Sözün Master Chefi Olmak İstiyorsanız Sunum Tabağınıza Emek Verin

Mehmet Yalçınkaya, Danilo Zanna ve Somer Sivrioğlu’nun hazırlayıp sunduğu MasterChef Türkiye yemeğe ve mutfağa dair harika bilgiler sunuyor izleyenlere.

Zira mutfak ve orada pişen lokma ruh ve beden sağlığımız için çok önemli.

Mevlevilikte eğitim mutfaktan başlar ve Mevleviliğin baş aşçısı Ateşbazı Veli ışık saçmaya devam ediyor.

Bu önemden dolayı Ailede Huzur İçin 9 S’den 2.si: Sofra Birliği.

Biz de ailecek keyifle ve bir talebe ilgisiyle takip ediyoruz.

Gazeteci-Yazar olarak MasterChef’ten öğrendiğim bilgileri iletişim alanına da taşımak istedim.

Bağırsakların ikinci beyin olduğu kabul ediliyor…

Dolayısıyla okuyarak ve dinleyerek birinci beyni, zihni, kalbi, Rabbani latifeleri doyururken;

Yediklerimiz ve içtiklerimizle ikinci beyin bağırsak mide ve diğer iç organlarımızı besliyoruz.

Gelin bugün sunum tabağı üzerinden sözün önemine yakından bakalım.

Sunum tabağı için açık renkli, iştah açan, yemeği gösteren renkli ve geniş tabaklar seçilmeli.

Söz söylerken de, güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak bir üslup tercih edilmeli.

Sunum tabağının en az %40’ı boş olmalı.

Söz söylerken de, kelimeleri tane tane, aralarında boşluk bırakarak ve muhatabımızla göz temasıyla dinleyebildiğinden ve anlayabildiğinden emin olarak konuşmalı.

Sunum tabağında yenmeyecek bir element asla olmamalı.

Söz söylerken de, anlamı desteklemeyen, manaya hizmet etmeyen bir kelime, harf, edat, tavır, eda bulunmamalı.

Sunum tabağında kullandığımız bütün elementleri yakından tanımalı ve muhatabımıza hitap ettiğinden emin olmalıyız.

Söz söylerken de, kullandığımız bütün kelimelerin ontoloji ve epistemiyolojisine hâkim olmalı, muhatabımızın kültür ve seviyesini okşayanları tercih etmeliyiz.

Sunum tabağında elementlerin uyumuna dikkat etmeliyiz.

Söz söylerken de, seçtiğimiz kelimelerin muhatabın cinsiyet, yaş, ırk, renk v.b. özelliklerine uyumuna özen göstermeliyiz.

Sunum tabağında ana elementi destekleyen katkı maddeleri(tuz ve baharatlar) öne geçmemeli.

Söz söylerken de, ana fikri desteklemek için getirdiğimiz misal ve katkılar, ana fikrin önüne geçmemeli veya gölgelememeli.

Sunum tabağında kullandığımız bütün elemanların iyice pişmiş olduğundan, çiğ ya da yanık olmadığından tadına önce kendimiz “tadım kaşığı” ile bakarak emin olmalı, sonra servis etmeliyiz.

Söz söylerken de, manayı ve manayı gergef gergef ördüğümüz kelimelerin zihin ve gönül dünyamızda iyice piştiğinden, çiğ veya yanık olmadığından emin olmalı, sonra konuşmaya başlamalıyız. Zor konularda çok candan dostlarımıza sözümüzü tattırmalı sonra kamunun dikkatine sunmalıyız.

Sunum tabağınızı tadarken muhataplarınıza dikkatle bakın! Yüz hatlarından ve sözlerinden aldığınız geri dönüşümleri bir sonraki hazırlayacağınız sunum tabağında değerlendirin.

Söz söylerken de, muhatabınızla mutlaka göz teması kurun ve yüz hatlarına dikkat edin, onu rahatsız eden olumsuz/olumlu aldığınız bütün geri dönüşleri sonraki üslubunuzun dizaynında kullanın.

Sunum tabağınızda elementleri kullanırken özgünlüğünüzü gösterin. Başkasını taklit etmeden tabağa kendi mührünüzü vurun, deneyin, deneyimleyin, korkmayın! Ancak bu sayede Masterchef olabilirsiniz.

Söz söylerken de, kendinize ait bir üslubunuz, haliniz, edanız olsun.

Özgür bırakın kelimelerinizi!

Başkası olmayın, başkasını taklit etmeyin!

Benzemesin kimse size ki tavınıza kurban olsunlar.

Vahid olan Allah sizi başka insanlarla ortak vasıflarla yaratırken,

Ehad olan Allah aynı zamanda o ortaklıkların hepsinde bir farklılık ve özgünlük koymuş.

İşte bu benzerliği (vahidiyet) ve özgünlüğü (ehadiyet) sözlerinize, tavrınıza, edanıza, üslubunuza yansıtın.

Aynı tellerden oluşan enstrümandan müzik çıkmaz.

Bu mevzuda daha çook söz söylenebilir, ama arife işaret yeter.

Kısaca; sözün MasterChef’i olmak istiyorsanız sunum tabağına emek verin, dikkat edin!

YORUM EKLE