Kasa Zerk Edilen Aşılar Koronavirüs Bulaşmasını Önleyemez

Henüz yayınlanmayan bir araştırmaya göre, Oxford-AstraZeneca aşısının hastalıktan koruma yanında koronavirüsün bulaştırılmasını “büyük ölçüde” engellediği sonucuna varıldığı açıklanmış (1).

Demek ki gizli bir araştırma!

Sakla araştırmayı gelir zamanı diyip geçelim…

Kas içine zerk edilen aşıların virüs bulaşmasını önlemesi mümkün değildir; bunu ancak burun yoluyla uygulanan ve lokal bağışıklık sağlayan aşılar sağlayabilir.

Sistemik bağışıklık (antikor + hücresel) sağlayan aşılar hastalığın hafif geçmesini sağladıkları, hastalık süresini kısalttıkları için dolaylı olarak bulaşmayı azaltabilirler ama bunlardan enfeksiyonu önlemeleri beklenemez.

Mutasyonlar aşıları mutlaka etkileyecektir

Koronavirüste bugüne kadar binlerce mutasyon meydana geldi ama aşı üreten şirketler alelacele bu mutasyonların aşılarının etkinliklerini etkilemediklerini açıkladılar.

Kusuruma bakmasınlar daha çok kazanmayı hedef alan şirketlerin açıklamalarına daima ihtiyatla yaklaşıyorum.

Kimse de onlardan yüzde 100 dürüst olmalarını, milyarlarca dolarlık satış anlaşmaları yaptıkları aşılarının işe yaramadığını söylemelerini beklemesin.

Mutasyonların çoğu aşı etkinliğini elbette etkilemeyecektir ama bazılarının hiç de “hayra alâmet olmadığını” daha önce yazmıştım (2).

Her gün artan mutasyonlar, mRNA aşılarının etkinliğini mutlaka az veya çok azaltacak hatta yok edebilecektir.

Çoktan yok etmiş de olabilir!

Şirketler yeni aşı hazırlıklarına çoktan başlamış olmaları da bu ihtimâli kuvvetlendiriyor ama yeni aşıların âkıbeti de farklı olmayacaktır.

Nazari olarak mutasyonlara en dirençli aşı ölü virüs ihtiva eden yani virüsün bütün antijenlerine (spike=diken, zarf, membran ve nükleokapsit) karşı bağışıklık sağlayan aşılardır.

Türkiye’ de uygulanan ve halk arasında Çin aşısı adıyla bilinen CoronaVac bu hususiyete sahip bir aşıdır.

Gelelim neticeye

Aşılar pandemiyi önler mi önlemez mi?

Aşılar sadece bazılarına “şahsi” şirketlere “maddi” fayda mı sağlarlar, hepsi bu mudur?

İşte bütün mesele!

Kaynaklar:

1https://www.hurriyet.com.tr/dunya/oxford-arastirmasi-ortaya-cikardi-asi-koronavirusun-bulastirilmasini-buyuk-olcude-engelliyor-41731585

2https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/12/21/yazilar/tip-yazilari/kovid-asisi/bu-yeni-mutasyon-hic-de-hayra-alamet-degil/

***

Hürriyet‘ in haberi:

Koronavirüs salgınıyla savaşta en büyük umut ve silah haline gelen Kovid-19 aşılarıyla ilgili yeni yapılan bir araştırmanın umut verici sonucu açıklandı. Oxford Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre Oxford-AstraZeneca aşısı bireyleri hastalıktan korumasının yanı sıra koronavirüsün bulaştırılmasını “büyük ölçüde” engellediği ortaya çıktı.

İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırma, Kovid-19’a karşı geliştirilen Oxford-AstraZeneca aşısının bireyleri hastalıktan korumasının yanı sıra koronavirüsün bulaştırılmasını “büyük ölçüde” engellediği sonucuna vardığı belirtildi.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını etkisini artırmaya devam ediyor. Öte yandan ​Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, Kovid-19’a karşı geliştirilen Oxford-AstraZeneca aşısının bireyleri hastalıktan korumasının yanı sıra koronavirüsün bulaştırılmasını “büyük ölçüde” engellediği sonucu ortaya çıktı.

Aşıların bireyleri ağır hastalıktan koruduğu üçüncü faz çalışmalarında gösterilmişti ancak bulaştırma üzerindeki etkileri tam olarak bilinmiyordu. Kovid-19 salgınının seyri açısından, aşıların bu yöndeki etkisinin kritik önemde olduğu düşünülüyor.

Henüz resmi olarak yayımlanmayan çalışmaya göre, “Aşı, bulaştırma üzerinde de önemli oranda engelleyici etkiye sahip” ve “yeni vaka sayılarının azalmasını sağlayabilir.”

Kamuoyuyla paylaşılmayan araştırmada çıkan sonuçlara göre, aşıların bireyleri yalnızca ağır hasta olmaktan koruması durumunda toplumsal bağışıklık için nüfusun büyük bölümünün aşılanması gerekiyor. Aşı ancak uygulandığı bireyleri koruyabiliyor. Ancak eğer aşı virüsün yayılmasını da engellerse, aşı olan her birey kendisinin yanı sıra diğerlerini de korumuş olacak ve bu durum salgının seyrinde ciddi bir etki yaratacak.

TESTLERİN POZİTİF ÇIKMA ORANI YARI YARIYA DÜŞTÜ

İngiliz medyasında çıkan habere göre, Oxford Üniversitesi’nin 17 bin kişiden alınan örneklerle yaptığı araştırma, katılımcılardan her hafta numuneler alarak “ne kadar virüs taşıdıklarını” izledi. İki dozun da yapıldığı

Öte yandan, virüsü taşımayan bireylerin hastalığı bulaştırması da mümkün olmadığından, mevcut sonuçlar aşının bulaştırıcılığa karşı ciddi bir etkisi olduğu şeklinde yorumlanıyor.

İLK DOZUN 3 AYDAKİ ETKİSİ YÜZDE 76 DÜZEYİNDE

Araştırmada ortaya çıkan diğer bir sonuca göre, Oxford-AstraZeneca aşısı yalnızca ilk dozun yapılmasından sonraki üç ayda yüksek düzeyde koruyucu olmayı sürdürüyor.

Oxford Üniversitesi’ndeki çalışma, İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’dan 17 bin kişide ilk doz aşının ardından koruyuculuk düzeyinin 3 ay boyunca yüzde 76 düzeyinde kaldığını gösterdi.

İkinci dozun ardından bu oran yüzde 82’ye yükseldiği ifade edildi. İngiltere’de 9,6 milyondan fazla kişiye aşının ilk dozu yapılırken, tüm dünyada 100 milyondan fazla dozun uygulandığı tahmin ediliyor.

İngiltere’de sağlık otoriteleri, iki aşı dozu arasındaki süreyi uzatarak, mümkün olan en fazla sayıda kişiye ilk dozu en kısa zamanda ulaştırma stratejisini benimsiyor. Bu tercih, uluslararası sağlık çevrelerinde tartışmalara konu oluyor.

Bu düşünceye göre, mümkün olan en çok kişiye ilk dozu yapmak, ölüm oranlarının düşürülmesine katkı sunabilir. Ancak bu plana göre iki doz arasında 12 haftayı, yani 3 ayı bulan süreler bırakılması gerekiyor.

BAKAN ÇALIŞMAYI UMUT VERİCİ BULDU

İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock ise Oxford’un araştırmasının “son derece umut verici” olduğunu belirterek, bunun aşının bulaştırıcılığı da engelleyeceğine yönelik görüşe önemli bir dayanak sağladığını kaydetti.

İngiltere’de 9,6 milyondan fazla kişiye aşının ilk dozu yapılırken, tüm dünyada 100 milyondan fazla dozun uygulandığı tahmin ediliyor.

***

EK 1 83.2.2021): İsviçre, İngiliz-İsveç ilaç firması AstraZeneca’nın yeni tip koronavirüs için geliştirdiği aşıya ilişkin sunulan verilerin onay için yetersiz olduğunu ve yeni araştırmalara gereksinim duyulduğunu bildirdi. 

YORUM EKLE