Rantçı-İnşaatçı Model; Kalkınmaya Engel..

Rantçı-İnşaatçı model; Kalkınmaya Engel..

Konutları dere yatağına yapmak ölüme davetiyedir.
Binaları sağlam yapmamak ölüme davetiyedir.

Ormanları korumamak insanlığı-tüm canlıları-doğayı yaşam dışına itmektir.
Rantçılara yazlık yeri için ormanı gözden çıkarmak ülkenin ve toplumun geleceğini karartmaktır.

Ülkenin neresinden bir acı haber gelse, arkasında “inşaata” dayalı rantçı model çıkıyor.

Çok uluslu şirketler geliyor bazı yerli işbirlikçilerle köprüler-yollar- oteller- AVM’ler- maden aramalar- havayolları- turistik tesisler..vs..ler yapıyorlar, milyarlarca rantı cebe indirip yurt dışına aktarıyorlar..

Bunu adı “kalkınma” mı oluyor?

Nerede fabrika, imalat sanayi, arge, teknoloji, bilim, mühendislik?..

Nerede istihdam, yerli kaynakları harekete geçirme, iş sahası ve üretkenlik?..

Yok mudur insana yaraşır, halkçı başka bir model?
Elbette var..

Tarihimiz göstermiş ve iktisat bilimi de doğrulamıştır ki, kalkınmanın ilk şartı emperyalizmden bağımsız kalmaktır.
Hem politik hem de ekonomik bağımsızlık..

Kemalist tez de budur; bağımsızlık içinde toplumsal devrimler yoluyla çağdaş uygarlığa ulaşmak..

Bunun adı, ulusal üretken kalkınma yoludur.

Tümüyle öz kaynaklara dayalı; bölgelerin, sektörlerin, yöresel kaynakların tam ve etkin değerlendirilmesidir.
Her alanda ekopolitik yaklaşım esas olmalıdır.
Yani ekoloji, ekonomi, politika birlikteliği..
Üretim ve bölüşümde toplumsal davranış..
Doğayı koruyan-geliştiren, insanı ve toplumu özgür ve mutlu kılan bir iktisat politikası..

“Tanzimat Batıcılığıyla” yabancı sermaye ve borçlanmalarla hangi ülke kalkınmıştır?

Türlü bin çeşit gökdelenlerle, ormanları yakılmış aç gözlü yazlıklarıyla, şehirleri nefessiz bırakan avm’leriyle, nehirleri daraltılmış beton binalarıyla kalkınmış bir batılı ülke var mı?

İnşaata dayalı model kalkınmaya da engel, her şeye engel..

Gelecek yazıda ulusal üretkenlik modelinin ayrıntılarına gireceğiz..

Sevgiyle kalın

YORUM EKLE