Mevlana, Konevi ve Urmevi’yi Anlamak İçin…

123.999 Peygamber ve sahife/kitaplarla belli bir kıvama gelen İslam; son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Kur’an-ı Kerim ile kemal buldu, tamamlandı. (Maide, 5/3.)

7. Asırda tamam olan İslam dini bilinen dünyanın her tarafına tesir ederek tam anlamıyla evrensel bir Medeniyet çerçevesine 13. Yüzyılda ulaştı.

Bu çerçeveyi taşıyan yüzlerce şehir vardı, ama 3 tanesi taşıyıcı kolon olarak diğerlerinden bir adım öne çıkmıştı.

Doğu’da Semerkant, Batı’da Kurtuba ve Merkezde Konya…

Zirveye ulaştığı dönemde Konya’yı ilim alanında temsil eden, ön plana çıkan üç isimden bahsedebiliriz.

Bunlar; Konya’nın kalbi Mevlana Celaleddin Rumi, Konya’nın vicdanı Sadreddin Konevi ve Konya’nın aklı Siraceddin Urmevi…

Konya 13. Yüzyılda; Maturidi ve Hoca Ahmet Yesevi gibi zatların ehli beytten alıp yoğurdukları İslam anlayışını Belh’ten gelen Mevlana Celaleddin Rumi, Tebriz’den gelen Şems-i Tebriz’i, Tiflis’ten gelen Hubeyş et-Tiflîsî, Semerkant’tan Şemşeddin Semerkandi, Sührevend’den Ebû Hafs Ömer Sühreverdî, Şiraz’dan Kutbuddîn Şîrâzî, Musul’dan Esîrüddîn el-Ebherî, Azerbaycan’dan gelen Siraceddin Urmevi ve Ekmeleddin Nahçevani, Malatya’dan gelen Sadreddin Konevi ile; Endülüs birikimini ise Muhyiddin’i Arabi ile birleştirmiş ve kıyamete kadar devam edecek olan vasat ümmetin kanaatini ifade eden Anadolu İslam’ının teori ve pratiğini ortaya koymuştu.

Bu üç isim İslam’ın gergef gergef örüldüğü bir çevre içinde bir adım öne çıktılar.

Peki, bu zatları sadece “an” mak ile yetinmeyip, “anlamak” için ne yapmalıyız.

Konuyu şu tasvir ile aktarmaya çalışalım.

İslam Dini bizi dünya ve ahiret saadetine taşıyan 10 vitesli lüks bir otobüs gibidir.

Bu otobüsün kullanımı tamamen kişinin kendi özeline verilmiştir.

İslam’ı kendi akıl ve kalbinizi kullanmadan anlayamaz ve yaşayamazsınız.

Yani otobüsü bizzat kendiniz kullanamazsanız size hizmet vermez.

İslam, muharref Hristiyanlık gibi “aracı/ruhban sınıfı” kabul etmez.

“Lâ ruhbaniyete fi’l-İslâm” Hadis-i Şerif, Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ (II, 528)

Otobüsü hareket etmesine sağlayan vitesleri açalım.

  1. Vites: Kur’an-ı Kerim
  2. Vites: Sünnet-i Seniyye
  3. Vites: Ebu Hanife (Hanefiler için)
  4. Vites: İmam Maturidi
  5. Vites: Mevlana/Konevi/Urmevi/…

İslam otobüsünde sağlıklı ve konforlu bir yolculuk için her kalkışın Kur’an-ı Kerim’le başlayıp, Hadis-i Şerif’le hızlanıp, onlardaki istihsanı ortaya koyan İmam-ı Azam ile yol alıp, bütün bunları akidenin esasları olarak ete kemiğe büründüren İmam Maturidi ile mesafe kat ettikten sonra Mevlana, Konevi ve Urmevi’nin eserleriyle devam etmek gerekiyor.

Günümüzde İslam adına konuşan bazı insanların stop etmelerinin sebebi bu sıralamaya dikkat etmemeleri.

Beşinci viteste otobüsü kaldırmaya çalışıyorlar!

Otobüs sadece ve sadece birinci vitesle kalkar, ikinci vitesle devam eder.

Konevi bu konuya şu cümlesiyle işaret eder:

“Delilini Kur’an ve Sünnet’ten almayan bilgi sizi marifete (Allah’a) götürmez.

Mevlana, Konevi, Urmevi için geçerli olan kural; bütün İslam âlimlerinin eserleri için geçerlidir.

Beş vitesin hakkını vermeden altıncı vitese atamazsınız, otobüsü stop eder, yol alamazsınız.

Bence İslam âleminin ne önemli problemlerinden birisi budur.

Kolaycılığa kaçıp, beş vitesin hakkını vermeden direkt altıncı viteslerle yol alabileceklerini zannediyorlar.

YORUM EKLE