Şiddetin Özelleştirilmesi

Devletimizin ve milletimizin temeli milli ordudur.

Devletin, halkını birlik halinde tutmak üzere kullandığı meşru şiddet, milletin temsilcisinden alınıp başka kurumlara devredilemez.

Profesyonel ya da paralı ordu; vatan savunmasını özelleştirmek anlamına gelir. Ordu özelleşince savaş da özelleşir.

Savunma ve saldırıyı şirketleştirmek, Amerikan emperyalizminin yaptığı bir iştir.

Emperyalist bir amacınız varsa bu yola girersiniz. Lakin Önce ekonomide, siyasette, para basıp para satabilmede, teknoloji üretip teknoloji satabilmede, emperyalist ülkeler konumuna gelmeniz gerekir.

Bu işe ordunun özelleştirilmesi ile başlarsanız, elinizdeki Milli Orduyu da kaybedersiniz.

Emperyalist bir ülke olabilmek için para basıp para satmak gerekir. Biz emperyalist bir ülke değiliz. Silah ve silah teçhizatları mızı emperyalistlerden alarak, emperyalist bir ülke olamayız.

Şiddetin alınır satılır bir metaa dönüşmüş olması, mafyanın meşru zeminden aldığı payın da artmasına yol açar.

NATO içinden ve dışından, çokuluslu şirketlerden, Türkiye’ye yıllardır baskı yapılır. İlle de paralı orduya geçin diye…Küreselleşme saldırısıyla birlikte sürdürülen bu propaganda, aslında Amerikan çokuluslu şirketlerinin önerisidir. İsteğidir.

Ordunun şirketleştirilmesinden gaye şudur; Milli olan orduyu milli devletten koparmak ve milli devleti çok uluslu şirketlere bağımlı hale getirmektir. Yani emperyalizmin milli orduyu kaldırarak, milli devleti kendisine bağlama çalışmalarıdır.

Milli ordu varken bile, ABD adına, Afganistan, Libya, Bosna vb. ülkelere asker gönderiyoruz.

Mehmetçikten kurulu olmayan, yani milli olmayan bir ordunun varacağı yer; özel güvenlik şirketlerinin Irak’ta vardığı yerdir.

Amerika’nın girdiği tüm savaşlardan yenik çıkması da bundandır.  Milli olmayan bir ordu, şirketleşmiş bir ordu; eninde sonunda, finans siteminin elinde ki bir ordudur.

Mutlu azınlığın, mutlu işbirlikçilerin ordusudur. Ulusu korumak yerine, bir sınıfı koruma yapılanmasıdır.

Amerika’da, savaşlardan beslenen büyük sermaye grupları vardır.

Sermaye sınıfı ya da borç veren para satan sınıf. Savaşları da, bu sınıflar ister.

Çünkü paralı askerlerine maaş, araç gereç sağlamak için savaşa ihtiyacı vardır. Savaş kar demektir. Savaş, savaş şirketinin büyümesi ve idamesidir. ABD’nin gereksiz savaşlara girmesinin diğer bir nedeni bu savaş şirketleridir.

Aslında profesyonel ordu planı; ulus devletleri içeriden teslim alma planının bir parçasıdır.

Milli orduyu, milli olmaktan çıkarıp, bir avuç sermayedarın ordusu yapmaktır.

AKP iktidara geldiğinden bu yana, Türk ordusu üzerindeki eylem ve tasarrufları; milli orduyu profesyonel orduya dönüştürme şeklinde cereyan etmiştir.

Milli olanı şirketleşme yoluyla gayri mili hale getirirseniz, sonunda şirketleşmiş ordunun, kim daha çok para veriyorsa, onun savaşını ve savunmasını yapacağı gerçeği kesindir.

Türk ordusuna silah satmayan, başka yerden silah satın almasına müsaade etmeyen (Çin ve Rusya örneğinde olduğu gibi) Amerika’nın hesabı şudur; ben (ABD) seni komünizme karşı ve Rusya’ya karşı korurum. Ne karşılığında? Egemenlikten fedakârlık karşılığında…

Eğer bugüne kadar TSK caydırıcı olabilmişse, Mehmetçik Düşüncesi ve onun iradesi sebebiyle olmuştur.

FETO’nun kırk yıldır ordunun içine sızmaya çalışması, TSK’yı ABD ‘ye teslim etme çalışmasıdır. Paralı ordu yapamadık, bari içeriden fethedelim çalışmasıdır.

Amerika profesyonel bir orduyu daha kolay kullanır. Şirket, şirket ilişkisi daha kolay ilerler. FETO’nun bir lafını burada hatırlatmak gerek; biz Özkök’ün albay olacağını bile düşünmüyorduk, genelkurmay başkanı oldu. Demişti.

Feto’nun arayıp ta bulamadığını, şimdi siz, paralı askerlik yoluyla  bu işe başlamış oluyorsunuz.

Şiddetin alınır satılır hale getirilmesi, yani savunmanın özelleştirilmesi; savunmanın bir avuç sermaye sınıfına devredilmesidir.

Bülent Esinoğlu
[email protected]

YORUM EKLE