Mutluluğumuz ve Gücümüz Bize Verilen Alanımızla Sınırlı

Kendisine irade ve inisiyatif kullanma yetkisi verildi ki ; bu hiçbir yaratılmışa verilmemişti.

Yaratılışta fıtratta irade ve inisiyatif kullanma yetkisi sınırsız verilen halife insana Peygamberlerle gelen kitaplar ve şeriatlar sınır çizdi.

Fıtratta sınırsız, dinler ve şeriatlarla sınırları çizilen insanın imtihanı buydu aslında.

Hakkını ve haddini bildiği oranda değerli bir kuldu.

Hakkını ve haddini bildiği kadar güçlü ve onurluydu.

Hakkını ve haddini bildiği sürece ahsen-i takvimde kainatın tepesindeydi.

Bu sebeple İslam’ın 6. Şartı ‘haddini bilmek’ dendi.

İblis Yüce Yaratıcıya açıkça ifade ettiği üzere insanı hakkı ve haddinin dışına teşvik etti hep.( (İblîs): «Beni azgınlığa itmene karşılık, and olsun ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım, sonra da onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından (yaklaşıp) geleceğim ve Sen, onlarınhaddini bilmek ile ilgili görsel sonucu çoğunu şükreder bulamayacaksın» dedi.Araf,7/16,17)

Demek ki insanın tüm gücü ve kuvveti ayaklarını sağlam basabildiği, kendisine tahsis edilmiş alanıyla sınırlı.

Bizi yoran , üzen, sabrımızı tüketen, agresif yapan, psikolojimizi bozan, cinnete getiren olaylar gerçekte bizim alanımızda olmayan bizim hakkımızı ve haddimizi bilmeden girdiğimiz alanlar.

Rabbim kendi sınırlarında kalması şartıyla insana kaldıramayacağı hiçbir yükü yüklemeyeceğini garanti ediyor.(Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden daha fazlasını yüklemez.Bakara,2/286)

Rabbim bu sınırlara dikkat etme konusunda Peygamberlerinin dahi zorlandığı misalleri bizlere vererek eğitir bizleri.

Hz. Peygamber amcası Ebu Talip’in iman etmesini çok ister. Kendisinin görevi sadece tebliğ olduğu kendisine bildirildiği halde(Peygamberin üzerine düşen sadece tebliğdir.Maide,5/99)çok ısrar eder.Bu ısrar alan ihlalidir ve Rabbim uyarır.(Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi (iyi niyet ve gayretine göre) doğru yola eriştirir. O, doğru yola erişecek olanları daha iyi bilir.Kasas,28/56)

Hz. Nuh’ta 1000 yıla yakın yaşadı ve hep tebliğini yaptı. Tufan haber verilip gemisini yaptı. Tufan başlayıp iman edenler gemiye bindi ama öz oğlu Kenan gemiye binmedi.Hz. Nuh babalık şefkatiyle ısrar etti.Olay Kuran-ı Kerim’de şöyle anlatılır:“(Nuh)Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum(Kenan) da ailemdendir. Senin vadin elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin.” ‘(Allah) buyurdu ki: “Ey Nuh! O (oğlun isyan ettiği için) senin ailenden değildir. Çünkü o kötü işler yaptı. İçyüzünü bilmediğin bir şeyi yapmamı benden isteme! Sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” Hud,11/45,46)

Günümüz insanı birazda teknolojinin gelişmesiyle haddini ve hakkını daha çok ihlal eder, Yüce Yaratıcının alanına daha çok girer oldu. İnsan için çok zor ve meşakkatli, gerilimin yüksek olduğu bu alan günümüz insanının en büyük azabı oldu.

Çağın imkanları sayesinde tarihin en mutlu insanı olması gerekirken hakkını ve haddini ihlal ettiği sebeple en mutsuz insanı oldu.

Bediüzzaman Said Nursi; Dünya ve Ahiret saadetinin yolunu şöyle tarif eder: “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktizâ eder”

Burada zikredilen tüm kavramlar-iman, tevhid, teslim, tevekkül- insanın haddini ve hakkını bilmekle ilgilidir.

Ruhumuza binek olarak emaneten verilen bedenle gönderildiğimiz dünyada imtihan ediliyoruz dostlar.

Esas olan ruhumuz.

Tek başımıza yaratıldık ve tek başımıza ölecek ve tek başımıza hesap vereceğiz.

Etrafımızda imtihanın gereği olarak emaneten bize verilen şeyler var.

Onlarla ilişkimizi Kuran ve Sünnet net çizgilerle çiziyor.

Rolümüzü abartmayalım.

Hakkımızı ve haddimizi bilelim.

Kendi alanımızı aşıp Rabbimizin alanına girmeyelim.

Orası yüksek gerilimle korunuyor.

Bizim uzun süre dayanamayacağımız kadar şiddetli ve yüksek bir gerilim var.

O halde şu beyte bakalım ve mutlu olalım, mutlu kalalım, mutlu ölelim, mutlu dirilelim.

Ne mutlu o kişiye ki haddini bilir ve haddinden tecavüz etmez. (Tuuba limen arefe haddehu Velem yetecevez tavrahu)

FacebookTwitterEmailPrint

YORUM EKLE