Yarınlarımız Tehlikeye Düşmeden ?

Madde bağımlılığı ve uyuşturucu kullanımı konusunda dünya istatistikleri ile Türkiye istatistiklerine baktığınızda değişen bir şey yok. Türkiye de  bu rezaletin hedef noktasında olan ülkelerden birisi. Nedeni belli: Müslüman ülkelerin Ağabeyi konumunda olduğu için. Hedef Türk ve Müslüman dünyasının gençlerini yok etmek. Uyuşturucu ve ahlaksız Saldırıyı sadece para kazanmak için yapıyorlar diye düşünmek de saflık olur.

Bu bir toplumsal saldırı ve soğuk savaş hadisesidir. Türk toplumu olarak bu rezalete karşı topyekün mücadele etmezseniz başarılı sağlayamazsınız. İçişleri Bakanımız ne demişti? “Artık biz uyuşturucu ile Mücadele’yi de terörizmle Mücadele’nin içinde sayıyoruz!” Saymak zorundayız; Çünkü geleceğiniz, yarınlarınız, fidan gibi gençlerimiz bilinçli bir şekilde katlediliyor.

Böylesine. bir düşmanlığın para adına yapıldığına inanmak mümkün değil. Bu bir yıkımdır, bu bir ihanettir ve düşmanlığın ta kendisidir… Ha insanları topla tüfekle yok etmişsin ya da uyuşturucu ile hayatlarını karartmışsın, fark etmez !… Para için bu kepazelik yapılır mı?  Böylesine sapık bir düşünce ve hareket olsa olsa bir milletin gençliğini- geleceğini yok etmeye yönelik bir ihanet planı olayıdır.

Toplumları kemiren ve çökerten en tehlikeli gelişme ahlaksızlıktır. Ahlaken düşük toplumlar gelişmiş olsalar da çökmeye, yok olmaya mahkûmdurlar. Tarihte ahlaksızlıkları ve zulümleri nedeniyle helak olmuş, tarihin çöplüğüne atılmış kavimlerin hikayesini okuyoruz. Onlardan ders çıkarmaya çalışıyoruz.  Uyuşturucu, alkol, kumar , fuhuş insanların baş düşmanı olan kötü alışkanlıklardır.

Uyuşturucunun her cinsi var günümüzde; uyuşturucu baronları gencecik fidanları uyuşturucuya alıştırılıyor, adeta suç makinesine dönüştürüyorlar. Bir insanı değil, bir aileyi, bir nesli mahvediyorlar. Hem de bilerek ve isteyerek, bunlar Şeytanın oyuncaklarıdır…Topluma, insanlara bundan daha kötü bir düşmanlık olur mu? Bu rezilliği, bu kepazeliği, bu zalimliği hem cinslerine reva görenler insan olamaz. Uyuşturucu insanlığın başına bela edilmiş rezil bir alışkanlıktır.

Bu ihanete seyirci kalmak vebaldir. Bizlerin duyarsız kalması da düşünülemez. İstatistikler uyuşturucu yaşının ilkokul çağlarına kadar düştüğünü gösteriyor. En tehlikeli yaş ise 13- 14 -15 Yaşları arası.  Bizim şehrimizde böyle bir şey yok diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bütün şehirlerdeki gençler maalesef bu tehlikenin hedef noktasında… Her türlü uyuşturucuyu kolaylıkla buluyorlar;  cadde cadde taşıyorlar. Zehirin her türlüsü mevcut; o olmadı poşet poşet bayıltıcılar, ilaçlar, haplar ellerinde… El altından gençlere ulaştırılıyor ve alışkanlığa dönüştürülüyor.

Sokaklar, caddeler okullar, gençler, kadınlar kızlar hedef noktasında… Öğretmenler, aileler, anne ve babalar toplumun tüm kesimleri bu kötü alışkanlıkla mücadele etmeyi kendisine görev bilmeli. Uyuşturucu – alkol ahlaksızlığın birer dalı… Toplumumuzun ve insanların düşmanı bir değil ki: Fuhuş, hırsızlık, dolandırıcılık, ahlaksızlık ve her türlü sapkın ilişkiler var. Şüphesiz ki bunların hepsini birlikte  bataklık kabul edip mücadele etmek gerekiyor. Bu; dini İslami, insani ve milli bir görevdir.

Yozgat da bu tür sapkın alışkanlıkların hedefinde olan bir Anadolu şehridir. İnanıyorum ki: güvenlik güçlerimiz, devlet birimlerimiz bunlarla mücadele ediyor ve yalnız kalıyorlar. Neden mi? Çünkü bu mücadelede anne- baba ebeveyn, okul, öğretmen ve tüm toplum birimleri olarak da birlikte mücadele etmek zorundayız.

Diyoruz ki: Ahlaksızlık bizi yok etmeden; gelin bu mücadelenin  içinde hep birlikte yer alalım ve her türlü  ahlaksızlığa dur diyelim!.. Yoksa yarınlarımız tehlikeye düşer.

YORUM EKLE