Türkiye, Suriye’de yalnızca savaşmıyor, dost elini de uzatıyor

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş ve barışla ilgili birçok veciz sözü vardır. Ancak, savaşın zaruretiyle ilgili bir sözü vardır ki beni hep etkilemiştir. 1923’te Adana’da yaptığı konuşmasında şunları söylemiştir Paşa: “Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş, zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ‘ölmeyeceğiz’ diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II., Ankara, 1997, s. 128.) Türkiye, işte tam bir aydır tüm kara propagandalara rağmen, kendi sınır güvenliğini ve kendi ulusal çıkarlarını korumak adına sınır ötesi bir operasyon yapmakta.

Hiç şüpheniz olmasın sonuna kadar haklıdır. Aslında, Suriye’ye girdiğinden beri sadece PYD-YPG unsurlarıyla mücadele etmenin ötesinde, kendisine tarihten gelen bir sorumluluğu tekrardan ödev yükleyerek, orada bu savaştan zarar görmüş masum sivillere de dost elini uzatmakta, yardım götürmektedir. İşte, Türk milleti ve Türk ordusunun hassasiyeti! Dün, Fox Haber’in yaptığı, Kızılay yetkililerinin Afrin’deki hasta ve yardıma muhtaç insanlara getirdiği yardımların haber görüntüleri, bana bu yazıyı kaleme aldırdı. Bir kez de ben bu necip milleti anlatayım dedim. Aslında bu millet, hep düşene elini uzatmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda II. Bayezid döneminde, İspanya’daki yangından kaçan Yahudiler’e kucak açılmamış mıydı? Çarlık Rusyası’ndaki Büyük Çerkes göçünde kapılar sonuna kadar açılmadı mı? Ya Saddam’ın Halepçe katliamı, Filistin’deki ulusal kurtuluş mücadelesine (FKÖ)’ye Türk solu yıllarca destek vermedi mi? Son yaşanan, Arakan Müslümanlarına yönelik katliamlarda Türkiye, tüm dünyanın sessizliğini bozarak, ses çıkarmadı mı?

İşte, değerli dostlar Türkiye’nin yıllar boyu içeride ve dışarıdaki savaşı Gazi Mustafa Kemal’in de belirttiği gibi, “öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz” diyebilmektir.

Düzeltme

17.02.2018 tarihinde yazdığım, “Görünüşte mutabakat var gibi” başlıklı yazıda bir yanlışlığı düzeltmek istiyorum. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’yle Tillerson değil, mevkidaşı Mattis görüşmüştür. Düzelterek bilgilerinize sunarım.

YORUM EKLE