banner221

TÜRKİYEDE BİR ÜST AKILMI VAR?

          Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülke diyenler, elbette ülkeye tuzak kurmak, ülkenin ileri gitmemesi için çalışma yapmaları normaldir. adamlar bunu senden gizlemiyorlar. Ama sorun şu, sen iktidarsın. Senin yaptığın hatalardan dolayı bu adamlar gol atıyor. Gol yiyince de bize tuzak kurdular deniliyor. Ülke sena emanet! Sen ne yapıyorsun, gol atmak isteyenler seni kandırıyor. Kaleye gol atıyor. Kaleye gol atanları vatandaşlara şikâyet ediyorsun. Ülke deneme, yanılma ile yönetilemez. Bu anlayışla devlet adamı da olunamaz. Bunu ülkeyi 17 yıldır idare edenler anlayabilmiş değildir.

         Bir hikâye: 2. Abdülhamit devleti yönetenleri öğrenmek için gizli bir parola ile yöneticileri çağırır. Tebdili papaz kıyafetiyle girer. Gizlediği haccı boynundan çıkarınca, bütün devleti yönetenler haclarını çıkarıp gösterirler. Böylece devletin kimin ellerinde olduğunu öğrenmiş olur. Günümüzde okullarda okunan andımıza konusu kimin ne olduğunu açıkça ortaya koydu. Bin dereden su getireceğine işte sen mahkemeleri kendine payanda yapma! Kimsin onu açıkla!

         Başka iktidarlar dönemlerinde ülkede bazı şeyler olmuştu; gemimizin vurulması, verilen sözlerin tutulmaması. Ama o dönemlerde hiçbir askeri yetkili, devletin kaymakamına tokat atmadı, askerlerin kafasına çuval geçirme küstahlığı olmadı. Ne yazık ki bütün bunlar dünyaya meydan okuduğu iddia eden bir iktidar ülkeyi zamanında yapıldı. Doğuda askerin ve polisin gözleri önünde kışla önlerinde, karakol önlerinde il ve ilçelerde çukurlar açıldı, savunma kanalları açıldı. Asker ve polis iktidar emriyle bunlara dokunmadı. Bu açılan çukurları ve siperleri geri almak için askerler ve polisler yüzlerce şehitler verdi.

         Kimse kusura kalmasın; köylerde günümüzde muhtarlık yapanlara bakar mısınız? Eskiden olduğu gibi muhtarların hangisine malınızı ve ırzınızı teslim edebilirsiniz? Eskiden askere gidenlerin namusu, ırzı muhtarlara teslim edilirdi. Onlara hiçbir zarar gelemez Günümüzde siyasetçiler ve devlet adamlarına bakın. Konuşmalarında ibret alacak bir söz,  kulakta kalacak bir kelam duyabiliyor musunuz? Eskiden devlet ve siyasetçilerin bir geçmişi olurdu. Baldırı çıplaktan siyasetçi ve devlet adamı yapılmazdı. Onlar ailelerin ismini kirletmemek için yanlış yapmazlardı. Şimdilerde siyasetçi yanlış bir şey yaparsa, zararı kendilerine olur. Çünkü kimin ne si, kimin fesi oldukları bilinmiyorlar. Bunları partiye milletvekili yapanlar biliyor. Millet tanımıyor. Bunlar kıyametin alametleridir. Millet ve ülkenin yok olma kıyametidir.

         Cumhuriyet kurulduğundan itibaren yeni projeler hayata bir bir geçirilmeye başlanmıştır. Ülkenin geleceğini ilgilendiren projeler hayata geçirildi. Atatürk' döneminde  “okullarımızda okutulan andımız” Andımızda ülke ve millet aleyhine bir kelime yoktur. Peki” Sana yok ırkıma izmihlal” sözcüğü olan İstiklal marşından ki ırk sözcüğü, gönlerde dalgalanan Türk bayrağı, ismini de kaldıracakmışsınız mı? Acaba bu gizli el ve üst akıl mı,  “bu andın kaldırılması size emir mi verdi?

        Türk Milletini yok etmek için her zaman proje yapılmıştır. Onlardan birisi, Türk Milletinin Hıristiyan olmasıdır. İkincisi, Türk Milletini Anadolu’dan Orta Asya'ya sürmektir. Üçüncüsü ise, Osmanlı öncesinde olduğu gibi Anadolu’da devletçikler kurdurmaktır.  İstanbul'un bir bölgesini, Hıristiyan toprağı haline getirip Ayasofya'yı kiliseye dönüştürülüp çan seslerini yeniden çalmaktır. Bunu yapabilmeleri için tarihten gelen, milleti temsil eden manevi değerler açıkça kaldırılmakta ve inkâr edilmektedir. Bu nedenle, toplumu ırklara ve ideolojilere göre, bu toplumun arasına tefrika sokuluyor. En büyük silahları milletle, dinle Atatürk'ün arasını açmaktır. Bunun için onun hayatında yapılanları dine aykırı gibi gösteriyorlar.

        Cumhuriyetin yetiştirdiği nesilleri değiştirmek istiyorlar. Türkiye de uzun yıldır, bir ileri iki geriye bir el tarafından sürüklenmektedir. Bilindiği gibi Amerika Kurtuluş savaşından itibaren Türkiye'ye girmiş, o zamandan buyana çıkmamıştır. Lozan anlaşmasını da onaylamamıştır. Ne zaman Türkiye düzlüğe çıkmaya başlasa, Amerikan uşakları ülkemizi bir çatışmaya götürmektedir. Bizim ahmaklarda bunun farkına varmadan bir birlerine küfür ve hakaret etmeye devam ediliyor. Çünkü ipin ucu gizli bir elin elinde değil, bir ahmağın elinde!  Ülkenin geleceğini ilgilendiren işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, haksızlık ve teknoloji yoksulluğunu, Üniversitelerdeki tembellik, okumaya düşman dekanların isimleri artıyor.  İdeolojilerine eğildikleri kadar bu konulara hiç kimse eğilmiyor.

YORUM EKLE