TBMM Genel Kurulu

- TBMM Başkanvekili Levent Gök: - "(AA muhabiri Abdulkadir Nişancı) Hepimizin hassasiyetle takip ettiği bir konu. Bir muhabir arkadaşımızın son derece üzücü şekilde, bir kaza neticesinde kaybolması bence Türkiye'yi derinden sarsmıştır. Kardeşimizin bir an önce bulunacağını ümit ediyorum. Bu duygularımı muhafaza ediyorum. Bizler acılarımızda birleşemezsek nerede birleşeceğiz? O bakımdan Anadolu Ajansı başta olmak üzere muhabir arkadaşımızın ailesine, bu ümidimizi kaybetmediğimizi ve bir an önce bulunması temennisiyle heyecanla beklediğimizi ifade ediyoruz" - AK Parti Bayburt Milletvekili Fetani Battal: -"Aradan geçen zaman zarfında sanal medya üzerinden yalnızca Anadolu Ajansında çalıştığı için linç edilen, nefret söylemiyle bu hadiseyi intikam duygusuna çevirmek isteyen çevreleri ve insanları en sert şekilde kınıyorum"

TBMM Genel Kurulu

TBMM (AA) - TBMM Başkanvekili Levent Gök, AA Bayburt Muhabiri Abdulkadir Nişancı'nın, görev başındayken uçuruma düşmesine ilişkin, "Hepimizin hassasiyetle takip ettiği bir konu. Bir muhabir arkadaşımızın son derece üzücü şekilde, bir kaza neticesinde kaybolması bence Türkiye'yi derinden sarsmıştır. Kardeşimizin bir an önce bulunacağını ümit ediyorum. Bu duygularımı muhafaza ediyorum. Bizler acılarımızda birleşemezsek nerede birleşeceğiz? O bakımdan Anadolu Ajansı başta olmak üzere muhabir arkadaşımızın ailesine, bu ümidimizi kaybetmediğimizi ve bir an önce bulunması temennisiyle heyecanla beklediğimizi ifade ediyoruz." dedi.

Genel Kurulda yerinden söz alan AK Parti Bayburt Milletvekili Fetani Battal, görevi sırasında uçuruma düşen AA Bayburt Muhabiri Abdulkadir Nişancı'nın ailesine ve Anadolu Ajansı çalışanlarına sabır ve metanet diledi. Battal, "Aradan geçen zaman zarfında sanal medya üzerinden yalnızca Anadolu Ajansında çalıştığı için linç edilen, nefret söylemiyle bu hadiseyi intikam duygusuna çevirmek isteyen çevreleri ve insanları da en sert şekilde kınıyorum." diye konuştu.

TBMM Başkanvekili Levent Gök de "Hepimizin hassasiyetle takip ettiği bir konu. Bir muhabir arkadaşımızın son derece üzücü şekilde, bir kaza neticesinde kaybolması bence Türkiye'yi derinden sarsmıştır." dedi.

Türkiye'nin acılarında birleşen bir ülke olduğunu belirten Gök, şöyle devam etti:

"Kardeşimizin bir an önce bulunacağını ümit ediyorum. Bu duygularımı muhafaza ediyorum. Bizler acılarımızda birleşemezsek nerede birleşeceğiz? O bakımdan Anadolu Ajansı başta olmak üzere muhabir arkadaşımızın ailesine, bu ümidimizi kaybetmediğimizi ve bir an önce bulunması temennisiyle heyecanla beklediğimizi ifade ediyoruz. Umuyor ve diliyorum ki arkadaşımız bir yerde sağ salimdir ama ekiplerimizin ona ulaşması herhalde zaman almıştır. Ben arkadaşımızı sağ salim kucaklayacağımıza inanıyorum. Geçmiş olsun."

- Gazeteci Yavuz Selim Demirağ'ın darbedilmesi

Daha sonra, İYİ Parti'nin "Gazeteci Yavuz Selim Demirağ'ın darbedilmesi" ile ilgili Meclis araştırması açılması önerisi görüşüldü.

Partisi adına söz alan Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Demirağ'a yönelik saldırının öldürme kastıyla gerçekleştirildiğini belirtti.

Saldırırken "öldürün" diye bağıran saldırganların, aynı gün içinde hakim karşısına çıkarılmadan serbest bırakıldığını dile getiren Türkkan, "Bunlar, seçim meydanlarında sallanan parmakların, savrulan tehditlerin, hakaretlerin, toplumun yarısının terörist ilan edilmesinin sonuçlarıdır." dedi.

Hükümetin, muhalif görüşlerin şiddetle susturulmasına göz yumduğunu, Türkiye'yi tehlikeli bir şiddet sarmalının içine sürüklediğini iddia eden Türkkan, "Anayasa'nın güvence altına aldığı hak ve hürriyetleri koruma iradesini ortaya koyamaz ve muhalefete yapılan şiddeti meşrulaştırırsanız bunun sonuçlarını hep birlikte öderiz. Siz iktidarsınız, bütün bakanlıklar, kurumlar sizin elinizde. Giderek tırmanan şiddetin önüne geçmez aksine şiddeti körüklemeye devam ederseniz bunun hesabını tarih ve millet karşısında veremezsiniz." ifadelerini kullandı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Demirağ'a yönelik saldırının, "basın özgürlüğüne yapılan ağır bir saldırı" olduğunu ifade ederek, "Bunu kınıyoruz." dedi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise "Meslektaşımıza yapılan saldırı kabul edilemez." diye konuştu.

Türkiye'de basın özgürlüğünün "kara leke"ye dönüştüğünü belirten Çakırözer, "Sayın Demirağ'ın, başkent Ankara'da, güpegündüz, kapısının önünde normal bir yurttaşın asla karşılaşmaması gereken bir muameleyle karşılaşması kabul edilemez. Onun başına vurulan sopalar aslında hepimizin adaletine, özgürlüğüne, demokrasisine ve canına vurulmuş olan sopalardır." ifadelerini kullandı.

Çakırözer ayrıca, görev başındayken uçuruma düşen AA Bayburt Muhabiri Abdulkadir Nişancı'nın en kısa sürede bulunması temennisini dile getirdi ve geçmiş olsun dileklerini sundu.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, "Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ'a yapılan saldırıyı tasvip etmemiz mümkün değil, saldırıyı kınıyoruz." dedi.

Demirağ'a "geçmiş olsun" dileğinde bulunan Tunç, saldırıyı gerçekleştiren 6 kişiye ilişkin soruşturma başlatıldığını hatırlattı.

Oylamada, İYİ Parti'nin önerisi kabul edilmedi.

- HDP milletvekillerinden "kürsü işgali"

Genel Kurulda daha sonra, HDP'nin, cezaevlerinde yaşanan sorunlarla ilgili araştırma önergesinin gündeme alınmasına ilişkin grup önerisine geçildi.

Öneri üzerinde söz alan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, "Mesele insan yaşamı. Binlerce insan çok basit bir taleple açlık grevinde. İnsanların günbegün erimesinden söz ediyorum. Bu Meclis kendi vatandaşlarına, kendi üyesine bu kadar mı duyarsız?" dedi.

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın, avukatlarıyla görüşmesine izin verildiğini hatırlatan Başaran, "Demek ki görüşün önünde hukuki bir engel yok, siyasi bir engel var. Hiç kimseyi aylarca, yıllarca dışarında, toplumdan izole edemezsiniz, hiç kimseyi mutlak bir tecrit altında tutamazsınız ama yıllardır mutlak bir tecrit hali var." ifadelerini kullandı.

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, "Türkiye'de şu anda 300 bine yakın tutuklu ve hükümlü var. Lebaleb, istif halinde o hücreleri doldurmuş durumdalar." dedi. Bingöl, cezaevlerine yönelik "tecrit uygulaması" olduğunu savundu.

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, AK Parti'nin, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" yaklaşımını benimsediğini belirtti.

Yayman, şöyle devam etti:

"İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan'la görüşme meselesi uzun zamandır devam ediyor. Abdullah Öcalan'ın, kendi talebiyle zaman zaman avukatlarıyla görüşmek yerine ailesiyle görüşme talebinin olduğunu biliyoruz ama '8 yıldır görüşme yoktur.' ifadesi doğru değildir. Bu konuda hükümetimizin teması var, arayışları var. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar var.

Açlık grevleri ise hukuki bir mesele olmaktan çok HDP'nin siyasi kaldıraç olarak kullandığı bir konudur. Açlık grevlerine yatırılan insanların verdiği mücadele, keşke Mecliste çözüm, kardeşlik için ve Türkiye'deki problemin çözümü için verilmiş olsa."

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da açlık grevlerinin, siyasi polemik yapılacak noktayı çoktan aştığını söyleyerek, "İnsani bir durumla karşı karşıyayız ve bu sorunun bir an evvel çözülmesi lazım. İlk kez bu kadar kitlesel ve ciddi bir noktaya gelinmiştir. İnsanların hayatları tehlikededir." dedi.

Oylamada, HDP grup önerisi kabul edilmedi. Buna tepki gösteren HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ile HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, kürsüye geldi.

"Bu tutumu doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz." diyen Taşdemir ile Başaran, bir süre kürsüde bekledi. Bu sırada AK Parti ile HDP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar yaşandı.

Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Levent Gök, birleşime ara verdi. Yaşanan gerginlik, verilen arada da bir süre devam etti. Her iki milletvekilinin kürsüden ayrılarak sıralarına geçmesinin ardından Gök birleşimi yeniden açtı.

Genel Kurulda görüşülen, CHP'nin, "Elazığ'ın Maden ilçesindeki bakır madeninin özelleştirilmesi"ne ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi de kabul edilmedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER