Hak ve Hakikat

İnsanın dünyada en çok dikkat etmesi ve üzerine titremesi gereken konu hak ve hakikattir.

Hak ve hakikat bütün zamanlarda dünyanın ve içindekilerin en hayırlısı ve değerlisidir.

Hak ve hakikat dünya ve ahirette insanın elbisesidir.

Onu korur, süsler, güzelleştirir, beşeriyetten insanlığa taşır, aşka kavuşturur.

Hak ve hakikate aşık olan ve onu hayatının merkezine yerleştiren kişi; hak ve hakikatin sahibi ve kaynağı olan ALLAH’a kavuşur.

Hak ve hakikatin merkezi gönüllerdir.

Gönülden çıkar, gönüllere ulaşır.

Marifetullah’ın en emin ve sağlam yolu hak ve hakikat yoludur.

Lokmasının kaynağı hak ve hakikate dayanmayanın diğer amelleri fayda vermez.

Yakıtı bozuk olan arabanın diğer yönlerinin çok iyi olması onun yol almasına yardımcı olmaz.

“Ariflerden biri HİKMET’i şöyle vasıflandırmıştır: HAK, gayesidir. İLHAM, rehberidir; KALP durağıdır, onu ilham eden ALLAH’tır; kabul eden AKIL; dışa vuran ise DİL’dir…”

(Orhan Şair Gökyay: “Katip Çelebi’den Seçmeler”, 148)

“Kime hakikatten haber gelirse,

onda beşeriyetten eser dahi kalmaz.

Ta yücelerden yer altına dek her tarafı sebepler kaplasa,

Onun sebeplere yönelmeye meyli kalmaz artık.

Kim varlığını darmadağın eder, benliğinden kurtulursa,

Hakikatın ta kendisinden ona bir nazar gelir ulaşır.”

(Mevlana Celaleddin Rumi, “Fih Ma Fih ve Mecalisi Seba’dan Seçmeler”, 269)

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır

Okumaktan mana ne kişi HAKKI bilmektir

Çün okudun bilmezsin ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme çok taat kıldım deme

Eri HAK bilmezisen abes yere yelmektir

Dört kitabın manası bellidir bir elifte

Sen elif dersin HOCA manası ne demektir

Yunus Emre der hoca gerekse var bin hacca

Hepsinden iyice bir GÖNÜLE girmektir.”

(Yunus Emre, “Yunus Emre Divanı’ndan; Akçağ, Ankara, 1991)

En yüce makam olan kulluğun en başta gelen sorumluluğu; iman ve onun somut tezahürü olan ameli salihtir.

Ameli Salih ise ; Hukuk-u İbada (yaratılmışların hakları) tecavüz etmemekle birlikte, hukuk-u ALLAH’ı hakkıyla yerine getirmekten ibarettir.

Demek ki önce hukuk-u ibad (yaratılmışların hakları) geliyor.

Yani önce zarar verme, küçük büyük deme, HAKKA girme.

Sonra faydalı işler yap.

Helal lokma=Helal kazanç.

Müslümanın üzerinde en çok titremesi gereken konu.

Boğazımdan geçen lokma helal mi?

YORUM EKLE