NEREYE GİDİYORUZ?

Bu gün 7 gazete çıkmadı.

Çünkü dolar kuru kağıt fiyatlarını etkiledi.

Dün gece şarbon hastalığının yeniden hortladığına şahit olduk. Çünkü hayvancılık göz göre göre bitirildi.

Bu gün bir çuval unun 95 TL'den 175 TL'ye yükseldiği haberlerini gördük. Çünkü tarım politikamız yok. Yerli tohumlarımızı kullanmamız bile engellendi. ( Ayrıntılı öğrenmek isteyenler, Soner Yalçın'ın Saklı Seçilmişler Kitabı'nı okuyabilirler)

Okul malzemeleri zamlandı. Çünkü çoğu ithal.

Besin maddeleri; sebze, meyve, süt ve süt ürünleri, yumurta el yakıyor.

Doğalgaz, elektrik, benzin zamlarını artık yazmak bile gelmiyor içimden. Çünkü enerji politikası da yok.

Bir AVM'ye haciz geldiğini de gördük. Yürüyen merdivenleri ve güvenlik cihazları söküldü. Çünkü AVM'ler de batıyor.

Müteahhitlerin projelerinin battığı haberleri de gözümüze çarpıyor sık sık.

Çünkü 3.5 milyon ev fazlası var ve insanlar da ekonomik çöküş. İmam Hatip mezunlarının çoğunluğu üniversiye giremedi.

Çünkü eğitim keyfiyete göre yapıp bozulacak bir alan değil.

Birçok hasta ilaç bulamıyor, doktora ulaşamıyor, sağlık sektörü perişan. Çünkü şehir hastaneleri kurup, insanlarımıza müşteri muamelesi yapılınca tıpta ilerlemiyoruz. Hemen hemen tüm ilaç ve gerekli cihazlar ithal etmek suretiyle karşılanıyor.

Ülkenin bu hale gelmesinden sorumlu olan olan sadece iktidar partisi değil.

Tüm gücüyle iktidar partisine destek veren medyasından, iş dünyasına, oylarını esirgemeyip 16 Nisan referandum gecesini bir futbol şovu gibi gören kardeşlerimize ve 24 Haziran gecesi küfürler edip, Başkanlık Sistemine güzellemeler dizenler ülkenin bu gün geldiği noktanın sorumlusudurlar.

Düşünmeyi, araştırmayı, okumayı yük görenler, ülkenin üreten kuruluşları satılırken, "Bunlar ülkenin sırtına yük" diyerek bilmeden, cehaletleriyle alkış tutanlar bu gün sizin eseriniz. Şimdi dükkanlarınız kapanırken, evlerinize haciz gelip çocuklarınızın gözünün önünde eşyalarınız götürülürken, çocuğunuza sağlıklı yemek yediremez hale gelirken, kredi kartlarınızın limiti çoktan dolmuş ve kara kara faturaları nasıl ödeyeceğinizi düşünürken öte taraftan yeni saraylar, yeni makam araçları, senin yaptıramadığın dişinin yerine sayıları 600'e çıkan vekillerin tüm diş masrafları senin cebinden çıkarken bedava kek millet kıraathaneleri hayalleri size yetti.

Çevremde, sokakta, sosyal medyada pişmanlığınızı görüyorum. Kafalarınızı duvarlara çarptığınızı tahmin edebiliyorum. Şimdiden gelecek kışın o soğuk ayazı yüreğinizi titretmeye başladı. Artan doğalgaz faturalarına paranızın yetmeyeceğini düşündükçe kaçıyor uykularınız. İşsizlik her an kapınızı çalacak gibi, görüyorsunuz. 81 ile kıraathane yerine fabrika neden kurulmuyor?, diye sormak bile istemediniz? Biz sorduğumuzda ne hainliğimiz kaldı ne nankörlüğümüz.

Şimdi yapılması gerekenleri yazmayacağım. Çünkü; yıllarca yazdık, söyledik, anlattık. Dinlemediniz. Şimdi biraz da siz konuşun, yazın bakalım; ne olacak bu ülkenin hali?

YORUM EKLE