Sanofi ve Birgi Mefar, Türkiye’ye 6 yılda 500 milyon TL kazandıracak

- Sanofi Türkiye ve Birgi Mefar, yeni bir teknoloji transferi ve yerel üretim projesi için ortaklığa imza attı - İş birliği kapsamında yapılacak 3 milyon avro değerindeki bu yatırımla, 2020-2026 döneminde Türkiye'ye 500 milyon TL’nin üzerinde katma değer sağlanacak - Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Cem Öztürk: - "Projemizle 2020-2026 döneminde 500 milyon TL’nin üzerinde lokal katma değer yaratarak ülkemizin ekonomik ve yapısal dönüşüm hedeflerine katkı sağlayacağız" - "Yatırımlarımız sonucunda Türkiye antibiyotik pazarında 22 milyon TL ciroya ulaşan ürünümüzü yerel olarak üreteceğiz"

Sanofi ve Birgi Mefar, Türkiye’ye 6 yılda 500 milyon TL kazandıracak

İSTANBUL (AA) - Sanofi Türkiye ve Birgi Mefar, yeni bir teknoloji transferi ve yerel üretim projesi için ortaklığa imza attı. İş birliği kapsamında, Sanofi’nin Türkiye pazarında 22 milyon TL ciroya ulaşan antibiyotik ürünü 2 yıllık çalışmayla yerli üretime kazandırılacak ve 40’a yakın ülkeye ihracatı gerçekleştirilecek. Üç milyon avro değerindeki bu yatırım, 2020-2026 döneminde Türkiye'ye 500 milyon TL’nin üzerinde katma değer sağlayacak.

Sanofi Türkiye ve Birgi Mefar, Levent'te düzenlenen İş Birliği Anlaşması İmza Töreni'yle yeni iş birliklerini duyurdu.

Toplantıda iş birliği hakkında bilgi veren Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Cem Öztürk, Türkiye’de 60 yılı aşkın süredir sağlık çözümleri sunan ve dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinden olduklarını belirterek, Türkiye pazarında yıllık 22 milyon TL ciroya ulaşan antibiyotik ürününü Türkiye’de üretme kararı aldıklarını söyledi.

Özel bir teknoloji ve altyapı gerektiren bu üretim projesi için Birgi Mefar ile anlaştıklarını anlatan Öztürk, yapılan iş birliği kapsamında şimdiye dek Sanofi’nin İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleştirdiği üretimin, 3 milyon avro yatırımla Türkiye’ye taşınacağını kaydetti.

Böylece bu teknolojinin ilk kez başka bir ülkeye transfer edileceğini aktaran Öztürk, çalışmaların 2021 yılında tamamlanmasını hedeflediklerini söyledi.


- "Yerli üretim oranımızı da yüzde 1,1 artıracağız"


Öztürk, Sanofi Türkiye’nin üretim teknolojileri, Ar-Ge, ihracat ve istihdamda ülkeye yaptığı katkılarını bu güçlü adımla derinleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, şunları söyledi:

"Projemiz ile tüm dünya Türkiye’de ürettiğimiz antibiyotikleri kullanacak. 3 milyon avroyu aşkın bir yatırımla gerçekleştireceğimiz projemiz, Türkiye’nin ilaç endüstrisine hem üretim hem de ihracat anlamında önemli hizmetlerde bulunacak.

Yatırımlarımız sonucunda Türkiye antibiyotik pazarında 22 milyon TL ciroya ulaşan ürünümüzü yerel olarak üreteceğiz. Türkiye ilaç sektöründeki ortalama bir firmanın cirosunun yaklaşık dörtte birine denk gelen bu değeri ülkemize kazandırmakla kalmayıp, yerli üretim oranımızı da yüzde 1,1 artıracağız."

Regülasyon gereği antibiyotik ürünlerinin ismini açıklayamadığını belirten Öztürk, "Ürünümüzün dünya çapında yer aldığı 40’a yakın ülke için de Türkiye’de üretim yapacağız. Sanofi’nin dünyada artan liyofilizasyon kapasite ihtiyacını Türkiye’den karşılama kararı ile antibiyotik ürünümüzün Türkiye pazarındaki toplam hacminin ilk etapta tam 5 katı büyüklüğünde bir ihracat hacmine ulaşacağız." bilgilerini verdi.


- "Türkiye dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlayacağız"


"Projemiz ile 2020-2026 döneminde 500 milyon TL’nin üzerinde lokal katma değer yaratarak ülkemizin ekonomik ve yapısal dönüşüm hedeflerine katkı sağlayacağız." diyen Cem Öztürk, şöyle devam etti:

"Aynı zamanda, ithalatta sağlanacak 100 milyon TL’nin üzerinde düşüş ve toplam ilaç ihracatına 300 milyon TL’ye yaklaşan katkı ile Türkiye dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlayacağız. Proje ortağımız Birgi Mefar ile bir vizyon birliği içinde uluslararası çapta örnek gösterilecek bir çalışmayı başarıyla yürüteceğimize eminiz. 60 yıldır olduğu gibi ülkemizin sağlık sektöründe güvenilir bir ortağı olarak tüm Türkiye ile birlikte ilerlemeye ve güçlenmeye devam edeceğiz."


- "Bu teknoloji transferi yatırımının ülkemize hizmet edeceğine inancımız tam"



Birgi Mefar Şirketler Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Faik Somer ise şirketlerinin, kuruluşundan itibaren yenilikçi bir yaklaşım benimsediğini belirterek, "Bugün 37 ülkeden iş ortakları için yeni nesil bir teknoloji ile hizmet sunan şirketimiz Mefar da grubumuzun değerleri ile küresel iş yapış biçimini ülkemizde temsil ediyor. 10’u aşkın ülkenin GMP sertifikalarına sahip olan fabrikamızın sunduğu güçlü ve kaliteli üretimi ile sağlık sektörüne önemli katkılarda bulunuyor." ifadelerini kullandı.

Sanofi ile bu kapsamda son 10 yıldır başarıyla yürüttükleri özel bir iş birlikleri bulunduğunu anlatan Somer, "2010 yılında Türkiye’nin ilk biyoteknoloji ve know-how transferi yatırımına imza atmış ve 50 milyonun üzerinde doza yakın 4’lü ve 5’li aşının üretimini Türkiye’de gerçekleştirmiştik. Halen süren bu iş birliğimizi yeni bir ilkle güçlendirmekten ve Sanofi Türkiye ile birlikte ülkemize yeni bir değer kazandırmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu teknoloji transferi yatırımının Ar-Ge’den istihdama, üretimden ihracata pek çok alanda ülkemize hizmet edeceğine inancımız tam." diye konuştu.

- Sanofi teknolojisi Birgi Mefar'ın üretim gücüyle birleşiyor


Toplantıda verilen bilgilere göre, Sanofi Türkiye, bu stratejik projede iş ortağını seçebilmek üzere detaylı bir değerlendirme süreci yürüttü.

Teknoloji, üretim, altyapı, istihdam ve iş etiği gibi farklı kriterler kapsamında yapılan değerlendirme sonucu Birgi Mefar, sektördeki tecrübesi ve kendini kanıtlamış üretim kabiliyeti ile şirketin iş ortağı olarak projede yer aldı.

İki şirketin güç ve vizyon birliği ile yürütülecek proje için Sanofi’nin Almanya’daki merkezine bağlı çalışan, Türkiye’de yerleşik bir ekip kuruldu.

Kalite, teknoloji transferi ve tedarik zinciri alanlarında yetkin uzmanlardan oluşan bu ekip, ürünlerin yerelde başarılı bir şekilde üretilmesi ve yaşam döngüsü boyunca kalitenin yönetilmesinden sorumlular. Ayrıca Birgi Mefar’dan bir ekip de İtalya’daki Sanofi fabrikasında eğitim almaya ve süreci yerinde öğrenmeye başladılar.

Toplamda 3 milyon avroyu aşkın bir yatırımın gerçekleştirileceği sürecin ise 2020 yılında validasyon üretimleri ve 2021’de de ruhsat başvurusu ile tamamlanması öngörülüyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER