KOVİD GEÇİRMEK AŞILANMADAN DAHA FAZLA BAĞIŞIKLIK SAĞLAR AMA AŞILANMA HAYATİ ÖNEM TAŞIR

Dünyada en çok aşı yapılan ülkelerin başında gelen İsrail’ de yapılan araştırmaya göre, Kovid enfeksiyonundan sonra gelişen tabii bağışıklık, Delta varyantına karşı iki doz Pfizer-BioNTech aşısından çok daha fazla koruma sağlıyor (1).

Delta varyantının hâkim olduğu 1 haziran-14 ağustos arası dönemi kapsayan araştırmada Kovid geçirmeden 2 doz aşı olan, Kovid geçiren ama aşı yapılmamış olan ve Kovid geçirdikten sonra tek doz aşılanan üç grubun yeniden enfekte olma, belirti gösterme, hastaneye yatma ve ölüm riskleri değerlendirildi.

BİR: 2021 senesi ocak-şubat aylarında aşı yapılanlarda Delta varyantı ile yeniden enfeksiyon riskinin aynı dönemde hastalık geçirenlere göre 13 misli fazla olduğu tespit edildi.

İKİ: Semptomatik hastalık geçirme riski de aşı yapılanlarda anlamlı derecede yüksek bulundu.

ÜÇ: Mart 2020-şubat 2021’ de enfekte olanlardaki bağışıklığın zamanla azaldığı tespit edilmekle beraber aşı yapılanlarda yeni enfeksiyon riskinin 6 misli ve semptomatik hastalık riskinin 7 misli arttığı da ortaya çıktı.

DÖRT: Ağır Kovid tablosu sebebiyle hastaneye yatma riski de enfekte olanlara kıyasla aşı yapılanlarda daha yüksekti.

BEŞ: Kovid geçirdikten sonra tek doz aşı yapılanların Delta varyantına karşı daha iyi korundukları belirlendi.

Bu sonuçlar, insan bağışıklık sisteminin gücünü göstermekle beraber bu ve diğer Kovid-19 aşılarının yine de ciddi hastalık ve ölüme karşı son derece koruyucu oldukları unutulmamalıdır.

Uzmanlar, aşılanmamış insanların kasıtlı olarak enfekte olma isteklerinin son derece riskli olacağı ikazını yapıyor ve bunun ölüme kadar gidebilen riskleri olabileceğine dikkat çekiyorlar.

2.5 milyon İsrail’liye ait tıbbi kayıtlar üzerinde gerçekleştirilen araştırma, tabii bağışıklığı ve aşılar ile sağlanan bağışıklığı kıyaslayan, gözleme dayalı en büyük gerçek dünya çalışması olarak görülüyor.

Bu sonuçlar bilim dünyasında, "enfeksiyon geçirenlerde gelişen tabii bağışıklığın aşılamadan çok daha iyi olduğuna dair bir ders kitabı örneği” olduğu şeklinde değerlendirildi (2).

Gelelim neticeye

Kovid aşıları uygulanmaya başladığından beri, Kovid geçirerek kazanılan bağışıklığın hiçbir zaman aşılar kadar güçlü olamayacağı, Kovid geçirenlerin de hiç geçirmemiş olanlar gibi aşılanmaları gerektiği söylendi durdu.

Sürekli mutasyon gösteren spike proteini temelli aşıların sağladığı bağışıklığın virüsün tüm proteinlerine karşı bağışıklık gelişmesini temin eden tabii enfeksiyondan daha güçlü olduğunda hâlâ ısrarlı olanlara duyurulur.

Bu araştırma, immünolojinin temel kaideleri ile akıl ve mantığın da gösterdiği gibi hastalık geçirerek kazanılan bağışıklığın aşılarla sağlanandan daha güçlü ve geniş kapsamlı olduğunu gösteriyor.

Enfeksiyonu ve bulaşmayı önleyemeyen, etkinlikleri zamanla azalan ve yeni dozlar gerektiren aşılarla "toplum bağışıklığının" sağlanmasının mümkün olmadığını yakında herkes kabul etmek zorunda kalacaktır. Bu aşılar sadece ağır hastalık ve ölümleri önleyebilir, şahsi korunma sağlayabilir.

Daha önce de birkaç defa yazmış olduğum gibi, “Kovid geçirenlerin dünyanın en etkili aşısını yaptırmış oldukları” bu araştırma ile delillendirilmiş oluyor.

Pandemi de virüsle karşılaşanların sayısının belirli bir seviyeye gelmesiyle sonlanabilecektir.

Kovid geçirenlerin en azından şu aşamada aşılanmalarına gerek olmadığını söyleyebiliriz ama tabii ki isteyenler istedikleri aşıları istedikleri dozlarda yaptırabilirler.

YORUM EKLE