Neyi Oylarsak Oylayalım…

Bizde yerel seçimle var. Avrupa’da da birçok yerde genel seçimler ve yerel seçimler var.

Piyasa ekonomisi ile yönetilen her yerde, aslında yönetimlerin yapıp ettikleri veya programları oylanmaz. Ve onaylanmaz. Piyasa terörünün mevcut haliyle sürüp gitmesi veya bazı ufak-tefek değişikliklerle sürmesi oylanır.

Neyi oylarsak oylayalım, çok uluslu tekellerin önümüze koyduğu düzeni oylayacağız.

Piyasa ekonomisinin var olduğu her ülkede, ulus devletin, halka karşı sorumluluklarıyla, tekellerin ulus devletten istekleri gittikçe çelişir hale geldi. Bu sebepten, ulus devlet yöneticileri, her ne kadar, hep
çok uluslu şirketlerin planlarına ve isteklerine göre hareket etse de çelişkiler büyüdü. Halkların talepleri yükseldi.

Bu çelişki durumu; sadece ülkemizde ortaya çıkmış bir durum değildir. Piyasa terörünün hüküm sürdüğü her ülkede ortaya çıkmaya başladı.

Durum bu olunca, düzenin yöneticileri ve partileri halk nezdinde güven kaybettiler.

Aslında güven kaybeden düzenin kendisidir. Elbette bu düzenin, bu şekilde yürümesini sağlamaya çalışanlara karşı da güven kaybıdır.

Piyasa terörü ile yönetilen ülkeler ile modern kapitalist uygulamaların yaşandığı bu ülkelerde bile, uzlaşmaz çelişki haline dönüşen  güven kaybının, gittikçe artığı ülkelerde, hızlı zengin olanlar ve hızla yoksullaşanların varlığı  düzeni tehdit etmeye başladı.

Modern kapitalizm denilen düzenlemelerin içinde de yapısal talan ve yalanın olmasına rağmen, düzen şu veya bu ölçüde işlemeye devam ediyordu. Ve kapitalizm kendi burjuvasını üretti. Kendi kültürel normları ihsas etti.

Bize gelince, biz henüz bezirgân düzeninden modern kapitalist düzene geçmeden, tekelci kapitalizmin finansal ve siyasi dayatmaları ile karşı karşıya kaldık.

Kendi burjuvazimizi ve onun için gerekli olan burjuva kültürünü üretememiş olduk. Bu sebepten, orta çağdan kalma bezirgân ideolojisi ile burjuva kültüründen meydana gelen bir kültür yapımız oluştu.

İktidarlarımızın ve onların temsilcilerinin sıkça yalan söylemeleri bezirgân geçmişimizin bir ürünüdür. Bezirgânın ideolojik yapısı, duruma göre değişen ve bu durum için gerekli yalanı üretebilen bir yapılanmadır.

Bezirgân yapımız ve kapitalist burjuva yapımızdan, ortaya garip bir yapılanma çıktı.

Bu yapı, hem bezirganlığın yalan ve talan karakterini bünyesine aldı hem de kapitalizmin yapısal sorunları bünyesine aldı.

Seçimler sırasında, onun bunun çokça yalan söylemesi bezirgân geçmişimizin gereğidir.

Bezirgân karakterimizi tamamlayıp modern kapitalizm sürecine dahil olamadan, kapitalizmi tamamlamış finans kapitale geçmiş olan topluluklarla boy ölçüşemeyiz.

Finans kapitalin büyük yalanlarına karşı, bizim bezirgân yalanlarımız bir işe yaramaz.

Biz de emperyalist ülke oluruz sananlara duyurulur.

Bülent Esinoğlu
[email protected]

YORUM EKLE