Ekmek Siyaset ve İktidar

İktidar konusu o kadar karmaşık ve geniş bir konudur ki, uğruna üniversiteler ve fakülteler açılmıştır. Siyaset ve siyaset bilimciler olmuş ve gene de içinden çıkılmaz bir mesele olarak, ortada durur.

Aslında siyaset ve iktidar, birbirinin devamıdır.

İktidara ulaşmak, siyasettir. Siyaset, iktidar için yapılır.

İktidara ulaşmak için siyaset yapanlar, halka kendilerini anlatırken, halk için en iyi yönetimin kendilerinde olduğunu söyleyerek, iktidara talip olurlar.

Her şey bir siyaset konusudur. Her konunun içinde, iktidar meselesi vardır.

Sonuç olarak siz siyasetten ne kadar kaçarsanız kaçın, siyaset sizin yakanızı bırakmaz. Siz onu bıraksanız bile o sizi bırakmaz.

Yetmişli yıllarda, “ne sağcıyım ne solcuyum futbolcuyum, futbolcu” diye bir söylem vardı.

Çıkar çevreleri bu “kullanışlı aptalları” kullanarak servet sınıfının iktidarını inşa etti.

“Futbolcular”, sonuna kadar siyasetin içinde olduklarını, ancak kırk yıl sonra anlayabildiler ve kullanıldıklarını itiraf ettiler.

Ve o günden beri, servet sınıfının istediği siyasetler ile yönetilir olduk. (24 Ocak Kararları)

Servet sınıfı Harun gibi zengin oldu. Halkımız ise fakirliğe devam ediyor. Siyasetin, bir çıkar için yapıldığını, hala anlamamış bir büyük halk kitlemiz vardır.

Şimdi size çıkarının farkında olmayan bir kitle tanımlayacağım.

Ailecek fakir, fakir doğmuş fakir yaşamış, fakirliği kendi kaderi olarak içselleştirmiş, fakirliğinin sebebinin, Allahtan geldiğine ve rızkına razı olması gerektiğine inanan büyük bir zümre… Mesela çöplüklerden yiyecek toplayan zümre…

Şimdi tanımlayacağım yoksul kitlesi ise, “geleneksel fakir” kitlesinden tamamen farklı olacak.

Geçtiğimiz 40-50 yılda, belli bir yaşam standardına ulaşmış, belli başlı ihtiyaçlarını karşılayabilen, yaşam standardı olarak, geleneksel fakir standartlarının üzerinde yaşamış, lakin yeniden geleneksel fakir durumunun içine düşmüş, yoksul kitlesi…

Bu ikinci tanımın içine giren yoksul kitlesi; kendi yoksulluğunun sebebi olarak, artık geleneksel yoksul gibi düşünmemektedir.

Kendi dışındaki şartlar nedeniyle yoksulluğa düştüğünü bilmektedir.

Kendi dışında ki şartlar, diye tanımladığı şartların, yönetim ile birlikte olan servet sınıfından kaynaklandığını kavrama sürecini yaşamaktadır.

Bu süreç hızlı bir aydınlanma ve bilinç atlama sürecidir.

İktidar ve çıkar odakları, bu tanımladığım yoksulların, bir bilinç sıçramasını gerçekleştirip, kendilerine karşı durmasından korkmaktadırlar.

İktidar ve servet sınıfı, bu uyanışı durdurmak için, siyasal şiddet dahil, her aracı kullanabileceğini hissettirmiştir.

Yeni yoksulun elinde, artık bir tek ekmek var. Ekmek çok büyük bir silahtır. Ekmeğin siyasetini yapmak, yeni yoksulların bilincinin yükseltilmesinin temel aracıdır.

Toplumsal düzeni yeniden inşa edecek bir güç olarak, yeni yoksullar, çok büyük işler başaracaklar.

Yeni yoksullar, siyaset olmadan, ekmeğin olmayacağını anladıkları gün, yeni bir dünya doğacaktır.

[email protected]

YORUM EKLE