osmanlı'nın ve Selçuklu'nun dünyaya nizam veren zenginliklerinin olduğunu vurgulayan Kıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O zenginliklerin en başından biri de Ayasofya. Her defasında her Ayasofya kelimesi ağzımızdan çıktığında maalesef batıdan farklı seslerin yükseldiğini zaten görüyorduk. Kaldı ki bu terörist saldırıdan birkaç gün önce hatırlarsanız bir Avrupa Parlamentosu raporu yayınlandı. Bizim çok sert tepki gösterdiğimiz, kabul edilemez bulduğumuz, yok hükmünde saydığımız Avrupa Parlamentosu raporunda yine Ayasofya vardı. Orada da diyordu ki 'Ayasofya'yı ibadete açmayın'. Peki nedir bu Ayasofya'nın sırrı? Ayasofya, batı için bir egemenlik sembolü, bizim için de öyle. O sembol, bugün adeta dünyanın merkezinde yer almak suretiyle Türkiye'yi bütün bu oyunların merkezine koyuyor ama o merkezde de hiç kimsenin başaramadığı bir şey var. Türkiye Cumhuriyeti lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve onun liderliği etrafında Türk milletinin demokrasiye, bağımsızlığa, egemenliğine olan düşkünlüğü."

- "Değerlerimizden, ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz"

Kıran, Türkiye düşmanlarının, Türk halkının bu direncini kırmak için her şeyi yaptıklarını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bunu en son 15 Temmuz'da FETÖ'yü kullanarak gerçekleştirdikleri o hain darbe girişiminde gördük. Her şeyi hesaplamışlardı ama Türk milletinin bağımsızlık aşkını, egemenlik sevdasını, özgürlüğüne düşkünlüğünü, demokrasiye olan bağlılığını hesap edemediler. Şimdi bu direnci kırmak, Türk halkını sindirmek ve halkın Cumhurbaşkanımızın liderliği etrafında birleşen o gelecek perspektifini baltalamak için her şeyi yapıyorlar. O yüzden dünyanın bir ucunda da olsa bir bakıyorsunuz en ufak şeyin merkezinde yine Türkiye var, Sayın Erdoğan var, Türkiye Cumhuriyetinin hedefleri, değerleri, ilkeleri var. Ne pahasına olursa olsun, hangi bedeli ödersek ödeyelim, değerlerimizden, ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz. Biz tarihimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan, medeniyetimizden aldığımız güçle muasır medeniyet yolculuğumuza hızla ilerlemeye devam edeceğiz."

Kıran, konuşmasının ardından üniversiteli gençlerin sorularını yanıtladı.

Konferansa, ODÜ Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, kaymakamlar, akademisyenler ve çeşitli kurumların temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER