BAFRA’DA BALIK ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI VE KİRLİLİK ELE ALINDI

Bafra ilçesinde Derbent Baraj Gölü’nün daha ekonomik, daha rantabl ve daha verimli hale getirilmesi için toplantı yapıldı.

BAFRA’DA BALIK ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI VE KİRLİLİK ELE ALINDI

     Derbent Barajında Boğazkaya Su Ürünleri Tesislerinde yapılan toplantıya, Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık il Müdürü Kadir Güven, Samsun –Sinop Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği Başkanı Osman Parlak, Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık il Müdürlüğünün Balık ve Su Ürünleri Şube Müdürü İcabi Çağan, Bafra Gıda Tarım Hayvancılık İlçe Müdürü Ahmet Dursun, Yakakent Gıda Tarım ve Hayvancılık ilçe Müdürü Mustafa Kökduman, su ürünleri mühendisleri ve balık yetiştiricileri katıldı.
     Samsun Sinop Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği Başkanı Osman Parlak, Derbent barajının daha ekonomik, daha verimli olması için toplantının yapıldığını söyledi.
    SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ, SEKTÖRÜN SIKINTILARINI KENDİ ARALARINDA TARTIŞTILAR
     Samsun Sinop Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği Başkanı Osman Parlak,”Çevre Bakanlığı yetkilileri, Çevre Bakanlığının tespit etmiş olduğu ve yetki vermiş olduğu laboratuarlarla beraber geliyorlar. Yani Çevre Bakanlığının yetkilisi geliyor. Onun yetki vermiş olduğu laboratuar geliyor. Üretici geliyor, suyu alıyorlar ve gidip analiz yapıyorlar. Şimdi bu analize’nin sonunda bize, ya üretimi durdurun diyorlar, ya kapasitenizi azaltın diyorlar, ya da yer değişikliği yapın diye böyle üç tane alternatif sunuyorlar, tabi cezaları ile beraber, ama bizler, etraftan gelen bu kirliliğin sonucunun faturasını da, biz ödemek zorunda kalıyoruz. Yani bizim burada kirletmediğimiz ama komşumuzun bizi kirlettiği anda analiz sonuçları kirli çıktığı zaman inanın bana sonuç, bize yazılıyor. Ben, Türkiye’nin son 3 veya 5 yıl içerisinde,70’e yakın barajını ve suyunu mühendislerimle birlikte, bir ekiple inceledim ve şunu gördüm. Su Ürünleri Yetiştiricilik alanları, bizim kurmuş olduğumuz tesisler, başka ve yabancı unsurlar tarafından kirletilmektedir. Bizim kirliliğimiz, bizim çevreye verdiğimiz kirlilik, yani bizim tarafımızdan oluyorsa, belirli bir müddetten sonra balığımız zaten hasta olur ve dolayısıyla üretim yapamayız. Şimdi bizler denizde de, üretim yapan insanlarız. Bilindiği gibi Çevre Bakanlığının 2007’de, hastas alanlarla ilgili bir tebliği var. Bu tebliğde, denizlerde balık çiftliklerinin kurulamayacağı alanlar belirlenmiştir. Hastas alanlar, koylar, körfezler, sit alanları, arkeolojik alanlar, aynı zamanda 6 mil uzaklık,30 metre derinlik, 0,1 Metre bölü saniye gibi hız gibi kriterler getirilmiş ve Türkiye’de yeni alanlar böylece tesis edilmiş. Daha önceden özellikle Bodrum’da, kıyıya yani kenara kurulmuş olan tesisler, daha sonra açık alanlara alınarak, kirlilikle ilgili konu aşılmıştır. Nitekim 2009 yılında, yine Çevre Bakanlığı, denizlerde kurulan Balık çiftliklerinin, izlenmesine dair bir tebliğ yayınlayarak, buralarda da her yıl Ağustos ayında, yine Çevre Bakanlığının yetkilisinin, yine Çevre Bakanlığının yetki verdiği laboratuarının sorumlusu üreticiyle birlikte sunumu alınıyor. Bu sunum alındıktan sonra da, oradaki kirlilik tespit ediliyor. Laboratuarlar işin sonucunu benden iyi biliyor” dedi.
        Türkiye’deki avcılığın büyük bir bölümünün Samsun’da yapıldığını belirten Parlak,”Türkiye Avrupa Birliği ülkelerine bilindiği gibi özellikle alabalık ve levrek satmakta, bunun sonucunda da, diğer ürünlerle birlikte 700 milyon dolarlık bir gelire sahip ve bu pozitif bir gelirdir. Avrupa Birliği ülkelerine satabildiğimiz hemen hemen tek proteinde balıktır. Alabalıkta Türkiye birinci sıradadır.  Derbent Barajı avcılık için artık uygun bir yer değil. Çünkü bura da o stok yok. Zaten gölün balıklandırılması zamanında yanlış oldu. Şu anda ekonomik olan balık sazan, levrek yerini başka balıklara terk etmiş. Burada çay kefali, İsrail sazanı, kaya balığı istilacı balık olarak şu anda barajda bir ekonomik değeri yok. Ekonomik değeri olan balıklar gitmiş, istilacı ve hiç bir ekonomik değeri olmayan balıklar barajı doldurmuş. Burada avcılık yapmanın bir mantığı yok. Derbent  Barajı  Türkiye’de en önemli alabalık yetiştiriciliği yapılan biridir. Barajlarda alabalık tesisi olan ilk yerdir. Bizden örnek alınarak Türkiye’nin değişik barajlarında onlarca, yüzlerce tesis kuruldu ve bu tesisler bizden daha iyi ve modern hale getirilmiş. Bizi örnek alan kişileri şimdi biz örnek almak zorunda kaldık. Burada bu stok olmadığı halde buranın avcılık alanı olarak kiraya verilmesine biz şiddetle karşıyız. Olta balıkçılığına gelince sonunda kararı devlet verecek ama biz sıkıntıdayız. Her taraf kulübelerle doldu. Nasıl bize inceliyorsanız onların da yasal olarak tahsislerini yapın. Olta balıkçılığı ile ilgili sorunumuzun yasal statüye kavuşturulması lazım. Olta balıkçılarının alanlarının belirlenmesi ve o alanların dışında her hangi bir yerde avlanmaları, hepsinin ruhsatlı hale getirilerek bir düzene sokulması zamanı Derbent’e  gelmiştir. Bizi kirleten başka şeylerde var. Çevresel etkiler var. Zaten biz Kızılırmak’ın en sonundayız. Bir sürü kirlilik var. Buraya kadar geliyor. Biz burada hassas olmak zorundayız. Burada bazılarının büyükbaş hayvan çiftliklerinin atıkları direkt olarak baraja akıyor. Tesisler kurulurken burada analizler yapılıyor. Suyun altından dibinden, ortasından, sağından solundan bir kamyon su veriyoruz. Bunları Çevre Bakanlığı'nın yetkilileri, çevre bakanlığının tespit ettiği ve yetki vermiş olduğu laboratuarlarla analiz yapıyorlar. Bu analizlerin sonucunda bize ya üretimi durdurun diyorlar ya kapasitenizi azaltın diyorlar ya da yer değişikliği yapın diye 3 tane alternatif sunuyorlar. Tabii cezalarıyla beraber. Biz de etraftan gelen kirliliğin sonucunun da faturasını ödemek zorunda kalıyoruz. Bizim kirletmediğimiz ama komşumuzun bizi kirlettiği anda analiz sonuçları kötü çıktığı zaman sonuç bize yazılıyor" diye konuştu. 
                                       RUSYA İLE YAŞANAN KRİZ 
     Son günlerde Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinden sonra Türkiye - Rusya ilişkilerinin çok sertleştiğini belirten Osman Parlak,"Tabi ki işin politik tarafında değiliz. Elbette hava sahamıza giren egemenlik kuralları gereği, angajman kuralları gereği düşürülecektir. Bunu sonuçları balıkçılık sorunlarına nebi gibi bir etki yapacak. Birkaç gün önce Rusya’ya gönderdiğimiz 11 TIR mal gümrüklerden maalesef geri geldi. Geçen yıl  Türkiye’den Rusya’ya 40 milyon dolarlık bir ihracaat oldu. Şimdi bu ihracatın yapılaması halinde bu balığın Türkiye’de satılma mecburiyeti olduğu ve bu fiyatları düşürecek, fiyatlar düşünce sektör zor durumdaydı ve yetiştiriciler çok daha zor duruma düşeceklerdir. Zaten bir kaç seneden beri doların çok yüksek olması bu nedenle yemi dolar üzerinden alıyoruz, balığı yurt dışına TL üzeri satıyoruz. Bu girdilerdeki maliyet yüksekliği sektörü zor duruma düşürmüştür. Bu durum bizi çok etkileyecektir. Ne istiyoruz öncelikle Rusya’ya verdiğimiz bu balığın regüle edilmesi gerekiyor. Nasıl edilebilir? Askeri birlikler doğru dürüst balık yemiyor. Bu balığın bir bölümü askeri birliklere, bir bölümü hastanelere, bir bölümünü okullara, bir bölümünü de bazı fakir olan ilçelere devlet katkısıyla verilebilir. Özellikle Norveç’ten aldığımız somonu da azaltabilir. Böyle tedbirler olabilir. Kısacası Rusya’nın ekonomik tedbirlerinin bizim balıkçılık sektörünün etkilendiğini söyleyebiliriz. Firmalar el değişebilir,  belki krize girer sonra toparlanabilir ama ülkemiz her şeyden daha önemli önce ülkemiz. Ülkeniz yoksa firmalarınızda yok" şeklinde konuştu.
     Almanya’ya havyar üretimi yapmaya başladığını belirten Parlak, ilk defa Derbent Barajından Almanya’ya ve Avrupa Birliği ülkelerine havyar üretimi yaptıklarını belirtti. Bu yıl 25 bin ton civarında, Almanya’ya havyar göndereceklerini vurgulayan Parlak, Derbent Barajının kirlenmesi halinde bu havyarı bile gönderemeyeceklerini kaydetti.
     Yem girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten üreticilerden Rızvan Aksoy yaptığı konuşmada, “ Sektörde özellikle fiyat politikasını uygulamamız gerekiyor. Altınkaya Baraj suyunun kirliliğini ve yem maliyetlerinin çok yüksek olduğunu bu konuda neler yapabileceğimizi ortak fiyat politikası geliştirilmesini, balığın birlik üzerinden atılmasını, birliğinde ayakta kalabilmesi için sektöre daha faydalı olabilmesi için üreticilerden birliğe kaynak aktarılmasını, bu aktarılan kaynağın üreticilere bilimsel olarak, geri dönüşmesini sağlamalıyız” dedi.
      Desteklemede yeni bir modele ihtiyacın var olduğunu belirten Samsun Sinop Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği Başkanı Osman Parlak, Mühendis ve işçi bulma konusunda sıkıntılarının devam ettiğini ifade etti. 
                           “SORUNLAR ÇALIŞTAYDA ELE ALINACAK
       Samsun Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Güven ise, "Derbent Baraj Gölü'nde kirlenmenin yapılacak analizlerle belirlenmesinden sonra bunu değerlendirebiliriz. Olta balıkçılığı ile ilgili belirlenecek alanlarda daha düzenli bir şekilde olmalı. DSİ tarafından belirlenen alanlara amatör balıkçılar bölgesi tabelalarını bir an önce asarak uygulamayı başlatabiliriz. Sektörün farklı bir şekilde Samsun’da tartılaşacağı 2016 yılının ilk aylarında bir çalıştay olacak. İç sularımızda ki kirlilik, yetiştirme ortamında süreleriyle alakalı, planlamayla ilgili, her birisi farklı farklı tartışılacak bir çalıştayla yapılır. En büyük sıkıntımız şu anda ülkesel manada balıkçılarımızın ihracaat  noktası. Şu günlerde Fransa’da yapılacak toplantıda Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuları görüşecek ve inşallah aşarlar diye düşünüyorum. Genel itibariyle bizim buradaki yetiştiricilikle ilgili konuştuğumuz konuyu önümüzdeki günlerde çalıştayda daha iyi ele alabiliriz. Geriye doğru gittiğimizde, Kızılırmak’ın geri doğru gittiğimizde, Sivas’tan beriye gelen bir su kaynağı var. 14-15 tane ili buraya yansıması sorun olarak geliyor. Bunların da sonuçlarını ilgililere iletilerek çok daha sağlıklı bir üretim periyotuna doğru gitmek bizim için daha iyi olasılık diye düşünüyorum" şeklinde konuşmasını tamamladı.
         NAMIK AZGIN
 

             

Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2015, 16:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER