NE ZAMAN AKIL EDİP KENDİMİZE DÖNECEĞİZ

                Söze çok değer verdiğim can dostum, ağabeyim Abdulkadir Türk beyden bir alıntı ile başlamak istiyorum;
                Tarih gösterdi ki, alçak dağları ben yarattım, (haşa) diyen, kendini bir halt zanneden her kul sonunda, kaybetti, mahçup oldu, cezasını buldu. Yanlız zararı sadece kendine değil, arkasında götürdüğü akletmeyen kullara da dokundu.
Sabah erken bir kaç düşünce ile uyandım ve düşünmek ve akl etmekle ilgili bir kaç ayet meali paylaştım ve peşinden de sordum. Değerli dost ve arkadaşlarım bu ayetleri neden paylaştım. Şu ana kadar henüz bir cevap veren olmadı. Şunu yapsaydım emin olun ki hemen yorumlar gelmeye başlardı. Akp ve sayın genel başkanını eleştirisel bir paylaşım yapsa idim o zaman seyrederdiniz gümbürtüyü.
                Değerli dost ve arkadaşlarım, ben o ayetleri sizlere düşünesiniz ve akl edesiniz diye hatırlatmak ve yaşamımızı da o ayetlerin ışığında yeniden tanzim edelim demek için paylaştım.
Şimdi şöyle geriye doğru zamana bir yolculuk yapalım diye düşünüyorum. 1960 yıllarda Türkiye'de cemaat hayatında ismini duyuran Fetullah GÜLEN diye birisi bu yıllardan sonra şöhret basamaklarını hızla tırmanıyor ve Türkiye'de bir numaralı bir cemaat lideri oluveriyor. Öyle ki Türkiye'yi yöneten yada yönettiğini iddaa eden hiçbir hükümet bu adama hiç k hesap sormuyor ne yaptığı ile ilgili hiçbir çekinceleri yok Öyle ki bu kendini lider şeyh zanneden zat en tabanından en tavanına kadar, okumamış cahil vatandaşından tutun, okumuş eğitimde, sağlıkta, adalette, en üst düzeyde görev alan yöneticisine kadar nüfus etmeyi onları kendine biat ve hizmet etmeye ikna etmiş , yaptıklarını,söylediklerini hiç sorgulanmadan yerine getirir hale gelmişler. Eğer bu bahsettiğim kişiler Kuran-ı Kerimi okuyup, anlayabilseler ve onunla amel etselerdi bu adama kanarlaymıydı.
                Yıllarca bu adam ve cemaatininin yanlış bir yolda olduğunu dile getirenler nerede ise bu adamın taifesinden ve bu adama sempati duyanlar tarafından nerede ise dinden çıkmakla, günah ve şirke batmakla suçlanıyorlardı.
2000 li yıllara gelindiğinde artık bu cemaat yapısı gücünün zirvesine çıkmış her yere hükmeder hale gelmiş yada getirilmişti. Neden çünkü kimse akl etmiyor ve düşünmüyordu, karşılarında İslam'ı kullanan ama İslam'la alakası olmayan bir cemaati fark edemiyor, onun uluslararasında bile bir değeri olduğunu düşünüyorlardı. Öyle ki bu cemaatin düzenlemiş olduğu bir program için devletin darphanesi bile güne özel para bile basmıştı.
                Konuyu fazla uzatmamak adına bu cemaatin 2007-2010 yılları arasında yapmış olduğu kumpas çalışmalarının detaylarına girmeden 17-25 Aralık 2013 den sonra zamanın ve şuan da devam eden hükümetle araları açılınca ipler koptu ve can kardeşler can düşman hale geldiler, en son 15 Temmuz 2016 da ABD, CİA ve Feto bu ülkede bir darbe teşebbüsünde bulununca ancak milletin ve devleti yönetenlerin akılları başlarına geldi.
                Değerli dostlar, şimdi buradan hareket ile günümüze gelmek istiyorum. Önümüzde 24 Haziran'da kaptı kaçtı seçimi gibi bir seçime gidiyoruz. İktidarı ile muhalefeti ile vaatler, projeler havalarda uçuyor. Seçim öncesi verilmesi mümkün olmayan paralar dağıtılıyor, seçim rüşvetleri devlet kesesinden hunharca birilerine peşkeş çekiliyor, yalanlar söyleniyor.
Ama biz hala akletmiyoruz. Öyle dostlarımız arkadaşlarımız var ki bizler yanlışları dile getirdiğimiz de yalancılık ve iftira etmekle suçlayacak kadar ileri gidiyorlar. Belge isteyene belgesi ile olayı anlatsak da maalesef anlamamakta ısrar ediyorlar.
                Değerli dostlar birini çok sevebilirsiniz, çok beğenebilirsiniz ama şunu asla unutmayınız oda neticede bir insan. Hata yapabilir, kişisel hatalar insanın kendine zarar verir, toplumsal hatalar ise tüm topluma devlete zarar verir. Ben şu yaşadıklarımızı gördükçe yeni bir Feto olayı ile karşı karşıya kalabileceğimizi düşünmeye başladım.
                Sözü daha fazla uzatmadan lütfen düşünelim kimse hatadan münezzeh değildir. Her insan hata yapabilir. Biz yüce dinimizin bize emrettiği Cenab-ı Hak'kın bize mektup olarak gönderdiği okuyup anlayasınız dediği kitabını okumaya, anlamaya ve onu hayatımıza rehber kılmaya davet ediyorum. Seçimler gelir geçer, dostluk ve kardeşlikler baki kalır. Rahmani siyasetle siyaset yapacak isek yapalım. Ama kimseyi kırmadan üzmeden, Müslüman bir birini yıkayan iki el gibidir, bizde öyle olmaya gayret edelim.
                Selam ve dua ile saygılar sunuyorum.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Osman soydal
Osman soydal - 6 yıl Önce

Isabetli bir tahlil, daima fenni ve yumuşak üslup dostları çoğaltır, hataya dúsenleri de düşünmeye sevk eder.

Mehmet Mustafa Gökçe
Mehmet Mustafa Gökçe - 6 yıl Önce

Gönül dolusu selamlar..
Atanur abi.. yapmış olduğunuz yazı gatert yerinde
Müslüman lar birbirini yıkayan iki el gibi olmalı.... kırma malı .. incitmemeli... uyarı yı en güzel metodu kullanarak yapmalı... Selam ve sevgilerimle.

IDRIS DURMUS
IDRIS DURMUS - 6 yıl Önce

Tebrik ediyorum. Çok güzel ifade etmişsiniz.

Abdullah Kiraz
Abdullah Kiraz - 6 yıl Önce

Güzel bir uslup.Dikkatli okunmasi ve uzerinde düşünülmesi gereken bir yazi.Teşekkür ediyorum.