"Şiddet insan onuruna aykırı bir şeydir"

- Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu: - "Toplum olarak şunu anlamalı, kabullenmeliyiz. Şiddet kabul edilemez, insan onuruna aykırı bir şeydir. İnsana değil hayvana dahi şiddet uygulanamaz"

TRABZON (AA) - Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, "Toplum olarak şunu anlamalı, kabullenmeliyiz. Şiddet kabul edilemez, insan onuruna aykırı bir şeydir. İnsana değil hayvana dahi şiddet uygulanamaz." dedi.

Nuhoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezince, KTÜ Osman Turan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Kadın-Şiddet-Hukuk" panelinde yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye'nin sorunu olmadığını söyledi.

Kadına yönelik şiddet konusunda uluslararası toplantılar yapıldığını dile getiren Nuhoğlu, "Avrupa'da, Hindistan'da, Afrika'da, Amerika'da bütün ülkelerin kadına yönelik şiddet sorunu var. Bu konuda sadece hukukçular değil her alanda insanlar çalışıyor ve kadına yönelik şiddetin temel etmeni olarak deniliyor ki 'eşitsizlik'. Kadın erkek arasındaki eşitsizlik. Bu şiddeti önlemek istiyorsak kadın erkek arasında hem hukuki hem fiili eşitliği sağlamalıyız." ifadelerini kullandı.

Nuhoğlu, kadın-erkek arasında eşitliğin sağlanması konusunun nasıl olması gerektiğini de anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu ailede kadın ve erkek rollerine karışmak demek değil. Eşitliği sağlamak demek, kadını birey olarak kabul etmek, birey olarak onun haklarını tanımak demek. Yoksa evde eşler anlaşır, kadın dışarıda çalışmıyordur evde bulaşıkları yıkar. Bu eşitliğe aykırı bir şey değil. O ev içi anlaşmak ve kimseyi de ilgilendirmez ama önemli olan kadın birey olarak kabul edilmeli, kadının bir takım haklarının olduğu kabul edilmeli."

- "Devlet şiddet varsa aileye müdahale ediyor"

Toplumda, gelenek ve göreneklerde de şiddetin hep yasaklandığını aktaran Prof. Dr. Nuhoğlu, "Şiddet insan onuruna aykırı bir şeydir. Şiddet büyük bir ihtimalle öğrenilen bir şeydir. Eğer benim çocukluğumun geçtiği ortamda, ailemde şiddet varsa ben onu öğreniyorum ve olağan bir şey olarak kabul ediyorum ve ben büyüyünce gücümün yettiğine ben de şiddet uygulamaya çalışıyorum. O zaman toplum olarak şunu anlamalı, kabullenmeliyiz. Şiddet kabul edilemez ve insan onuruna aykırı bir şeydir. İnsana değil hayvana dahi şiddet uygulanamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Nuhoğlu, katılımcılara "Kadına yönelik şiddete devlet karışmalı mı" sorusunu yönelterek, şunları kaydetti:

"Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik 6284 sayılı kanun var. Bu kanun uyarınca mesela eşi kadına şiddet gösteriyor, hakim kararı ile evden uzaklaştırılıyor. Bu noktada deniliyor ki 'bu kanun aileyi dağıtıyor' ama evde şiddet uygulayan bir eş varsa orada gerçek anlamda bir ailenin varlığından söz edilebilir mi? Sağlıklı bir aileden söz edilebilir mi? Ya da şiddet uygulanan aileler sağlıklı bir toplum oluşturabilir mi? İşte o yüzden devlet şiddet varsa aileye müdahale ediyor. Çünkü o ailelerden oluşan toplum sağlıklı bir toplum olmayacaktır."

Şiddet uygulanan kadınlarda yapılan araştırmalara da dikkati çeken Nuhoğlu, bu kadınlarda birtakım fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların da meydana geldiğini anlattı.

Nuhoğlu, şiddete uğrayan ve şiddet ortamında yetişen kişilerin de şiddet uygulamaya eğilimli olarak yetiştiğini belirterek, "Şiddet aile içinde kalan toplumu ve devleti ilgilendirmeyen bir husustur diyemeyiz ve mutlaka buna müdahale edip önlemek gerekir." dedi.

Şiddetin detayları hakkında da bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Nuhoğlu, şiddete yönelik istatistik veriler ve ceza hukukunda kadının yeri hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

- "Şiddet hemen hemen her toplumda görülmektedir"

Trabzon Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürü Neşe Uzuner de yapılan araştırmalarda, dünyada yaklaşık 1.6 milyon insanın şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğinin tahmin edildiğini ifade etti.

Uzuner, dünyada yine en az her üç kadından birisinin şiddete maruz kaldığının belirtildiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünya çapında yüzde 38 oranında kadın cinayetlerinin eşi veya birlikte olduğu kişiler tarafından işlenildiği belirtilmektedir. 28 Avrupa Birliği ülkesinde 24 bin kadınla bir araştırma yapılmış ve araştırmanın sonucunda Avrupa Birliği ülkelerinde her 3 kadından biri 15 yaşından itibaren fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı belirtilmiş, raporlaştırılmıştır. Afrika'da her 10 kadından 5'inin, Amerika'da her 10 kadından 4'ünün, Avrupa'da her 10 kadından 3'ünün, Güneydoğu Asya Bölgelerinde de her 10 kadından 4'ünün aile içi şiddete maruz kaldığı, şiddetin her hangi bir türüne maruz kaldığı belirtilmiştir. Yani şiddet hemen hemen her toplumda her medeniyette görülmektedir, şiddet evrenseldir."

Şiddetin kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerini de anlatan Uzuner, aile içi şiddetle mücadele ve ihbar mekanizmaları hakkında da bilgilendirmede bulundu.

KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz ile KTÜ Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doktor Öğretim Üyesi Ayça Eminoğlu'nun da açılış konuşması yaptığı program, panelistlere plaket takdimi ile sona erdi.

Panelin ardından Trabzon'da yaşayan göçmen kadınlarının el sanatlarının yer aldığı sergi gezildi.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER