homeopati’nin Hiç Bir Bilimsel Temeli Yoktur

Rusya Bilimler Akademisi homeopatinin hiçbir bilimsel temeli olmadığını açıkladı (1, 2).

Sahte bilime ve sahte araştırmalara karşı savaşan Jewgeni Alexandrow başkanlığındaki komisyonun raporunda bu kararının sayısız araştırmanın tam analizine dayandığının altını çiziliyor.

Karara göre, devlete ve belediyeye ait hastanelerde homeopati uygulamalarına son verilmesi, sağlık sigortalarının bu yöntemi finanse etmemesi isteniyor.

Komisyonun bu kararı ilaç üreticileri, ithalatçıları ve eczacıları da ilgilendiriyor ve bundan böyle homeopati ürünlerinin üzerine “tıbbi etkinlikleri ispat edilmemiştir” uyarısı konmasını gerektiriyor.

Sağlık Bakanı Weronika Skworzowa da daha ileri adımların atılabilmesi için bir çalışma grubu tayin edeceğini açıklıyor.

Bu arada bazı doktorlar homeopatinin bazı vakalarda etkili olabileceği ve tıpta etkinliği izah edilemeyen pek çok tedavi yöntemi olduğu gerekçesiyle tamamen yasaklanmasına karşı çıkıyorlar.

Homeopati nedir?

Homeopati, bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan bir alternatif tıp yöntemidir.

İlk olarak Alman doktor Samuel Hahnemann tarafından 1796 yılında uygulanmaya başlanmış olan homeopatide, ilaçlar arka arkaya defalarca seyreltilerek hazırlanır.

Seyreltme işlemi sonunda ilaç, genellikle aktif maddeden bir adet molekül bile barındırmayabilir.

Mesela 6C ölçekte, bir birim aktif madde 10 birim suya eklenir, yani ilacın içerisinde bir adet molekül barındırma şansı kabaca milyonda bir’dir.

Seyreltme işlemi nedeniyle homeopatik ilaçların farmakolojik herhangi bir etkisi yoktur.

Homeopati’nin plasebo etkisi dışında bir faydası olduğu bilimsel ve klinik olarak kanıtlanamamıştır.

Homeopatik ilaçlar genellikle herhangi bir aktif madde barındırmadıkları için zararsız kabul edilirler (3).

Hahnemann’ ın homeopatiyi modern zamanların tüccar doktorlarının aksine herhangi bir ticari niyeti olmadan yarattığına ve uyguladığına inanıyorum ama bu bana akla yatan bir tedavi yöntemi olarak görünmüyor.

İnsanlar neden alternatif tıbba ilgi duyuyor?

İnsanların modern tıp dışı tedavilere sadece bizde değil dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde büyük bir ilgi duymasının suçlusu bizzat modern tıbbın kendisidir.

Neredeyse tamamen endüstrinin tahakkümü altına girmiş olan modern tıbbın gelip geçici şikayetleri “ömür boyu ilaç kullanılması gereken hastalıklar” haline çevirmesi…

Basit hayat tarzı düzenlemeleri ile önlenebilecek ve hatta tedavi edilebilecek hastalıklar için “ilaç dayatması”…

İnsanlara ömürleri boyunca hiçbir problem yaratmayacak hastalıkları güya “erken teşhis ederek” bunları tedaviye kalkışması (overdiagnosis ve overtreatment)…

Önleyici ve koruyucu tıbbın” neredeyse tamamen ihmal edilmesi veya hastalıkları önlemenin veya korunmanın sadece ilaçlarla veya aşılarla mümkün olduğunun dayatılması…

Tıbbın bir bilim olmaktan ziyade “sanat” olduğunun unutulması…

İlaç ve aşıların tıbbi uygulama olmaktan ziyade “ticari ürün” vasfını kazanması…

Her yeni ilaç veya aşının “mucize” diye sunulması…

Tıbbın “ticarileşmesi“, insanların “hasta değil tüketici” olarak görülmesi… ve daha neler neler!

Gelelim neticeye

Rusya Bilimler Akademisi’ nin çalışmasını okumadığım için ne kadar değerli ve güvenilir olduğunu bilemiyorum ama homeopatiyi prensip olarak mantıklı bir tedavi yöntemi olarak görmüyorum.

Homeopati bana göre bitkisel hap ticaretinin farklı bir türüdür.

İlaç alınmasa da düzelecek bir takım “lay-lay-lom hastalıklar” ve “eften püften şikâyetler” için “ille de ilaç, ille de ilaç” diye tutturanlara homeopati ürünleri verilmesi makul karşılanabilir ama gerçekten ilaçlarla tedavi edilmesi gereken hastalıklarda homeopatiden medet ummak doğru olmaz.

İnsanların modern tıbbın ilaç ve aşılarıyla kandırılmasına da, alternatif tıbbın ot-çöp-sap-saman ve homeopati gibi ürünleriyle uyutulmasına da “hayır” diyorum.

YORUM EKLE