Sonsuz Sermaye Birikim Efsanesinin Geldiği Yer

Zenginlik ve o zenginliğin sağladığı iktidar hırsının hikayesi, tarihin kendisidir.

Sermaye birikimi demek, iktidar birikimi demektir. Bu birikim güçtür, güç de iktidardır. Bazen şöyle konuşmalar geçer; “falan zenginin beş milyardan dolardan fazla varlığı var. Neden daha fazlasını arıyor? Yetmez mi biraz da başkaları kazansız.”

İşin bütün sırrı burada yatar. O zengin hırsını kaybettiği an her şeyini kaybetmiş demektir. Başta iktidarını…

Tüm siyasi ve ekonomik krizler sermaye birikimi hırsının, en üst düzeye vardığı durumlarda ortaya çıkar. Hırsların maksimum olduğu yerde, rasyonalite yani gerçeklik kaybolur. Gerçekliğin kaybolduğu yer de de önce kriz sonra kaos gelir.

Kapitalizm, krizlerden neden çıkamıyor, sorusu boşunadır. Bu soru sermaye birikim hırsı neden sonlanmıyor sorununa eşdeğerdir.

Sermaye birikim hırsının günümüzde geldiği yer; artık zenginlikten söz edilmeyen yerdir. Parayı kimin basacağı ve kimin dağıtacağıdır asıl olan…

Dünya çok uluslu şirketleri için zenginlikten söz edilmez. O aşama çoktan geçilmiştir. Mesele denetim altında olmayan diğer etkenlerin denetime alınmasıdır. Sonsuz sermaye birikiminin sürdürülmesi için çok uluslu şirketlerin önündeki temel engel Çin ve Rusya’dır.

Zaten sermaye birikim efsanesinin, ABD içinde varılacağı yer olan “para basma yetkisine” sözünü ettiğimiz şirketler, çoktan ulaşmışlardır.

Şimdi geldik işin püf noktasına… Sermaye birikim hırsı, yani güç sahibi olma, iktidarı büyütme hırsına… Dünya da değişim değeri olarak kullanılan Doların sonsuz basımına.

Sonsuz sermaye birikim efsanesi geldi sonsuz para basım efsanesine…

Amerikan Merkez Bankası FED Amerikan borsasındaki tüm hisseleri doğrudan satın alma aşamasında. FED yani çok uluslu şirketler parayı basıyor. Batan şirketleri satın alıyor. Aslında satın aldığı şirketler de kendilerine ait. Bu şirketlerin içinde hava yolu taşımacılığı ve bazı üretim kurumları olduğu gibi, %70’ini hizmet sektörü oluşturuyor.

Yani ortaya çıkan zararı, FED yeniden dolar basarak satın alıyor.

Zarar eden şirketlerin satın alınması karşılığında basılan dolarların enflasyon yaratması gerekiyor.

İşte bu dolarları, bizim gibi ülkelere İMF veya başka yollardan ülkelere göndererek, kendi enflasyonlarını bize satmaya…

Ülkemiz içindeki sıcak para komisyoncularının çığırtkanları da bu paralardan biz de istifade edelim demeye… Bu işin pazarlamasını da Bloomberg medyası yapıyor. Yorumcu diye getirdikleri simsarların en baş cümleleri “Ülke Risk puanı çok yüksek olduğu için bize kimse borç vermiyor. Ama FED’in bastığı bu paralardan bizde istifade edelim”

Ülkenin kendi parasına güven sağlamak gibi görevi hiç üstlenmeyen bu simsarlar kazanırsa Türk halkı bir kez daha kaybeder.

Asıl siyasetin ve iktidarın para siyasetinde olduğunu bilmeyen siyasi partiler havanda su dövmekten ve kendilerini kandırmaktan başka işi yapmamış olurlar.

YORUM EKLE