BİR DEVRİN  İHTİŞAMI   BİR MİLLETİN  İNKİŞAFI

Şanlı tarihimiz asırlardır sinesinde sakladığı acı tatlı ve ibret verici hadiselerle doludur. Zalimler tarafından  ezilen mazlum milletlerin ahı, evlatları çeşitli muharebelerde şehid düşen bağrı yanık anaların kanlı göz yaşları, bacıların

yitirilen namusları... bunlar tarihimizin hazin sahifelerinde inleyen nağmelerdir.

Şimdi hepsi mazi oldu ve çocuklarımıza tarih diye okutuldu. İşte mazi denilen

bu tarih, engin ummanlarda,  ezelden ebede doğru, zaman ve mekan engellerini yırtarak bir meltem gibi akıp giden acı ve tatlı gerçeklerle dolu bu sahifeler, tarih denilen karanlık makberlerin, esrarengiz koridorlarında hazin sahneler halinde

tekrar canlanmaktadır.

Ezilenler hep müslüman, sömürülenler hep ihvan, müslüman coğrafyasında

tarumar olmuş hânümân her yer kan ve revan. Sebeb duyarsız müslüman,

fırkalara ayrılmış tefrikalaşmış müslüman...

Bir zamanlar biz de milletmişiz  hem nasıl milletmişiz. 

Gelmişiz dünyaya insanlık nedir  öğretmişiz

Büyük milletler köklü şerefli bir tarihe malik olan milletlerdir. Kan ve göz yaşlarıyla yazılan bir tarih şuurlu ve bilinçli milletlerin eseridir. Kendi tarihini kan ve göz yaşlarıyla yazıp temiz bir şekilde ve hepsinden önemlisi dosdoğru olarak sonra ki milletlere devreden milletler güçlü medeniyetler  güçlü devletler kuran milletlerdir

Var oluş anımızdan bu güne kadar acı ve tatlı olaylarla süre gelen şanlı tarihimiz,

atlas perdeli enkazımızın altında kudret ve azamet devirlerimizin haşmetini bütün çıplaklığı ile gözlerimiz önüne seriyor. Buram buram ahlak ve iffet  kokan her

sahifesi şanlı zaferler silsilesi ile doludur. Cihad  meydanlarında dökülen

al  kanların kızaran ufuklara  yansıyan nağmelerini gerçek ve billur sahifelerde görmek mümkündür. Tabiki görmek isteyene, görmek istemeyen  göze aydınlık

ne yapsın.  Hâk yolda olmak istersen mâhir, hârâbet nefsini zinhar yan çıkma

YORUM EKLE