Kudüs Bir İslam Beldesidir Zalimlere Bırakılamaz!

Kudüs, imar edildiği günden bu yana Şam diyarının merkezi ve başkenti olmuştur. Hz. İbrahim ve Hz. Lut’un Filistin bölgesine gelip yerleşmelerinden itibaren bu bölgenin tümü mübarek kabul edilmiştir. “Biz onu (İbrahim’i) ve (yeğeni) Lut’u âlemler için mübarek kıldığımız arza (yere ulaştırıp) kurtardık.” (Enbiya Süresi-71).

Bereketli kılınan bu bölgenin kutsal olarak kabul edilmesinin nedeni, Cenab-ı Allah’ın hikmetiyle buradan pek çok peygamberin gelip geçmesi ve burada vefat edip defnedilmesidir. Ayrıca buranın meyve ve sebzelerle etrafının bereketlendirilmiş olmasından ileri gelmektedir.

Bilindiği gibi Mescidi Aksa aynı zamanda Müslümanların ilk kıblesidir. Bu özelliğinden dolayı da İslâm’da ayrı bir öneme haizdir. Hz. Peygamber(SAV): “Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke’deki Mescidu’l-Haram’a, Medine’deki benim mescidime ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya.” buyurmuştur.

Resulullah’ın bu hadisi ile bu üç belde İslam’da kutsal ilan edilmiş ve bunların dışında kutsiyeti olan başka bir dördüncü şehirden söz edilmemiştir.

İslam’ın Mekke’de ilk tebliğ edildiği günlerde İslam dinin en önemli ibadetlerinden biri olan namazın Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılınması İslam’ın ilk kıblesinin bulunduğu Kudüs şehrinin önemini açıkça göstermektedir.

Müslümanlar bu ilk kıblenin kutsiyetini idrak ederek tarih boyunca buraya sahip çıkılması gerektiğinin bilinciyle hareket etmişler ve bu mukaddes beldeyi her zaman koruyarak tevhit inancının bayrağı altında olması gerektiğine inanmışlardır.

Kudüs ebediyen İslam’ın ilk kıblesi olma özelliğini koruyacak ve Müslümanlar buraya sahip çıkmak zorunda olduklarını hep idrak edecek ve bu beldenin Haçlı veya Yahudiler tarafından işgal edilmesi hâlinde tarihte olduğu gibi mutlaka kurtarılması gereğine inanarak çalışacaklardır. Bu kutsal belde Yahudilere ve Hıristiyanlara bırakılamaz!..

Yahudiler bu topraklara Hz. Musa zamanında sahip çıkmayıp, “Git, sen ve Rabb’inle savaşın…” demişler ve bu kutsal mekânları korumaya yanaşmamışlardır. Bu tutumlarının sonucunda da kutsal topraklar ellerinden alınmıştır. Hatta onlar bu yerleri koruma fırsatı ellerine birkaç defa geçmesine rağmen aynı isyan ve korkaklığı gösterdikleri için artık bu mescit ve çevresi hakkında hiçbir sahiplik iddiasında bulunamayacaklardır.

İsrail, son dönemlerde sudan bahanelerle Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmeye çalışıyor. Oradaki Müslümanları yaşlı, genç, kadın ve çocuk demeden katlediyor. Bu da yetmezmiş gibi, inancımız gereği ibadetimizi yapmamız gereken mescitlerimizi de işgal ediyorlar. İsrail askerleri ibadethanelere botlarıyla girip insanları çiğnedikleri gibi, bir de orada ibadet eden Filistinli ve Kudüslü gençleri de katlediyorlar.

Bütün  bu durumu Hıristiyan dünyası seyretmekle yetiniyor. İnsanlık bu duruma sessiz ve suskun kalıyor. Artık Müslümanlar için küfrün karşısında tek vücut olma ve İsrail’e karşı Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi için dayanışma içerisinde bulunma vakti gelmiştir…

İsrail zalimi  bu zulmü yapıyorsa ümmetin suskunluğundandır. Ümmet Filistin’e, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya fiili olarak destekte zayıf kaldığından ve zayıf durduğundandır. Kudüs ve Mescid-i Aksa sadece Filistin ve Kudüs’te yaşayanların değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa tüm dünya Müslümanlarının ortak mabedidir.
Dolayısıyla tüm Müslümanlar bu kutsal merkeze sahip çıkmak zorundadır.

ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı bölgede isyana ve tepkilere de sebep olmuştu. Şimdilerde de aynı zalimane tavırla Filistinlileri katletmeye başladılar. Terörist İsrail askerlerinin açtığı ateşle  pek çok Müslüman kardeşimiz yaralanmış ve şehit olmuşlardır. İsrail’in zulmü bölgede artarak devam ediyor. Bir Terör devleti olan İsrail’i telin ediyor-Lanetliyoruz. Ona açık ve gizli destek veren ve bu zulmü seyredenleri de kınıyoruz.

Tüm dünya suskun; Arap dünyası duyarsız. Türkiye’den başka çaba gösteren, tepki veren bir devlet de yok! Masum çocukları, kadınları ve sivil vatandaşları acımasızca katleden terörist İsrail devletini lanetliyoruz, Allah’ın laneti üzerlerine olsun! BM- NATO ve Süper güçler bu zalim yönetime dur demeli ve Kudüs’e sahip çıkmalıdır.

Türk ve Müslüman dünya bu zalimce uygulamaya ortak tavır almalı ve dünya kamuoyu nezdinde protesto edilmelidir. Tepki ve protestolar artarak devam ettirilmelidir. Türkiye’nin tepkisi yerindedir. Bu duyarlı ve onurlu duruş tüm dünyada yankı bulmalıdır. İsrail’e ekonomik yatırım da dahil her türlü baskı ve kamuoyu tepkisi devam etmelidir…

Kudüs ve Mescid-i Aksa sorunu sadece Filistinli kardeşlerimizin sorunu  değil, tüm dünya Müslümanlarının sorunudur. Bu rezilliğe- bu katliama ve zorbalığa kimse göz yumamaz. Bu bir vebaldir, sorumluluktur ve bu Müslümanlara verilmiş bir görevdir: Uyan, ayağa kalk ve ses ver Müslüman kardeşim!…

YORUM EKLE