KOVİD’de Antikor Miktarı Değil Kalitesi Daha Önemli Olabilir

Koronavirüslerde spike (S), zarf, membran ve nükleokapsit (N) olmak üzere dört yapısal protein vardır.

Virüsün yüzeyindeki S proteini RBD kısmı ile ACE-2 reseptörlerine bağlanarak hücre ve virüs membranlarının kaynaşmasını (füzyon) ve virüsün hücre içine girmesini sağlar.

SARS-CoV-2 ile enfekte olan insanların çoğu S ve N proteinlerine karşı antikor geliştirdiği için bunlar klinik serolojik çalışmalarında antijen olarak kullanılır.

S proteini nötralizan antikorlar içim önemli bir hedeftir; bu sayede virüsün hücre içine girmesi önlenmiş olur.

Bugün için virüsün temizlenmesinde, hastalığın ağırlığının şekillenmesinde ve ilk enfeksiyondan sonra bu cevapların devamlılığı hakkındaki bilgiler sınırlı veya tartışmalıdır.

Virüse karşı oluşan antikor seviyelerinin süresi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber IgG sınıfı antikorların enfeksiyondan 3 ay sonra hızla azaldığını ve haftalar hatta aylar sonra sabit kaldığını gösteren araştırmalar vardır.

Virüse özgü antikorların ağır hastalık geçirenlerde, belirtisiz veya hafif geçirenlere göre daha yüksek olması, antikor cevaplarının etkinliği hakkında şüpheler yaratmaktadır.

Bir düşünceye göre, enfeksiyonun akıbetini antikorların miktarından çok kalitesi belirler.

S bazlı DNA aşılarıyla aşılamadan sonra SARS-CoV-2’ ye maruz bırakılan primatlarda nötralizan antikorlar ve korunmanın immun sonuçlarının gelişmiş olması antikor cevaplarının hastalığın iyileşmesinden ziyade önlenmesinde daha etkili olabileceğini göstermektedir.

COVID-19/SARS-CoV-2 Pandemic | FPM

KOVD’ de antikorlar ne işe yarıyor?

Science Immunology’ de yayınlanan yeni bir araştırmada KOVİD’ de antikorların enfeksiyon sırasında hastalık şiddetini modüle etmedeki rolü, serolojik cevaplarının süresi ve antikor cevaplarının re-enfeksiyona karşı koruyucu olabilme dereceleri tespit edilmeye çalışıldı.

Hastanede yatan 79 KOVİD hastası ve SARS-CoV-2 ile enfekte ayaktan takip edilen ve asemptomatik 175 kişiden alınan 983 plazma örneği incelendi. Bu hastaların 25’ i vefat etti.

Hafif hastalığı olduğu için ayaktan tedavi gören hastalarda ağır hastalık geçirenlere göre, nükleokapsit antijenine kıyasla spike proteinin S1 veya RBD kısımlarını hedefleyen IgG sınıfı antikorlar daha yüksek seviyede bulundu.

Plazma antikor artışı viral RNAemi’ deki azalmayla korelasyon gösteriyordu ama akut hastalığı olanlardaki antikor cevapları hastalığın akıbetini belirlemede yetersizdi.

Nötralizan antikorların yatan hastalarda ayaktan tedavi edilenlere göre arttığı ve RBD-ACE2 blokajı ve RBD IgG seviyeleriyle ilişkili olduğu görüldü.

Ayaktan tedavi gören veya asemptomatik kişilerde IgG dahil SARS-CoV-2 antikorları enfeksiyondan sonraki beş ay içinde giderek azaldı.

YORUM EKLE