Kâr Makinası mı İnsan mı?

Amerika ve Batı’nın Virüs Siyaseti ne yazık ki tam olarak henüz ortaya dökülmedi. Dökülmedi. Çünkü Amerika ve Avrupa ikisi birden Salgın hastalıktan Çin’i sorumlu tuttular.

Aslında Çin’i sorumlu tutma siyaseti kendi açıklarını Çin üzerinden kapatmaya yönelikti.

Sağlık sistemini, kılcal damarlarına kadar ticarileştiren Batı ve Amerikan yönetimleri, Çin’den çok fena dayak yediler.

Aslında yapmaları gereken; kendi sağlık düzenlerini eleştirmek ve yenilemek için niyet belirmek yerine, Çin’i ve Rusya’yı suçlayarak, işin içinden çıkacaklarını sanıyorlar.

Batı’nın ve Amerika’nın Virüs siyaseti Rusya ve Çin’i suçlamak oldu.

Amerika ve İngiltere’de koca koca devlet adamları 5G teknolojisinin Virüse sebep oldu gibi açıklamalar yaptı.

Bu kez, Kar Makinası yerine gene insanı suçlamanın başka yolu olarak, Çin ve Rusya’yı suçlamak oldu.

Yani Batı ve Amerika, Salgından Sonra da aynı yolda gideceklerinin ve Sağlık Krizinden bir ders çıkarmayacaklarının da işareti vermiş oldular.

Belki de şöyle düşünmek gerekir. Çin, Amerika ve Batıya öyle bir dayak

attı ki, henüz kendilerine gelemediler ve KÂR MAKİNASININ siyasetine devam ediyorlar.

Sitemin sahiplerinin sistemden vaz geçeceği düşüncesi, belki de sadece bu siteme karşı olanlara aittir

Anti Çin siyasetlerinin, ülkemizdeki temsilcileri de aynen Amerikan anti Çin sözcüleri gibi, onların söylediklerini tekrarladılar. Sanki Batı’dan haber veriyormuş gibi…

Belki de dayağın verdiği sersemlik içindeler. Ve salgından sonra akil adamlar ortaya çıkacak. Ve diyecekler ki, bu böyle gitmez. Eski yaptıklarımızı yapamaya devam edersek, bir daha ki sefere Çin dayak atmaz ama biz kendi kendimize dayak atarız diye düşünüp aksiyona geçecekler.

Yaşadığımız krize benzer bir kriz, 1870 yaşandı. 15 yıl sürdü. Sanayileşme bu krizin ardında güçlenmişti.

Kapitalizmin bir devri tamamladığı gösteren binlerce işaret var. Teknoloji her hali karda, kapitalizmi gömecek, ama teknolojinin mülkiyeti de şimdilik Kar Makinasının elinde.

Zaten, çağımızın mülkiyeti, Bilgi Mülkiyeti olma yolunda ilerledikçe, egemen çevrelerin tefeciliği de elbet sona gelecek.

Siyasal sosyal ve ekonomik iklim değişiyor. Elbet İnsan da değişecektir.

YORUM EKLE