Bizi Biz Yapan Hücrelerimiz Değil Vücudumuzdaki Mikroplardır

US Department of Energy’s Argonne National Laboratory bilim adamları tarafından yapılan araştırmada, insanların çevrelerine kendi bakterilerini yaydıkları ve farklı kapalı bir mekâna gittiklerinde bunları birkaç saat içinde etraflarına kolonize olduğu gösterildi.
Uzmanlar, bu bakterilerin “kişiye özel” olduğunu ve adli bilimciler tarafından parmak izi yerine de kullanılabileceğini söylüyorlar.US Department of Energy’s Argonne National Laboratory ve Chicago Üniversitesi uzmanları, insanlar ile onların üzerlerinde ve çevrelerinde yaşayan bakteriler arasındaki karşılıklı ilişkileri araştırdılar.Vücuttaki ve çevredeki bakteriler araştırıldı

The Home Microbiome Projectkapsamında 15 erişkin, 3 çocuk, üç köpek ve bir kediden oluşan 7 aile 6 hafta boyunca takip edildi.

Denekler, vücutlarında ve üzerlerinde yaşayan bakterileri toplayabilmek için her gün hem el, ayak ve burunlarından hem de kapı tokmağı, ışık düğmesi, zemin ve mutfak tezgâhından sürüntü örnekleri topladılar.

Bu örneklerde bulunan mikropları ayırabilmek için bunların DNA analizleri yapıldı ve insanların yaşadıkları ortama mikroplarını da yaydıkları tespit edildi.

Başka bir yere giden üç ailenin kendi mikroplarını yeni evlerine saçmalarının bir günden kısa zamanda gerçekleştiği ortaya çıktı.

Science isimli dergide yayınlanan araştırma, çiftlerin ve bunların küçük çocuklarının aynı mikropları paylaştığını ve bakterilerin yayılmasında düzenli fiziksel temasın rolü olduğunu gösteriyor.

Bunların ellerinde bulunan mikroplar aynı iken burunlarındakilerin kişiye göre farklılıklar gösterdiği anlaşıldı.

Beklenildiği gibi de köpek ve kedi olan evlerde bitki ve toprak bakterileri daha fazla idi.

Birinin elinde bulunan ve mutfak tezgâhına geçen potansiyel tehlikeli “Enterobacter” bakterisinin daha sonra başka birinin eline geçtiği ama hiç kimsenin hastalanmadığı da görüldü.

Bu durum, deneklerin sağlıklı olmalarına ve hiçbirinin yakın zamanda antibiyotik kullanmamasına bağlanıyor.

Parmak izinden daha hassas kimlik tayini

Argonne National Laboratory’ dan Jack Gilbert şunları söylüyor:

Birçok insan otelleri pis bulur ama araştırmamız, otele yerleşen genç çiftin odalarındaki mikroplarının 24 saat içinde evlerininkine benzediğini gösteriyor.

Otel odasını temizlemek için ne yaparsanız yapın fark etmiyor.

Kendi mikroplarınız kısa bir sürede sizden önce otel odasında kalanların mikroplarını silip atıyor.

Daha önce kalanların mikropları ölüyor veya uyku durumuna geçiyorlar.

Bu mikropları inceleyerek orada kimlerin kaldığını anlamak mümkün ve bundan dolayı da bir insanın bir yerde bulunup bulunmadığı ve orayı ne zaman terk etiği anlaşılabilir.

Bu teknik parmak izinden daha sofistikedir ve buna dayanarak bir insanın başka biriyle temas edip etmediği ve bunun zamanı bilinebilir.

Parmak izi silinip gidebilir ama aynı şey mikroplar için mevzubahis değil”.

Mikrobiyota, sen bizim her şeyimizsin!

Deri, burun, boğaz, mide-bağırsak sisteminde yaşayan mikropların tümüne birden “insan mikrobiyomu” veya “insan mikrobiyotası” adı veriliyor.

Bu mikropların sayısının vücut hücrelerinin sayısının 10 misli olduğu biliniyor.

Ana rahminde steril bir ortamda bulunan fetüs, ilk mikropları dünyaya gelirken annesinin doğum kanalı ve derisinden alıyor.

Bu mikroplar zamanla derimize, burnumuza ve bağırsaklarımıza yerleşmeye aşlıyor ve kendi vücut hücrelerimizle beraber ortak bir hayat sürüyorlar.

Mikrobiyotanın gıdaların sindirilmesinde, bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasında ve genel olarak sağlığımızla alakalı önemli rolleri var.

Birçok hastalığın mikrobiyotadaki değişiklikler sonucu geliştiği düşünülüyor.

Gelelim neticeye

BİR: Mikrobiyotanın hayatımızdaki önemi, “bizim biz olmamızı” kendi hücrelerimizden çok vücudumuzda yaşayan mikropların sağladığı anlaşılıyor.

İKİ: Atalarımızın, “Aslan yattığı yerden belli olur” sözünü boşuna söylemedikleri de ortaya çıkıyor. Vücudumuzdaki bakterileri etrafımıza da yayıyoruz.

ÜÇ: Çevremizde beraber yaşadığımız bakterileri “düşman görmek” ve bunları antibakteriyel ve temizlik ürünleriyle yok etmeye çalışmak doğru bir iş değil.

Onlarla kavga gürültü çıkarmadan beraber “mutlu-mesut” yaşamamız gerekiyor.

DÖRT: Mikrobiyotanın, kimlik tayinine parmak izinden daha hassas olması adli tıpçılar ve polisiye romancılar bakımından da önemli.

Parmak izleri ortadan kaldırabilir, cesette parmak izi bırakılmayabilir ama mikrobiyota katilleri hemen ele veriyor.

Cinayet işlemeyi planlayanların bu hususu dikkate almalarında fayda var.

KAYNAKLAR

http://www.sciencemag.org/content/345/6200/1048

http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-2737578/Home-BACTERIA-Microbes-bodies-colonise-rooms-hours-used-catch-criminals.html

http://www.startribune.com/lifestyle/health/273064171.html

YORUM EKLE