İnsanı Anlamak İçin Bilimler Arası İşbirliği Şarttır…

“İktisadi insan” denilen Homo Economicus’tan hareketle genel bir “insan teorisi” oluşturabilir miyiz?

Olabilir, ama bir şartla..

Bilimler arası işbirliği yaparak..

Klasik İktisatçılar insan deyince homo economicus’u anlıyorlar.
Bu ekonomik insan demek.

Davranışsal iktisatçılar Homo anomalous isimli yeni bir tür ortaya attılar.
Bu tür birçok açıdan Homo economicus’tan ayrılıyordu.

Son yıllarda disiplinlerarası bir bilim insanı grubu tarafından yepyeni bir tür keşfedildi. (https://medyascope.tv/2017/07/28/bilim-insanlari-iktisatcilarin-bulamadigi-seyi-kesfetti-insanlar/)( Joseph Henrich, The Secret of Success: How Culture is Driving Human Evolution, Domesticating Our Species, and Making Us Smarter (Başarının Sırrı: Kültür İnsan Evrimini Nasıl Yönlendiriyor, Türümüzü Evcilleştiriyor ve Bizi Daha Akıllı Yapıyor)

Yazar bu türü Homo bioculturus diye adlandırıyor.
İktisat dünyasında yakında öne çıkacak tür bu olabilir.
İnsan biyokültürü, biyokültürel insan demek.
Joseph Henrich Homo bioculturus’u keşfeden takımın bir üyesi.
Bu tür adı geçen kitapta anlatılıyor.
Tüm dünyada geleneksel toplumlara deneysel iktisat oyunları oynatan “15 Societies Study” (15 Toplum Çalışması) isimli meşhur girişimin başını çekiyor yazar.

Joseph Henrich, yakın zamanda hem psikoloji hem de Vancouver ekonomi okulu departmanlarında görev aldığı British Columbia Üniversitesi’nden Harvard Üniversitesi’nin İnsan Evrimi Biyolojisi departmanına geçti.

Kitabın ana fikri şu:

insanlarda var olan kültürel öğrenme, birikimli kültürel evrim sisteminin yolunu açar ve kuşaklar boyunca gittikçe daha karmaşık aletler, teknolojiler, teknik bilgi, iletişim sistemleri ve kurumların ortaya çıkmasını sağlar.

Bu; bir milyon yıldan fazla bir süreden bu yana genetik mirasımızla etkileşimde bulunan ikinci bir miras sistemidir. Sonuç olarak, insanlığı evrimsel bir bakış açısıyla anlamak için iki miras sisteminin etkileşimini hesaba katmak gerekir.

İktisatçıların ilgisini çekebilecek ana kavramlardan biri “müşterek beyin” olabilir. Bireylerin, içinde bulundukları toplumsal grupların diğer üyelerinden uyarlayarak öğrenmesiyle ortaya çıkan birikimli kültürel evrim süreci; gittikçe daha karmaşıklaşan araçlar, teknolojiler ve teknik bilgi üretim yeteneğimizin nüfusun zaman içindeki büyüklüğüne ve bireylerin birbirleriyle kurduğu bağın sıkılığına bağımlı olduğunu gösterir.

Kültür-temelli kalıtımsal evrim teorisi.

Çalışmalarda homo economicus’un tezleri test edilmiştir.

Çalışmalarda farklı insan toplumlarına uygulanan davranışsal iktisadın bazı basit araçlarını kullanan Homo economicus modelinin bazı basit öngörüleri test edilmiştir.

Homo economicus modelinin öngörülerinin toplumların her birinde tutmadığını bulmuşlardır.

Basit deneyler göstermiş ki; Homo economicus modelinin klasik öngörüleri şempanze davranışlarını öngörmekte başarılı.

Demek ki iktisadi insanı anlamak için homo economicus modeli yeterli değil.

Modele farklı şeylerin de eklenmesi gerekli.

Gelişkin bir evrimsel yaklaşımın iktisada ekleyeceği şey budur –inançları ve tercihleri, kültürel ve kalıtsal evrimsel dinamik içerisine yerleştirmek. İktisatçılar; o çok sevdikleri çıkarı maksimize etmeye dayalı işleyiş şablonunu koruyabilirler ancak bunun daha geniş bir evrimsel çerçevenin içine yerleştirilmesi zaruri.

Birçok davranışsal iktisatçı, psikologların çoğunun yaptığı gibi, yüzeysel bir akıl yürütmede bulunuyor. Yani; tercihler ve inançlar da dahil olmak üzere birçok psikolojik unsurun nereden geldiğine kafa yormuyor.

İhtiyacımız olan; psikolojinin belirli unsurlarının neden ve nasıl ortaya çıktığını açıklamaya yönelik üretici anlamda teoriler.
Psikolojinin bu unsurlarının nereden geldiği ile ilgili nihai bir teoriniz yoksa; elinizde kalan parça parça sezgiler, önyargılar ve tercihler oluyor.

İktisadın; tercihleri, inançları ve potansiyel olarak diğer psikolojik unsurları içine yerleştirebileceği geniş bir evrimsel çerçeveye ihtiyacı var. Sonrasında fayda fonksiyonu ve karar verme kuralları da bu geniş çerçeve içine dahil edilebilir.

İktisatçıların yavaş yavaş kültürel evrimsel çerçeveyi sahiplenmesi ve bunu iktisadın mevcut araçları ile sentezlemesi gerekir.
Kalıtımsal evrimin kültürel evrime nasıl yol açtığını, bunun karşılığında kültürel evrimin kalıtımsal evrim üzerindeki etkilerini incelemek..
İnsan davranışını açıklamaya yönelik tüm yaklaşımlar insan doğasıyla ilgili varsayımlar içerir.

Bizim amacımız daha iyi bir insan doğası teorisi oluşturmaya yönelik çalışmaları anlamak ve politik iktisadın toplumsal faydasına sunmak.

Yukarıda adı verilen kitabın amacı, insan psikolojisinin ve davranışlarının kalıtım ve kültürün birlikte evrilmesi yaklaşımıyla açıklanabilen bir dizi özelliğini sıralamak ve bunun insan doğası anlayışımızı zenginleştirmesi ve politika yapıcılara fayda sunulması.

İnsan doğasını anlamak için iktisadın, psikolojinin, sosyal antropolojinin, arkeolojinin, biyolojinin işbirliği yapması şarttır.

Disiplinlerarası çalışmaları okumaya, izleyip yazmaya devam edeceğiz..

WhatsAppFacebookTwitterLinkedInEmailPrintPinterestCopy LinkFacebook MessengerSkype

YORUM EKLE