Kazasını Yap…

Tuttuğun oruçtan kıldığın namazadan şeytan rahatsız değil…şeytan ehi de rahatsız değil…Kazasını yap…

Kazasını yap…

Farz olan ibadetler şeytanı ve ehlini razatsız eder…ya etmiyorsa…Kazasını yap…

Kazasını yap…

Mekkenin fethi gönüllerin fethine vesiledir… Cihadın büyüğü-küçüğü birbirini tamamlar… Keşke edison değil de bir mü’min bulsaydı elektiriği… Her başarı insanın manevi dünyasını ekiler… Gerçi elektriğin şerri hayrından çok…ve küreselcilerin zaferi elektriğin bulunması…

Kazasını yap…

İşte namaz bu… Fatihlerin kıldırdığı namaz namazdır…evet…Fatih Sultan Mehmet Han…Üç kere yenilemişti iftitah tekbirini…Kabe üçüncü tekbir de ayan beyan önünde tecelli etmişti…ve cumanın farzına devam etmişti…o…

Mihrabımızın yönü kabeye mi dönük…gönlümüzün yönü kabeye mi dönük…

Kazasını yap…

Hz Alinin namazdayken dünyadan haberi olmuyordu…ve namazdayken çıkarmışlardı ona saplanan oku…

Hz. Ali’nin savaşta vücuduna ok saplanmış… Çıkarmak için uğraşıldı çıkarılamamıştı, ve Hz. Ali’inin namaza durmasına ve okun bu arada çıkarılmasına karar verildi. Hz. Ali secdeye kapanınca, oku çektiler ve çıkardılar. Acı hissetmedi.

Kazasını yap…ya da şirkten tevbe et…salih amel şirksiz ameldir…Rıza için yapılandır…

Evet…İyi amellerinle duâ et… Duan kabul olsun…duam kabul olmuyor diyenler… Mağarada kalan üç kişinin duası…bize kabul olan ibadetleri de öğretiyor… Kabul olmamışsa kaza et… KABİLİN de kurbanı kabul edilmemişti çünkü şirkten tevbe et…ibadetin o zaman kabul görür…

Efendimiz, bunların üçünden şöyle bahsetmektedir:

“Sizden evvel geçenlerden üç kişi yola çıktılar. Geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir taş yuvarlandı ve mağaranın ağzını kapattı.

Bunun üzerine şöyle dediler:

“–İyi amellerimizle duâ etmekten başka bizi buradan hiçbir şey kurtaramaz!”

İçlerinden birisi şöyle duâ etti:

“–Allâh’ım! Benim çok ihtiyar annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma ne de hayvanlara bir şey içirmezdim. Günün birinde odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Onlar uyuyuncaya kadar dönemedim. Akşam yemeklerini hazırladım; fakat onları uyumuş buldum. Onları uyandırmayı ve onlardan evvel âilece süt içmeyi hoş görmedim. Çanak elimde olduğu hâlde onların uyanmalarını bekledim. Nihâyet gün ağarmaya başladı. Çocuklar ayaklarımın altında açlıktan ağlıyorlardı. Derken, annem ve babam uyandılar ve sütlerini içtiler.

Allâh’ım! Eğer bu işi Sen’in rızân için yapmışsam, bu taştan çektiğimiz belâyı bizden uzaklaştır!”

Bunun üzerine taş bir parça açıldı, lâkin çıkılacak gibi değildi.

İkincisi şöyle yalvardı:

“–İlâhî! Amcamın bir kızı vardı ki, onu herkesten ziyâde seviyordum. (Bir rivâyete göre: Bir erkek, bir kadını ne kadar sevebilirse, ben de o kadar seviyordum.) Onunla beraber olmak istedim. Lâkin teklîfimi kabûl etmedi. Birkaç sene sonra bir kıtlığa uğrayınca bana başvurdu. Kendisini bana teslîm etmesi şartıyla ona yüz dirhem vereceğimi söyledim. (Çâresiz) kabûl etti. Bu sûrette fırsat elverince, (kendisine el uzatacağım sırada o):

«–Allâh’tan kork da haksız olarak mührümü bozma!» dedi.

Ben de (Allâh’tan korkarak) bu çok sevdiğim kadından (o bana teslîm olmak zorunda kaldığı hâlde) uzaklaştım. Verdiğim paraları da ona hibe ettim.

Allâh’ım! Eğer bu işi sırf Sen’in rızânı kazanmak için yapmış isem, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden gider!”

Mağaranın kapısı bir parça daha açıldı, (ancak) yine çıkılabilecek derecede değildi.

Üçüncü şahıs da şöyle duâ etti:

“–Allâh’ım! Ücretle birkaç amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lâkin biri ücretini almadan bıraktı gitti. Onun ücretini ürettim. Onun hesâbına mal çoğaldı. Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek:

«–Ücretimi ver!» dedi.

Ben de:

«–Şu gördüğün deve, öküz, koyun vs. senin ücretinden üremiştir, al hepsini götür!» dedim.

O da:

«–Ey Allâh’ın kulu! Benimle alay etme!» dedi.

«–Seninle alay etmiyorum, hakîkati söylüyorum.» dedim.

Bunun üzerine malları aldı ve hepsini sürüp götürdü. Hiçbir şey bırakmadı.

İlâhî! Eğer bunu Sen’in rızân için yapmışsam, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden defet!”

(Nihâyet) taş, mağaranın ağzından kaydı, onlar da mağaradan çıkarak yollarına devâm ettiler. (Buhârî, Büyû, 98; İcâre, 12; Müslim, Zikir, 100)

Kazasını yap…

Şu mübarek ramazan günlerinde sade kılamadığın namazların değil kabul olmamış namazların da kazasını yap…ve iyi amellerinle duâ et…duan kabul olsun…

YORUM EKLE